Türk tarafından Mardin'in Derik ilçesindeki Kasrı Kanco'da ağırlanan İmamoğlu, "Bu ülkenin güçlü bir barışı, huzuru ve geleceğinin en iyi şekilde olması için, birbiriyle gerçekten samimi konuşan insanların inşa edeceği bir dönemin varlığı için koşuyoruz" dedi.
İmamoğlu'na Mardin ziyaretinde CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen, Gül Çiftçi, TBB encümeninde görev alan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak, Doğan Hatun ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere eşlik etti.
İmamoğlu ve Türk, yaklaşık 3 saat süren ağırlamanın ardından kameraların karşısına geçti.
''KAYYUM SİYASETİYLE, BU ÜLKENİN DEMOKRASİYE KAVUŞMASINA İMKAN YOK''
Ev sahibi sıfatıyla ilk konuşmayı yapan Ahmet Türk, “Türkiye'deki gelişmeleri hepimiz dikkatle izliyoruz. Kayyum siyasetiyle, bu ülkenin demokrasiye kavuşmasına imkan yok, olanak yok. Gönül isterdi ki; barışçıl, kucaklayıcı bir sürecin gelişmesidir. Adaletsizliğin, eşitsizliğin ortadan kalktığı bir sürecin gelişmesidir. Hepimiz, demokrasiye inananlar, bunun çabası içindeyiz. İnanıyorum ki, çok kısa bir sürede, bu ülkeye demokrasi gelir, halklarımız kucaklaşır, ötekileştirilen politikalardan vazgeçilir; adaletin ve eşitliğin olduğu bir düzen sağlanmış olur. Gönlünde barış yatan, bu ülkede kucaklaşmayı, kardeşliği esas alan herkesi misafir etmek istiyorum” dedi.
''YERELDE YETKİLER KISITLANDI''
Türkiye'de yerel demokrasinin çok güçlü olmasını ve yerelden büyük bir kalkınmayı hedefleyen ülke olmayı hedeflemek gerektiğini belirten İmamoğlu, "Yereldeki kalkınmanın da yegane adresi, açıkçası yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimleri güçlendirmediğiniz zaman, ama bir belde ama bir ilçe ama il, büyükşehir fark etmez, orada gerçekten kalkınmayı sağlayamazsınız. Bu manada bütçe olarak güçlendirilmesini, yetkilerinin arttırılmasını, yereldeki o güçlü yapının varlığıyla ülkenin tamamına yayılacak olan zenginleşmeyi, insanların daha iyi bir eğitim almasından tutun, kreşlerinden, sosyal yardımlaşmasına varıncaya kadar yerel hizmetlerin en güçlü seviyeye ulaşması ki dünyadaki örnekleri de böyle, bu şekilde olabilir, bu şekilde mümkündür. Biz, ülkemizde yerelde güçlenmeyi, yerelde yetkilerin daha fazla olmasını konuşurken, ne yazık ki uzun yıllardır tam tersine bir süreci yaşadık. Yerelde yetkiler kısıtlandı. Hatta bugün Türkiye'de, artık yerel yönetimlerin bütçeleri, sadece maaş ödeme seviyesine kadar inecek şekilde bir basiretsizlik yaşanmakta. Şimdi biz bu sorunları çözmeyi, bu sorunları tekrardan iyileşmeye dönük bir seviyeye adım atmayı hesaplamak veya bu hedefleri koymak yerine, ne yazık ki Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümünde, yani ikinci yüzyılına güçlü bir adım atalım derken, daha ilk günlerinde biz kayyumu konuşuyoruz. Yani seçme seçilme hakkının gasp edilmesini konuşuyoruz. Seçme seçilme hakkının yok sayılmasını konuşuyoruz. İnsanlarımızın yetkilerinin elinden alındığında, gerçekten bu ülkeye olan inancı azalıyor ve en fazla da bu ülkenin çocuklarını ve gençlerini etkiliyoruz. Onlar, geleceğe umutla bakmakta sıkıntı çekiyorlar” diye konuştu.