ABD tarihinin en büyük terör saldırısı olan 11 Eylül saldırıları 22. yılına girerken, hayatını yitirenlerin yakınları ve mağdurlar tarafından açılan davaların çoğu hala bir sonuca bağlanamadı.
Sayılarının 10 bin civarında olduğu belirtilen 11 Eylül mağdurları ve yakınlarının, saldırıların faillerinin bulunması ve tazminat talebiyle açtıkları davalardan bazıları sonuçsuz kaldı.
Saldırıların mağdurları, geçen yıllar boyunca 4 ABD Başkanı'nın desteğini alabilmek için hukuk firmaları aracılığıyla lobi şirketlerine para ödemek dahil birçok yolu denemek zorunda kaldı.
Avukatlık firmalarının üstlendiği bazı davalar neredeyse çeyrek asır geçmiş olmasına rağmen karara bağlanamadı.
Ayrıca, 11 Eylül'ün 5 şüphelisi olarak görülen mahkumların uzlaşma görüşmeleri de hala belirsizliğini koruyor.
FBI DA "SUUDİ ARABİSTAN" DİYOR
Saldırıların kimin tarafından finanse edildiği sorusunun cevabı halen aranırken, saldırılarda kullanılan yolcu uçaklarını kaçıran 19 teröristten 15'inin Suudi Arabistanlı olması gözleri bu ülkeye çeviriyor.
FBI'ın iddiası bu yönde. FBI, saldırıları Suudi Arabistan'ın fonladığını iddia ederken, Suudi Arabistan ise "bağlantı" iddialarını yalanlıyor.
BIDEN REDDETMİŞTİ
Son olarak 5 şüphelinin "uzlaşmaya girmesi" için süreç başlatıldı ancak aradan geçen bir yılda bu da sonuca varamadı.
11 Eylül saldırılarının kurbanlarının aileleri, yıl dönümü öncesi Biden ve Kongreye gönderdikleri mektupta tüm suçluların adalet önüne çıkarılmasını ve ABD Başkanı Joe Biden'a gönderdikleri mektupta Guantanamo'daki mahkumların uzlaşma tekliflerini reddetmelerini istedi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi, Biden'ın 7 Eylül'de önüne getirilen uzlaşma şartlarını reddettiğini açıkladı.
11 EYLÜL 2001'DE NE OLDU?
ABD finans sisteminin kalbi New York, 11 Eylül 2001 sabahı İkiz Kuleler olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik terör saldırılarına uyandı.
Newark, Boston ve Washington'dan havalanıp San Francisco ve Los Angeles'a giden 4 yolcu uçağının kaçırılmasının ardından Los Angeles'a giden Amerikan Airlines'a ait yolcu uçağı, yerel saatle 08.46'da İkiz Kuleler'in kuzey yönündeki binasına çarptı. Kuzey kulesi alevler içinde yanarken United Airlines'a ait kaçırılan diğer bir uçak da ilk saldırıdan tam 17 dakika sonra canlı yayında güney kulesine çarptı.
İkiz Kulelere saldırıların ardından kaçırılan bir diğer uçak da ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarptı.
Kaçırılan son uçak ise Pennsylvania eyaleti kırsalında F-16'lar tarafından düşürüldü.
11 Eylül saldırıları sonucu uçakları kaçıran 19 saldırgan hariç New York, Washington ve Pennsylvania'da toplam 2 bin 977 kişi hayatını kaybetti.
YÜZ BİNLERCE SİVİL ÖLDÜ
ABD, 11 Eylül saldırılarının hemen ardından Irak ve Afganistan'a girdi. Net rakamlar bilinmese de bu işgaller sonucu yaklaşık 250 bin sivilin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor.
ABD'nin Afganistan'a girdiği 2001 ile çıktığı 2021 arasındaki 20 yıllık süreçte yaklaşık 50 bin Afgan sivilin yaşamını yitirdiği belirtiliyor.
Öte yandan, ABD'nin 2003'te girdiği Irak'ta da bugüne kadar 200 bin sivilin hayatını kaybettiği aktarılıyor.
DAVACILARIN PARA KAVGASI
Öte yandan, 11 Eylül'le ilgili bir diğer tartışma konusu da tazminat konusu.
ABD Başkanı Biden'ın, Afganistan'ın New York bankalarında bulunan ve Taliban'ın yönetimi ele geçirmesi üzerine ihtiyati tedbir konulan 7 milyar dolarının yarısının 11 Eylül mağdurlarına tazminat olarak dağıtılmasına yönelik kararı, bu paradan ilk sırada faydalanmak isteyenlerle daha fazla tazminat beklentisi bulunan davacıları birbirine düşürdü.
ABD Kongresi'nde Şubat 2022'de onaylanan Terörizm Kurbanları Yasası gereği, 11 Eylül mağdurlarına yaklaşık 3,5 milyar dolar ödenmesi planı yürürlüğe girmiş, durumuna göre bazı ailelerin diğerlerine göre ek ödemeler alabileceği bildirilmişti.
Kararın ardından 11 Eylül mağdurlarını temsil eden firmalardan Kreindler & Kreindler Hukuk Bürosu, mahkemeye gönderdiği mektupta sadece Taliban'a 2012'de dava açan ve "Havlish davacıları" diye bilinen gruba ödeme yapılmasına karşı çıkarak kendi müvekkillerinin de bu parada hakkının olduğunu savundu.
Mahkemeye yazdığı mektupta avukat James P. Kreindler, "Havlish davacıları"nın 11 Eylül'de ölen sadece 47 kişiyi temsil ettiğini ve mahkemenin bu kararının "öldürülen diğer 2 bin 930 kişinin ailelerinin zararına olacağını" savundu.