Çin modernleşmesinin dünyaya etkileri tartışmasında dikkat çeken açıklamalar

Çin modernleşmesinin dünyaya etkileri tartışmasında dikkat çeken açıklamalar

Çin'in kalkınmasının ve modernleşmesinin küresel ekonomi açısından yarattığı fırsatlar ve küresel yönetimde yaratacağı olası değişimler, Şanghay'da düzenlenen Lanting Forumu'nda ele alındı.

(AA) - Çin Kamu Diplomasisi Birliğinin, Şanghay yerel hükümetinin desteğiyle ilk kez Şanghay''da gerçekleştirdiği foruma dünyanın farklı ülkelerinden siyasetçiler, hükümet görevlileri, iş insanları ve akademisyenler katıldı.

"Çin Modernleşmesi ve Dünya" konulu forumda katılımcılar, Çin''in Kovid-19 salgınının ardından yeniden kapılarını dünyaya açtığı, Çin modernleşmesinin krizlerin ve jeopolitik çatışma ve gerilimlerin arttığı bir dönemde dünya ekonomisini ve dünya düzenini nasıl etkileyeceği konusunda değerlendirmelerde bulundu.

TEK BAŞINA OLMADI

Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang, forumun açılışında yaptığı konuşmada, modernleşmenin insanlığın ortak amacı, tüm ülkelerin vazgeçilmez hakkı olduğunu, küçük bir azınlığın ayrıcalığı olarak görülemeyeceğini söyledi.

Çin Gang, "Modernleşme küçük bir azınlığın imtiyazı değil her ülkenin vazgeçilmez hakkıdır. Modernleşmeyi gerçekleştirenler, köprüleri yıkmaya, diğer ülkelerin modernleşmesini engellemeye çalışmamalıdır." dedi.

Çin''in son yüzyılda zorlu çabaların ardından kendine özgü modernleşme doğrultusunu bulduğunu ve insani gelişimin yeni bir biçimini geliştirdiğini ifade eden Çin Gang, reform ve dışa açılma politikasıyla son 40 yılda 800 milyon insanın mutlak yoksulluktan kurtarıldığını, 400 milyonluk orta sınıfın oluşturulduğunu vurguladı.

Gelişmiş ülkelerinin tümünün toplam nüfusunu aşan 1,4 milyarlık Çin nüfusunun modernleşme yolunda ilerlemesinin küresel ekonomiye yeni güç kattığına dikkati çeken Çin Gang, Çin''in halihazırda 140''tan fazla ülke ve bölgenin en büyük ticaret ortağı olduğunu, diğer ülkelere günde ortalama 320 milyon dolar yatırım yaptığını ve ayda ortalama 3 bin yabancı işletmenin Çin''de yatırım ve ticari faaliyette bulunduğunu dile getirdi.

Bir Çin atasözünün, "Yalnızca ortak iyilik için güdülen amaç adil olabilir." dediğini anlatan Çin Gang, Çin''in modernleşme çabalarında dünyanın tümünün iyiliğini göz önünde bulundurduğunu belirterek "Çin modernleşmesi tek başına açan çiçek değildir. Özel çıkar meselesi değildir. Çin''in kalkınması küresel barışa olumlu bir enerji sağlayacak, küresel kalkınma için fırsatlar yaratacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

SAHTE MODERNLEŞME DAYATMASI

Eski Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff de forumun konukları arasındaydı. Bu ayın başında Çin ve Brezilya’nın üyesi olduğu BRICS grubu ülkeleri tarafından kurulan Yeni Kalkınma Bankasının (NDB) başkanlığını üstlenen Rouseff, forumun açılışında yaptığı konuşmada, Çin''in modernleşmesinin "küresel güney" olarak adlandırılan az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin küreselleşmedeki rolüne katkı sağlayacağını vurguladı.

Rousseff, "Uzun yıllar küresel güney, özellikle de Latin Amerika ülkeleri, gelişmiş ülkelerin takipçisi oldu, sahte bir modernleşme bize dayatıldı. Bunun ilk hali sömürgecilikti, yerli halkların katli, sömürü, yağma ve kölelik… Bugün neo-liberal finansal sistemde servetin giderek daha az toplandığını görüyoruz." dedi.

Çin''in modernleşme yolunun küresel güneye yeni bir seçenek sunduğunu, yeni bir dünyanın mümkün ve gerekli olduğunu gösterdiğini vurgulayan Rousseff, "Krizlerin olduğu bir dünyada iklim değişikliğinin, artan jeopolitik çatışmaların, sanayi zincirlerindeki kesintilerin, küreselleşme karşıtı eğilimlerin olduğu bir dönemde Çin''in küreselleşmeye katkısı daha büyük önem kazanıyor." ifadelerini kullandı.

Rousseff, küreselleşmeyi yeniden kurmaya yönelik girişimlere, bölgesel entegrasyonların ağırlık merkezi olduğu, ticarette yerel para birimlerinin daha yaygın kullanıldığı yeni bir küresel finans mimarisine ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.

Çin modernleşmesinin 800 milyon insanı aşırı yoksulluktan kurtardığını, bunun tarihte benzeri görülmeyen bir başarı olduğunu kaydeden Rousseff, şimdi 2035''e kadar "modern sosyalist bir ülke kurma" hedefinin de dünya açısından sonuçlarının olacağını, daha kapsayıcı bir küreselleşme ve dünya yönetimiyle küresel güneyin yerini ve ağırlığını artıracağını vurguladı.

Rouseff, "Gelişmekte olan ülkeler yeni bir sanayileşmeye ihtiyaç duyuyor. Platform ve paylaşım ekonomisinin tüketicisi olarak kalmak istemiyor. Biz modernleşmeyi kendi halkımızın yararı için istiyoruz. Çin, bunun iyi bir örneğini veriyor. Çin modernleşmesi küresel güneyin yalnızca sağlayıcı değil ortak olması gerektiğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

ÇİN İLHAM VERİYOR

Afrika ülkesi Gambiya''nın Dışişleri Bakanı Mamadou Tangara da Çin Halk Cumhuriyeti''nin modernleşme döneminin başından bu yana tüm gelişmekte olan ülkeler için umut ışığı olduğunu dile getirerek, insanlığın ortak bir geleceğinin bulunduğu, birlik, ortaklık ve işbirliğinin küresel refah için vazgeçilmez olduğu hakikatini temsil ettiğini belirtti.

Çin modernleşmesinin dünyada kalkınma, barış, düzen ve güven eksikliklerine başarıyla yanıt verdiğini ifade eden Bakan Tangara, "Çin''in başarısı, birçok gelişmekte olan ülkeye yoksulluğu azaltmak ve ekonomik kalkınma ve refah için kendi formülünü arama ilhamı veriyor." dedi.

Çin''in küresel yatırımcı, kreditör, tüccar ve inşaatçı olarak yükselişinin küresel refah için çok sayıda yeni fırsatı ortaya çıkardığını vurgulayan Tangara, "Çin''in modernleşme çabaları ve başarısı, modernleşme için izlenebilecek birçok yolun bulunduğunu, her koşula uyacak geçerli tek modelin veya standardın olmadığını, her ülkenin kendi tarzında modernleşme hakkının bulunduğunu ortaya koydu." ifadelerini kullandı.

ORTAK TOPLULUK HEDEFİ

Eski Mısır Başbakanı İsam Şeref de forumdaki konuşmasında, Çin''in, modernleşmesinin temelini oluşturan "ortak geleceği paylaşan topluluk" oluşturma hedefini küresel inisiyatifleriyle ortaya koyduğunu ifade etti.

Şeref, Çin''in, ulaştırma ve altyapı projeleriyle tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde ticareti canlandırma geliştirme hedefiyle 10 yıl önce başlattığı "Kuşak ve Yol Girişimi"nin yarattığı işbirliği çerçevesiyle Çin''in modernleşmesinin küresel boyuta taşınmasına zemin oluşturduğunu vurguladı.

Çin''in modernleşme fikrinin çatışmacı olmadığını, kalkınma, barış ve uyum fikirlerinin kesiştiği bir alan yarattığını ifade eden Şeref, "Küresel Kalkınma Girişimi", "Küresel Güvenlik Girişimi" ve "Küresel Medeniyet Girişimi" gibi yeni inisiyatiflerin bu fikirlerin tamamlayıcısı olduğunu belirtti.

YEŞİL KALKINMAYA MODEL

Çin Uluslararası Ekonomik İlişkiler Merkezi Başkan Yardımcısı ve eski IMF Direktör Yardımcısı Cu Min, katıldığı panel tartışmasında, Çin''in karbon emisyonunu azaltma hedefleri kapsamındaki çabalarının ve yenilenebilir enerji yatırımlarının dünyanın yeşil bir geleceğe ilerlemesinde önemli pay sahibi olacağını vurguladı.

Çin''in karbon emisyon hedefleri kapsamında 2060''ta "karbon nötr" olmayı hedeflediğini, bu kapsamda 2030''a kadar fosil olmayan yakıtların toplam elektrik üretimi içindeki payını yüzde 50''ye çıkarmayı öngördüğünü ifade eden Cu, yenilenebilir kaynak alanında özellikle rüzgar ve güneş enerjisindeki hızlı gelişme sayesinde bu hedefe şimdiden ulaşıldığını aktardı.

Cu, Çin’in rüzgar ve güneş enerjisi üretiminin 2022''de 1,7 milyar kilovatsaate ulaştığını, fosil olmayan kaynakların toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 51,7''ye çıktığını bildirdi.

Çin''in ayrıca dünyada yenilenebilir enerji donanımları imalatının önemli bir bölümünü karşıladığını, güneş enerjisi panellerinin üretiminin dünyadaki toplam imalat kapasitesinin yüzde 91''ini oluşturduğunu belirten Cu, bunun küresel boyutta yeşil tedarik zincirine önemli katkı sağlayacağını vurguladı.

Cu, halen sanayileşme aşamasında olan bir ülkenin yeşil dönüşümü bu kadar hızlı gerçekleştirmesinin, yeşil kalkınma açısından model oluşturacağını kaydetti.

MODERNLEŞME ARTIK KÜÇÜK BİR AZINLIĞIN UHDESİNDE DEĞİL

"Çin Dünyaya Hükmettiğinde" kitabıyla tanınan İngiliz yazar, akademisyen ve siyasi yorumcu Martin Jacques, forumda katıldığı panelde, modernleşmenin öncüsü olan Batı''nın gelişmesinin durağanlaştığı bir dönemde Çin modernleşmesinin Batı dışı modernleşmenin başarı örneği olarak öne çıktığını söyledi.

Modernleşmenin 19. yüzyılın başında Batı''da sanayileşme ile başladığını ve o tarihten 20. yüzyılın ortalarına kadar da Japonya istisnası dışında büyük ölçüde Batı''nın tekelinde ayrımcı bir süreç olduğunu ve sömürgeciliğe yol açtığını ifade eden Jacques, savaş sonrası dönemde gelişmekte olan ülkelerin modernleşmeye geçmesiyle Batı dışı modernleşme deneyimlerinin ortaya çıktığını belirtti ve "Modernleşme artık küçük bir azınlığın uhdesinde değil." dedi.

Çin''in yükselişinin, Batı dışı bir ülke olarak modernleşmesinin sömürgeci dönemin aksine dünyaya fırsatlar sunduğunu vurgulayan Jacques, Çin''in elektrikli otomobil sektöründe son dönemdeki hızlı gelişimini örnek gösterdi.

Jacques, "Bugün dünyadaki tüm elektrikli otomobillerin yüzde 50''si Çin''de üretiliyor, yüzde 50''si Çin''de satılıyor. Eskiden Çin otomobili dendiğinde daha düşük kaliteli, düşük teknolojili otomobiller akla gelirdi ama bugün Çin pazarında satılan yeni elektrikli otomobillerin çoğu Çinli üreticilere ait. Önümüzdeki yıllarda dünyanın her yerinde Çin''in elektrikli otomobilleri satılacak." ifadelerini kullandı.

Modernleşmenin donuk bir şey olmadığına, devingen bir süreç olduğuna dikkati çeken Jacques, "Çin''in yükselişini düşündüğümüzde henüz nasıl gelişeceğini bilmiyoruz ancak bence dünya için iyi olacak. Batı modernleşmesi donmuş durumda. Batı, Çin''in yükselişi karşısında yüzüne ışık tutulmuş tavşan gibi şaşkın ve ne yapacağını bilmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.