Kredi kartlarındaki faiz oranlarının artması ve parasal sıkılaşma politikası, şirketleri olumsuz etkiledi. Borçlarını ödeyemeyen pek çok şirket iflas bayrağını çekti. İflas ile beraber ise işsizlik oranlarında da artışlar yaşandı. Ünlü ekonomist Atilla Yeşilada, katıldığı bir YouTube yayınında işsizliğin artacağını ve şirketlerin batacağını söyledi.
FAİZ ORANLARI 4,25’E GELDİ
Yüksek enflasyon ve dolar kuru ile mücadele etmek amacıyla politika faizini Merkez Bankası yüzde 50 seviyesine kadar çıkarmıştı. Bu noktada kredi kartı işlemlerinde uygulanan aylık azami akdi faiz oranı yüzde 4,25'e getirildi. Kartlardaki faiz artışı ise pek çok vatandaşı olumsuz etkiledi.
180 BİN KİŞİYE YASAL TAKİP BAŞLATILDI
Bankalar Birliği’ne göre; temmuz ayında bireysel kredisini ödeyemeyenler 78 binden 96 bine yükselirken, bireysel kredi kartını ödeyemeyenler 100 binden 114 bine kadar geldi. Bireysel kredi ya da kredi kartı borcunu ödeyemeyerek yasal takibe düşenlerin oranı da 180 bine gelirken, Temmuz'da aylık yüzde 52 oranında artış kaydetti.
İFLASLARIN YÜZDE 20 ARTACAĞI ÖN GÖRÜLÜYOR
Kredi kart faiz oranlarındaki artış sonrasında yasal takibe alınanlar için iflas artışları da yaşanıyor. Konkordato Takip sitesinin verilerine göre, 2024'ün ilk 7 ayında bin 554 konkordato talebi yaşandı. Allianz Trade, son Küresel İflas Raporu’nda Türkiye’de 2024 yılında iflasların yüzde 20 artmasını ön görüyor.
YEŞİLADA: BATACAKLAR, İŞSİZLİK ARTACAK
Ünlü ekonomist Atilla Yeşilada ise son durumu ‘batacaklar’ diyerek açıkladı. Yeşilada veriler ışığında acı tabloyu açıkladı. Bir YouTube yayınında konuşan Yeşilada, şu ifadelerde bulundu;
“Batacaklar. İşsizlik artacak. Türkiye'de ilk 7 ayda 1.775 tane konkordato gerçekleşmiş. Türkiye'de 1 milyon kayıtlı şirket var; az bile olmuş, 175 bin tane olsa daha iyi olurdu. Bu batanlar yüzde 90'ı teşkil ediyor. Artık yaşam şansı kalmayan bir toplumun ve devletin onlara sunduğu kaynakları boşuna sarf eden şirketler. O şirketlerin işten çıkartılanlarının hiçbirisi de iş bulamayacak diye bir şey söz konusu değil”
“KATMA DEĞERİ DÜŞÜK ŞİRKETLER”
Batan şirketlerin çoğunun düşük katma değerli ve düşük teknolojili ürünler ile hizmetler sunan şirketler olduğunu belirten Yeşilada, “Bunlardan boşta kalanlar, benzer dallarda çok rahatlıkla iş bulabilir. Kimseyi küçümsemiyorum, yanlış anlamayın; tekstilde sıradan bir işçi işsiz kalır, gider bir AVM'de bir dükkânda çalışmaya başlar ya da bir hizmet sektöründe, restoranda iş bulur” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM; ‘RASYONEL BİR POLİTİKA VE SOSYAL ADALET’
İflas sonucunda oluşacak olan işsizlik sorununa da değinen Yeşilada, konjonktürel işsizliğin oluştuğunu belirtti. Yeşilada, işsizliğin ekonomideki istikrarı sağlamanın vazgeçilmez bir şartı olduğunu söylerken, bir sorun teşkil etmediği vurguladı. Yeşilada,”Eğer işsizliği konuşacaksak, biz TÜİK rakamlarına göre ortaya çıkan yüzde 17,5 genç işsizliği ve pandemiden bu yana düşmeyen yüzde 30 geniş kapsamlı işsizliği konuşalım. Bunlar, Erdoğan'ın rant rejiminin kayırmacı rejiminin doğal sonuçlarıdır ve bunları değiştiremezsiniz. Bunları değiştirmek için iktidarın değişmesi, Türkiye'nin gerçekten samimi bir şekilde rasyonel bir politika ve sosyal adalet düzenine geçmesi gerekebilir” dedi.
