İslam Memiş, piyasalardaki korku atmosferine dikkat çekerek, seçimlerin ekonomiye dair her şeyin manipüle edildiğini ve korkunun pompalandığını belirtti.
İşte, Memiş'in değerlendirmelerinden öne çıkan noktalar:
Seçimlerin bahane edilerek ekonomiye dair her şeyin manipüle edildiğini ve korkunun pompalandığını görüyoruz. "Seçimden sonra ne olacak?" algısı yapılıyor. Asıl problemimiz ekonomik kriz değil, iletişim ve ahlak. İletişimde ciddi problemlerimiz var.
Birbirimizle anlaşamayan, ayrışan, her geçen gün sosyal ahlaksızlığa itildiğimiz bir süreçten geçiyoruz.
Güven de ikincil problemimiz. İnsanların kendi parasına güvenmemesi, güven kaybolunca varlıklarını farklı yerlerde aramaları doğal bir sonuçtur. Ancak güveni faiz artırarak veya farklı enstrümanlar açıklayarak kazanamayız. Güven parayla satın alınamaz.
Verilen mesajların hepsi korku ve endişe yönünde. Sanki herkes aynı gemide değilmiş gibi algı yaratılıyor. Her seçim öncesi bu algı mevcuttur.
Bankalara gidip paraları çekin, bankaların batacağı algısı siyasi bir kindarlıktır. Akıllı insanlar bunlara inanmazlar ancak hala inananlar da vardır. İnsanlar uyanık olmalıdır.
Dolar kurunda, euroda, gram altında ve Borsa İstanbul'da yaşanan durumu aktardım. Ancak bazıları, doların yükseldiği durumlarda fırsat kollayıp koptu gidiyorlar. Bu yanlış bir tutumdur. Herkesin ülkeye karşı sorumluluğu vardır.
Ekonomik kriz var evet, iletişim kanalları da yanlış, karar vericiler halka bağını kopardığı için biz ayrıştık. Birbirimizi dinleyemiyoruz ve doğru karar veremiyoruz. Bu ayrışmayı normalleştirmemiz lazım.