Devlet kurumlarına olan güvenin her geçen gün eridiği bir ortamda, bu güvensizlik durumu kurumlar arası ilişkilere de yansıyor. Ceza hukuku profesörü Adem Sözüer, toplumda ceza adaletine duyulan güvenin ciddi şekilde sarsıldığını belirtti.
Son olaylar, devlet kurumlarının birbirlerine olan güvenini zedelerken, bu duruma örnek olarak Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması gösteriliyor. Garipoğlu’nun ölümüne dair yapılan testler, Adalet Bakanlığı’nın ilgili kurumlarıyla birlikte sorgulanırken, Sözüer, “On yıl sonra mezardan çıkmayan kefen, Adalet Bakanlığı tarafından bağlı olduğu kurumlara giydirilmiştir” dedi.
Sözüer, Garipoğlu’na yönelik Feth-i Kabir kararını değerlendirerek, “Adli Tıp’ın otopsisine güvenilmediği için mezar açıldı. Peki, şimdi kurumun yapacağı DNA incelemesine kim güvenir?” ifadelerini kullandı.
Bir diğer dikkat çekici olay ise Beyoğlu'nda bir kadının iki kişi tarafından taciz edilmesi. İlk olarak serbest bırakılan şüpheliler, sosyal medyadaki tepkiler sonrası yeniden gözaltına alındı. Bu durum, adalet sisteminin tepkilere göre hareket etmesi gerektiği yönündeki tartışmaları alevlendirdi.
Sözüer, bu olayların, toplumda adalet sistemine olan güvenin daha da sarsılmasına yol açtığını vurguladı.
