Asgari ücretin 2025 yılı için belirlenmesi süreci hızla yaklaşırken, işverenlerin ve sendikaların talepleri kamuoyunda büyük merak konusu olmaya devam ediyor. Özellikle Deutsche Bank'ın, yüzde 30'luk bir zammın işletmeleri zorlayabileceği yönündeki yorumu dikkat çekerken, işçiler ise bu teklifin yeterli olmadığını savunarak tepkilerini dile getiriyor.
YÜZDE 30 ZAM OLURSA KAÇ OLACAK?
Eğer asgari ücrete yüzde 30 oranında bir artış yapılırsa, mevcut asgari ücretin yaklaşık 5 bin 100 lira artarak 22 bin 100 lira seviyesine yükselmesi bekleniyor. Ancak sendikalar ve işçi temsilcileri, bu zammın mevcut ekonomik koşullar altında yetersiz olduğunu ve daha yüksek bir oranın gerektiğini ifade ediyorlar.
Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde işçi, işveren ve hükümetin katıldığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplantıları Aralık ayında gerçekleştirilecek ve yeni ücret yıl sonuna doğru açıklanacak.
İŞ DÜNYASI YÜZDE 30 İSTİYOR
İş dünyası, asgari ücret artışının yüzde 30 ile sınırlandırılmasını talep ederken, hükümetin Orta Vadeli Programı'nda (OVP) belirtilen yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 41.5 olarak öngörülüyor. Bu fark, işçi sendikaları ve çalışan kesim tarafından ciddi eleştirilerle karşılanıyor. Ayrıca, vergi, ceza ve harçlar gibi kalemlerdeki artışlarda belirleyici olan yeniden değerleme oranının (YDO) yüzde 44 civarında olması bekleniyor, bu da enflasyonun yüksek seyredeceğini gösteriyor.
Eylül itibarıyla açlık sınırının 19 bin 830 TL’ye ulaşmış olması, işverenlerin talep ettiği yüzde 30’luk artışın asgari ücreti bu seviyenin hemen altına yerleştireceğini gösteriyor. Bu durum, yaklaşık 8 milyon asgari ücretlinin zaten açlık sınırının altında bir gelirle yaşamaya çalıştığı gerçeğiyle birleşince, işçi kesimi ve sendikalar tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor. İş dünyasının enflasyon ve YDO’nun altında bir zam talep etmesi, işçilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştıracağı endişesiyle tartışma konusu olmaya devam ediyor.
‘AÇLIK SINIRINA BAKSINLAR’
DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, asgari ücretin yılbaşında belirlenen 17 bin TL'lik seviyesinin, artan enflasyon nedeniyle alım gücü açısından 10-11 bin TL'ye düştüğüne dikkat çekerek işveren kesiminin ve hükümetin bu duruma daha duyarlı yaklaşması gerektiğini vurguladı. Görgün, "Bu lafları söylerken açlık sınırına da bir baksınlar. Bu açıklamalar vicdana ve hayatın gerçeklerine sığmaz" diyerek tepki gösterdi.
TOPLU PAZARLIK KOŞULLARI UYGULANMALI
Görgün ayrıca, enflasyonun yüksek seyretmesi nedeniyle şimdiden bir rakam dile getirmenin zor olduğunu, ancak asgari ücret pazarlığında toplu pazarlık koşullarının tam anlamıyla uygulanması gerektiğini belirtti.
Milli gelirdeki artıştan pay alındığı, enflasyon farkının telafi edildiği ve vergi adaletinin sağlandığı bir yapı talep ettiklerini vurgulayan Görgün, işçilerin ekonomik zorluklarının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
