Çocuğun gelişim süreçlerinde anne ve babanın davranışları kritik önem taşıyor. Sosyal medyanın yaygın bir şekilde kullanılması bu alanda da içerik üretiminin yaygınlaşmasına sebebiyet verdi. Özellikle yeni anne, baba olan bireyler doğru davranış modelleri ve çocuğun gelişim süreçleri hakkında daha bilinçli hareket etseler de sosyal medyada yaygınlaşan içerikler zaman zaman yanlış bilgilerin yayılmasına da sebebiyet verebiliyor. Uzman Klinik Psikolog Elif Maden ebeveyn ve çocuk iletişimine ilişkin Kamu Son Haber’e özel açıklamalarda bulundu.
SARİYE NUR DÖNMEZ/ ÖZEL HABER
Uzman Klinik Psikolog Elif Maden sosyal medyada paylaşılan anne-çocuk içeriklerine yönelik yaptığı değerlendirmede söz konusu içeriklerin nasıl filtrelenmesi gerektiğine dair, Önemli olanın paylaşılan bilginin kaynağına bakmak olduğu vurgulayarak bilgiyi paylaşan kişinin psikolog ya da çocuk gelişim uzmanı olmasının önemli olduğuna dikkat çekti. Maden, bilginin kaynağına bakmakla birlikte bilgiye dair aynı konuyla ilgili çeşitli kaynakların ebeveynler tarafından taranmasının gerektiğini vurgularken, her ebeveyn-çocuk ilişkisini dinamiğinin çok farklı olduğunu sosyal medyada anne ve çocuk iletişimine yönelik videolarda, tek bir videodan alınan bilgiyi kişisel hayatına aktarmanın doğru olmadığı da belirtti.
BU DURUMDA UZMANDAN YARDIM ALINMALI
Ebeveyn ve çocuk iletişiminde zaman zaman meydana gelen iletişim kopukluklarına da değinen Maden, ‘’ Biz uzman olarak herhangi bir kriz anında yada çocuğun getirdiği herhangi bir problemde ebeveynin o çatışmayı yapıcı bir şekilde çözebilmesini bekleriz çünkü yetişkin konumunda olan ebeveynin kendisi ancak ebeveyn kendini yetersiz ve tahammülsüz hissediyorsa, birden fazla çözüm yolu denenmesine rağmen çocuktan herhangi bir geri bildirim alınamadıysa o zaman bir uzmana başvurulmalı’’ şeklinde konuştu.
2 YAŞ İTİBARİYLE SINIR KOYMAK ÖNEMLİ
Çocuk gelişimi üzerine bilincin de artmasıyla birlikte aslında ebeveynler çocuklar üzerinde travmatik durumlar oluşturmaktan endişe etmeye başladı. Bununla birlikte travma yaratma endişesi anne ve babanın çocuk üstündeki otoritesini de zedeleyebiliyor. Uzman Klinik Psikolog Elif Maden, bu kapsamda yaptığı değerlendirmede çocuğun sağlıklı gelişimi için 2 yaş itibariyle sınır konulmasının önemli olduğuna dikkat çekerek, ''Genellikle ebeveynler çocukları kırmamak için daha yumuşak bir iletişim tarzı belirliyor. Çocuğu kırmamak için onu cezalandırmamak için disiplin,otorite açısından herhangi bir sınır koymuyor. Ancak otorite olmayan bir evde çocuk kendini güvensiz bir ortamda hissediyor. Çünkü ona göre her şey ulaşılabilir, her şey yapılabilir hayır diyen bir kişi yok. Bu durumda çocuk okula başlayıp kurallarla tanıştığında yalpalıyor’’ dedi. Maden, anne ve babaların travma oluşturma endişelerine yönelik,çocukta travmanın çok hızlı ve kolaylıkla yaratılamayacağını vurgulayarak, ‘’Fiziksel ve bedensel bütünlüğüne zarar ve tehdit edici bir olay travma yaratabilir, zarar verici davranışlara maruz kalan çocuklarda travma oluşabilir, sevgi görmeyen çocuklarda travma olabilir ancak bu durumların çok uzun süreli yaşanıyor olması travmaya sebep olur. Bunun dışında çocuğa sınır koymak ona hayır demek, evin düzeniyle onun hayatıyla ilgili sınırlandırmalar yapmak onda travma yaratmaz aksine olması gereken bir şeydir. Eğer çocuğunuza kural koyarken sevgi dolu yaklaşıyorsanız, o sınırı neden koyduğunuzu net bir şekilde anlatıyorsanız,bu onda herhangi bir travma yaratmaz. Çocuğun gelişim sürecinde hayır cevabını da duyması gereklidir.’’ ifadelerini kullandı.
TUTARSIZLIK ÇOCUĞUN ÖZDEĞER ALGISINI DÜŞÜRÜYOR
Anne ve babanın çocukla iletişimde sergilediği tutarsız davranışların çocuğun kişisel ve zihinsel gelişimi üzerinde kritik etkileri bulunuyor. Uzman Psikolog Elif Maden bu kapsamda yaptığı değerlendirmede ‘’Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin bir gün iyi diğer gün kötü ilerlemesi durumunda, bir olay kapsamında anneden yada babadan önce onay alınıp sonra aynı olay için olumsuz cevap verilmesi durumunda yaşanan tutarsızlığın çocuğun,’’tamam demek ki yetişkinlerle iletişim bu şekilde ilerliyor’’ mesajını almasına neden oluyor ve çocuk her an bir olumsuz bir geri bildirim alacağını düşünerek, sürekli tetikte kalıyor. Bu durum yaşamın ilerleyen dönemlerinde iş hayatında, sosyal yaşantısında ya da romantik ilişkilerinde sürekli karşısındakine karşı sürekli bir güvensizlik oluyor. Bunun yanı sıra zihinsel gelişimde de tutarsız davranışların çocuğa yaşattığı kararsızlık, problem çözme becerilerini olumsuz etkiliyor, özdeğer algısı düşebiliyor. Bunun yanı sıra çocuğun mizacına bağlı olarak annenin kolaylıkla manipüle edilebileceğine yönelik bir düşünce kazanmasına da yol açabilir’’ dedi