İstanbul'un her semtinde neredeyse her sokağında karışımıza çıkan tatlıcı, pastane, fırın dükkanları pandemi döneminde elde ettiği karları son zamanlarda artan enflasyondan dolayı kaybetmek üzere.
Artan enflasyon pastane, fırın, tatlıcı dükkanlarına alınan malzemelerin fiyatlarını epey bir etkiliyor. Bu nedenle dükkan sahipleri hem çalıştırdığı işçilerin ücretlerinde hem de aldığı malzemelerde maliyeti düşürmek için az ücretler harcamak zorunda kalıyor.
Az ücret duyan işçi de çalışmak istemiyor. Bu da işçi sıkıntısına bunun beraberinde de usta sıkıntısı yaşanmasına neden oluyor.
Posta Gazetesi'nin Haberine göre: İstanbul’da ortalama 5 bine yakın pastane var. Bunlara tatlıcı esnafı da dahil edilirse bu sayı 7 bin 500‘e çıkıyor. Türkiye genelinde ise kayıtdışı işletmelerden kaynaklı net sayı bilinmemekle beraber yaklaşık 40 bine yakın pastane ve tatlıcı bulunduğu tahmin ediliyor.
Türkiye’de şekerci, pastacı, tatlıcı ve unlu mamuller sektörünün büyüklüğü de yaklaşık 25 milyar dolar. Sektörün pandemi sonrasında yaşadığı en önemli sorunların başında ise şeker, yağ ve fıstık gibi hammaddelerin yanı sıra kira ve ambalaj malzemelerinin fiyatlarındaki fahiş artışlar geliyor.
USTA BULMAK ZORLAŞACAK
Sektörün toplamda 300 bin kişiye istihdam sağladığını belirten İstanbul Şekerciler, Pastacılar ve Tatlıcılar Esnaf Odası Başkanı Aykut Şener, sektörün peçete, poşet, plastik, çatal, kutu vs. gibi ambalaj malzemeleri satan yan sektörlere de büyük istihdam sağladığını söyledi. Şener, “Ancak buna rağmen, birçok sektörde olduğu gibi pastacılar ve genel olarak unlu mamuller sektöründe de ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Çırak bulmakta zorlanıyoruz. Yeni çıraklar bulamadığımız için bir süre sonra usta bulmak da zorlaşacak” dedi.
KAYITDIŞILIK VAR
Sektörün en önemli sorunlarından birinin kayıtdışılık olduğunu dile getiren Şener, “Kayıtdışılığın en olmaması gereken sektörde çalışıyoruz. Çünkü biz gıda işi yapıyoruz. İnsan hayatı söz konusu. Ama maalesef kayıtdışının en fazla olduğu sektörüz. Son dönemde mültecilerle beraber bu daha da arttı. Bu noktada bazı ilçe belediyelerinin üstüne düşen görevi yerine getirmediğini görüyoruz. Sıkı bir denetimle bu sorun ortadan kalkacaktır. Biz ilgili kurumlara sürekli şikayetleri yapıyoruz. Sadece haksız rekabet açısından değil, halk sağlığını düşünerek bu işletmelere dur denmeli” diye konuştu.
TÜRK HALKI SEVİYOR
Pandemi nedeniyle zor günler geçiren esnafın enflasyonist ortamda oldukça zorlandığını söyleyen Şener, “Fahiş kira artışları ve hammadde fiyatlarındaki artışlar nedeniyle ekonomik açıdan iş yerini kapatan esnaf arkadaşlarımız oldu. Kira artışlarının yasal orandan daha fazla yapılması üyelerimizi kanuni yola başvurmaya sevk etti. Fakat biz Türk halkı olarak pastane ürünlerini seviyoruz. Yeme alışkanlığımızın önemli parçası olan çok sayıda ürünümüz var. Bu yüzden sektörümüzü etkileyecek boyutta bir kepenk kapatma olmadı” dedi.
YÜKSEK KOMİSYONLAR SINIRLANSIN
Şener, esnafın taleplerini ise şöyle sıraladı:
Piyasada stokçuluk önlensin ve fıstık ürünlerinde ihracata kota getirilsin.
Yeme-içme sektöründeki KDV oranı yüzde 1’e indirilsin.
Esnafın emekli olmak için 9000 gün olan Bağkur primi 7200 güne indirilsin.
Online yemek sipariş platformlarının işletmelerden aldığı yüksek komisyon oranı tavanı yüzde 10 ile sınırlandırılsın.
Personel ödemeleri, elektrik, su, doğalgaz fatura ödemelerine devlet destek sağlasın.
İşyeri kira artışlarına konutlarda olduğu gibi tavan getirilsin.
Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifleri’nden alınan kredi limitleri arttırılarak düşük faiz uygulansın.
Sektöre özel kredi ve çek ödemelerinin ertelenmesi ile yasal yoldan koruma sağlansın.
Bağkur ödemelerinde teşvik sağlansın.
Personelin SGK primlerinde indirim yapılsın.