Canan İSPİR / KAMU SON HABER
(ÖZEL HABER )
Samsun’da yaşayan M.N.A., Türkiye İnsan Hakları Kurumu’na yaptığı başvuruda geçtiğimiz Ekim ayında Atakum ilçesindeki bir apartmanın ikinci katındaki konutun kiralık olduğunu öğrenince bilgi almak üzere emlak danışmanı G.Ş.’yi aradığını kaydetti. Danışmanın kendisine direkt olarak medeni halini sorduğunu, bekar olduğunu söylemesi üzerine "Aile şeklinde olacaksa veririz yoksa ev sahibi vermiyor, ev sahibi aile istiyor" şeklinde yanıt verdiğini belirtti.
“BEKÂRA EV VERMİYORUZ”
Bu durumun ayrımcılık olduğunu ve bu nedenle ev sahibi ile görüşmek istediğini ileten M.N.A., "biz sadece aracıyız bekara ev vermiyoruz, ev sahibinin isteği bu yönde" şeklinde talebinin reddedildiğini, kendilerini şikayet edeceğini söylemesi üzerine ise emlak danışmanın "istediğin yere başvur" diye yanıt verdiğini ifade etti.
EV SAHİPLERİ ALMANYA’DA OTURUYOR”
Dosya kapsamında yazılı olarak görüş bildiren emlak danışmanı G.Ş., aralarında herhangi yazılı sözleşme bulunmayan ev sahipleri E.U. ve R.U.''nun Almanya''da ikamet ettiklerini ve eski kiracılarının eve zarar vermeleri, kirayı zamanında ödememeleri ve binanın aile binası olmasından dolayı evini aileye kiralamayı tercih ettiğini bu nedenle müşterilere bu yönde yanıt verdiklerini kaydetti. Daha önce de bekar kişilere ev kiralanmasına aracılık ettiğini belirten G.Y, dosyaya konu olayda ise müşterilerinin talebi doğrultusunda hareket ettiğini ve ayrımcılık yaptığı iddiasını kabul etmedi. Ev sahipleri ise Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile Mainz Başkonsolosluğu’na giderek yanıt vermedikleri kaydedildi.
ANAYASA MADDELERİ HATIRLATILDI
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, geçtiğimiz günlerde başvuruyu karar bağladı. Kararda anayasanın “kanun önünde eşitlik”, “mülkiyet hakkı”, “çalışma ve sözleşme hürriyeti” başlıklı maddeleri hatırlatılarak, “Anayasanın 48’inci maddesine göre herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Buna göre sözleşme hürriyetinde sözleşme yapıp yapmama, sözleşme yapılacak kişiyi seçme, sözleşmenin içeriğini belirleme ve değiştirme, sözleşmeye son verme gibi görünümleri bulunmaktadır. Bahsi geçen madde hükümleri sözleşme hürriyetini koruma altına almış olsa da bu hak kişilere sınırsız bir koruma alanı vermemektedir. Anayasanın 10’uncu maddesi olan eşitlik ilkesi sınırın aşılması durumunda fren görevi görünmektedir.” İfadeleri kullanıldı.
10 BİNER TL İDARİ PARA CEZASI
TİHEK’in kararının sonuç bölümünde başvuranın M.N.A.’nın medeni hali nedeniyle doğrudan ayrımcı bir muameleye maruz kaldığı, dolayısıyla da eşit muamele ilkesi ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine kanaat getirildiği ifade edildi. Oy birliği ile alınan kararda tarafların ayrımcılık yasağının ihlali gerekçesiyle ayrı ayrı 10 biner TL idari para cezasına çarptırılmasına, tarafların 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’ne itiraz hakları bulunduğu ifade edildi.