Bir Çingeneye Ağıt
Pişmanlıklarınızın yer aldığı radyo frekansındasınız. Sözün bittiği yerden sesleniyorum size.
Seçmek zorunda bırakılışlarımız mı daha acıtır canımızı, yoksa seçimlerimizin sonuçlarına katlanmak mı daha ağır!
Pişmanlığınız aklınızı ele geçiriyorsa, ruhunuz bedeninize dar geliyorsa, bilmelisiniz ki affedileceğiniz mecra bu dünya değil. İnsan olmanın dayanılmaz kararsızlığına yenik düşen bir insanın hikâyesi bu. Her akşam kendini öldürüp, her sabah cesedini üstünde taşımak zorunda kalan bir ruh hayal edin zihninizde. En sevdiği çocukluk hatırasının en orta yerinde, elinde bir çürük elma, tek başına kalakalmış.
'Çingene Boksör'; Johann Rukelie Trollmann'ın biyografisinden yola çıkarak, Rike Reiniger tarafından kaleme alındı. Dr. Gülen İpek Abalı tarafından Türkçeye kazandırıldı. 1907 Hannover doğumlu, 1933 Orta Sıklet Almanya Şampiyonu Trollmann, Adolf Hitler'in lideri olduğu Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) iktidarı döneminde, Wittenberg'te oluşturulmuş 'Neuengamme Toplama Kampı'nda acımasızca öldürüldü (1944). 1933-1945 yılları arasında Nazi Almanya’sı olarak adlandırılan bu dönem, kitleleri derinden etkileyen uygulamalarla, onarılması mümkün olmayan büyük toplumsal yaralar açarak, otoriter devlet üzerine kurulu radikal milliyetçi bir siyasi ideolojinin, ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin güçlü bir göstergesidir.
Dünya prömiyeri, Almanya'da kalabalık bir kadro ile gerçekleştirilen 'Çingene Boksör', ilk kez tek kişilik bir gösteriyle Türk tiyatro sahnelerinde de hayat buldu. Dramatik kurgusu ve öne çıkan dramatik oyunculuk başarısı ile sahnelendiği dönemde yoğun ilgi ile karşılanan oyun, evrensel teması nedeniyle sarsıcı bir etki bırakmıştı.
Boksör Ruki, temel hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılarak, insan olma onurunun ayaklar altına alındığı bir kara düzenin tam ortasından bize sesleniyor. 'Faşizm ve Irkçılık' ayıplı bir insan kusurudur. Irkçılık evrensel bir suçtur.
'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde de yer aldığı gibi;
I. Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit dünyaya gelir.
II. Dünya üzerinde yaşayan herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bütün hak ve özgürlüklerden yararlanabilir.