Madencilerin "Şeytanın Altını" olarak adlandırdığı, dünyanın en tehlikeli maddesi olarak bilinen sülfür yeniden gündemde. Endonezya'nın Java bölgesindeki Kawah Ijen yanardağı, geceleri yamaçlarında beliren mavi alevlerle turistlerin dikkatini çekiyor. Bu büyüleyici manzaranın ardında, madencilerin tehlikeli ve riskli çalışma koşullarıyla çıkardığı "Şeytanın Altını" adı verilen sülfür bulunuyor.
Sülfür, şeker, kibrit ve pil gibi ürünlerde kullanılan önemli bir doğal kaynak olmasına rağmen, Endonezya'daki kükürt madenciliği son derece tehlikeli bir iş. Diğer işlere göre daha yüksek maaş sunması nedeniyle cazip görünse de, bu madencilik faaliyeti yaşamı tehdit eden koşullar içeriyor.
Yanardağdan atılan sülfür gazı, metal borular aracılığıyla dışarıya yönlendirilir ve sarı levhalar halinde katılaşır. Madenciler, bu levhaları elle kırarak sepetlere yerleştirir ve omuzlarında kraterin yüzeyine taşır. Bu ağır yük taşıma işlemi, madencilerin ortalama yaşam süresini 50 yılın altına düşürmekte ve omurga yaralanmalarına neden olmaktadır.
Ayrıca, kraterin tabanındaki zehirli sülfür dioksit dumanları da madenciler için ciddi bir tehdit oluşturur. Uygun koruma olmadan çalışan madenciler, bu gazı soluyarak ciğerlerine ve gözlerine zarar verebilirler.
Java'daki sülfür madencileri, dünyadaki son madencilik topluluklarından biri olarak bilinmektedir. Sülfür endüstrisinin değeri 13 milyar doları aşıyor.