‘Countouring’ olarak bilinen vücut şekillendirmenin, görünüşü iyileştiren bir ameliyat türü olmakla birlikte genellikle aşırı kilo verenlerde uygulandığını ifade eden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü uzmanlarından Prof. Dr. Fatih Doğan “İnsanlar çok kilo aldıklarında zaman derileri esner. Daha sonra fazla kilo kaybederlerse, ciltleri eski haline dönmek için yeterli esnekliğe sahip olmayabilir. Vücut şekillendirme bu sebeple yapılır” diyerek, vücut şekillendirme ameliyatları hakkında bilgi verdi.
“SABİT BİR KİLOYA ULAŞANA KADAR BU AMELİYATI OLMAMAK GEREKİR”
Prof. Dr. Doğan, şöyle devam etti:
“Ameliyat öncesinde öncelikle uzman bir hekime başvurulmalıdır. Bazı sağlık sorunları bu ameliyata engel olabilir. Cerrahlar ameliyat öncesinde hastalardan sağlıklı bir yaşam tarzına bağlı kalınmasını önerir. Buna iyi beslenme ve düzenli egzersiz dahildir. Sabit bir kiloya ulaşana kadar bu ameliyatı olmamak gerekir. Ameliyat sonrası kilo verilirse, yeniden sarkmalar meydana gelebilir. Ameliyat sonrasında kilo alınırsa cilt zarar görebilir. Bunun yanında ciltte daha fazla çatlak ve yara izlerine neden olabilir.”
“İYİLEŞME SÜRECİNDE ÇOK FAZLA KUVVETE MARUZ KALMAMAK GEREKİR”
Vücut şekillendirme ameliyatlarının genel anestezi altında yapıldığını belirten Prof. Dr. Doğan, “Nadiren de olsa spinal anesteziyle de uygulanabilir. Ameliyat sırasında tüm vücut parametreleri izlenir. Ameliyat sırasında ve sonrasında antibiyotik verilir. Bu enfeksiyonun önlenmesine yardımcı olmak içindir. İhtiyaçlara bağlı olarak, karın bölgesindeki sarkıklıkları gidermek, göğüslerinizi dikleştirmek, kollarınız veya uyluklardaki fazla dokuları almak için de kesiler uygulanabilir.
Fakat bu kesiler cerrahi olarak kapatılır, düzgün bir kontur oluşturulur. Ameliyatlardan sonra bir gece hastanede kalınır. Bu süreçte de yara bakımının nasıl yapılacağı hastaya anlatılır. Cerrahlar, ameliyat sonrasında taburculuk sürecinde hastalara hareket sınırlaması da önerir. Çünkü iyileşme sürecinde çok fazla kuvvete maruz kalmamak gerekir. Hekimin talimatları mutlaka yerine getirilmeli, hekim iyi dinlenmelidir. Doğru hasta hekim iletişimiyle sorunsuz iyileşme mümkün olabilmektedir” ifadelerini kullandı.