Türkiye''de son yılların en büyük felaketinin yaraları sarılırken, binaların güvenliğine ilişkin tedbirler, kentsel dönüşüm önerileri ve riskli yapıların tespiti gündemdeki yerini koruyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kapsamlı rapor da hazırlayan KTÜ''lü bilim insanları, olası afetlere ilişkin çalışmalarını sürdürüyor. KTÜ Yapı Sağlığı İzleme Laboratuvarı''nda; Yusufeli ve Deriner barajları, Rize-Artvin Havalimanı, cami ve tarihi köprülerin de aralarında olduğu 40 yapı, deprem, heyelan ve zemin oturması gibi risklere karşı ivmeölçer sensörleri ile 7 gün 24 saat takip ediliyor. Hassas titreşimleri de algılayan sensörler ile eski ve güncel veriler karşılaştırılıp, anında risk durum analizi yapılıyor. Yapılara yerleştirilen yerli yazılımlı sensörler sayesinde; titreşimler veriye dönüştürülüp, internet yolu ile laboratuvardaki takip merkezine iletiyor. Yapılarda olası afetler dışında kolon ve duvarlara müdahale ile oluşabilecek risk durumu da sensörlerle tespit edilebiliyor. Uzmanlar, 2016''da TÜBİTAK desteği ile yurt dışından getirtilip, yerli yazılımla geliştirdikleri sistemin yaygınlaştırılmasını öneriyor.
''HİSSEDEMEDİĞİMİZ TİTREŞİMLERİ ALGILAYIP İLETİYOR''
''Türkiye Ulusal Risk Kalkanı'' çalışma gruplarında yer alan KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, üniversite olarak yapı sağlığı izleme sistemleri alanında öncü olduklarını söyledi. Prof. Dr. Altunışık, "Yapımızın belirli noktalarına özel sensörler yerleştiriyoruz. Bu sensörler bizim hissedemediğimiz ama yapıdaki minimum düzeydeki titreşimleri 7 gün 24 saat algılayıp, bize internet aracılığıyla veri yolluyor. Bu veriler, belirli bir değeri aşarsa bize mesaj gönderiyor. Yeşil ışık yandığında yapı düzgün şekilde hayatına devam ediyor. Turuncu ışık olunca bir sıkıntıya girmek üzere. Kırmızı ışık yandığında ise yapıda acil şekilde incelenmesi gereken problemler olduğuna işaret ediyor" dedi.
HABERSİZ KOLON KESMEYE ÇALIŞILIRSA BİLGİ VERECEK
Sistemin kurulduğu binalarda, tahribata neden olabilecek sıra dışı her durumu izlediklerini anlatan Prof. Dr. Altunışık, "Bu sistemi bir binaya kurduk. Diyelim; haberimiz olmadan o binadan bir kolon kesmeye çalışıyorsunuz. Kolonu makine ile kırdığınız anda oluşacak titreşimler, limitlerin üzerinde olacağı için bize hemen binada problem olduğu bilgisi gelecek. Burada olay sadece deprem değil. Karadeniz''de dolgu üzerinde inşa edilmiş birçok yapı var. Trabzonspor''un sahası, dolgu sahası üzerine inşa edilmiş ve belirli aralıklarla ''zemin oturuyor mu ve hasar oluşuyor mu'' sorusu oluşuyor. Yine Trabzon''da, Moloz mevkisinde bir cami inşa ediliyor. Yine Yomra''da yüksek katlı binalarımız dolgu üzerinde. Deprem olmadan da dolgunun oturmasıyla, kaymasıyla, sel, heyelan, kaya düşmesiyle binalar zarar görüp, hasara uğrayabilir. Bunların da anlık şekilde belirlenmesi bu sistemler ile yapılabilir" diye konuştu.
''BİNALARIN HASAR TESPİTİ 1-2 GÜN İÇİNDE YAPILABİLİR''
İvmeölçer sensörlerle izledikleri binaları üniversite imkanları ile takip etiklerini kaydeden Prof. Dr. Altunışık, "Yüksek bina, fabrika, cami minaresi, barajlar gibi birçok yapıyı izliyoruz. Artık bu tür yapıların sahiplerinin, kurumların, bakanlıkların veya site sakinlerinin binalarını izletme için talepkar olması ve bizlerden bilimsel destek almalarını istiyoruz. İstiyoruz ki; olası felakette bunların tespitlerini hızlı şekilde yapalım. Depremlerden sonra günlerce hasar tespitiyle uğraştık. Bu sistemin kurulduğu on binlerce binanın hasar tespitini 1-2 gün içerisinde yapabiliriz. Bunların ihtiyacını deprem bölgelerinde çok hissettik. Çok önemli camiler, yüksek katlı binalar ve köprülerde hasar tespiti yapamadık. Bu gibi yapılara bu sistemlerinin kurulması çok önemli" dedi.
Kaynak:DHA