26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e 9 Eylül 1922'de girerek düşman işgalinden kurtardığı tarihi gün olan İzmir’in Kurtuluşu'nun 101'nci yıl dönümü.
Milli Mücadele'nin sona ererek Türk milletinin kurtuluşu ve bağımsızlığını elde edişinin simgesi olan İzmir'in Kurtuluşu, başta İzmir'de olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanında coşku içinde kutlanıyor.
İzmir'in Kurtuluşu'nun sembolü haline gelen Milli Mücadele'nin kahramanlarından ve İzmir'de bayrağı göndere çeken Diyarbakırlı Gazi Reşo Çavuşun gururlandıran hikayesi;
Diyarbakır'lıydı.
Ergani'den.
Meleman köyünden.
Kara Aliler'den Kamber ve Kutte’nin küçük oğlu.
Karayağız bir delikanlı.
Gözü karaydı.
Kaşı da.
Korkusuz ve cesur.
İyi nişancı.
İyi ata binerdi.
Süvari çavuşuydu.
Atıyla tozu dumana katan bir borandı.
Bir kara şahan.
8.5 yıldır askerlik yapıyordu.
Abisini Balkan Savaşı'nda kaybetmişti.
Akrabaları Urfa'yı, Antep'i, Maraş'ı Fransız'a dar etmişti.
Amcaoğlu bir bacağını Dumlupınar'da bırakmıştı.
Kendisi günlerdir atın üzerinden inmemişti.
Doğu cephesinden başlayarak sırasıyla Sakarya, Kütahya, Dumlupınar, Afyon Muharebelerine katılmıştı.
9 Eylül sabahı Fahrettin Altay Paşa’ya bağlı birliklerle İzmir’e ilk girenlerdendi.
Öncü.
Kordonboyunu dört nala geçti.
Hükümet konağına ulaştı.
Koşar adım balkona çıktı.
Yunan bayrağını indirip, yerine Türk bayrağını göndere çekti.
İndirdiği bayrak işgalin sonuydu.
Adı Reşo idi.
Reşo Çavuş.
Cumhuriyet'ten sonra Mehmet Reşit Nazlı ismini aldı.
Gazi Mehmet Reşit Nazlı.
Herkes İstiklal madalyasını takarken, ona vermediler.
Kayıtlarda ölü görünüyorsun dediler.
Yaşadığını kanıtlayamadı.
Yaşar, ne yaşar, ne yaşamazdı.
Defalarca başvurdu madalya için.
Alamadı.
Yine de darılmadı.
Her 9 Eylül sabahı Memelan köyünde köylülerine İzmir marşı okudu.
Yıllar geçti.
1972 yılında Ergani'de görev yapan Yüzbaşı Talat'a açtı derdini.
Son umuduydu.
Talat yüzbaşı girdi devreye.
Ama yine vermediler madalyasını.
Yine "sen yaşamıyorsun" dediler.
Bu kez pes etti..
Üç ay sonra da öldü.
73 yaşında kalbi kırık hayata veda etti.
Reşo Çavuş öldükten sonra hakkını büyük oğlu Hacı Nazlı ( Reşo Çavuş Karaalioğullari ) aradı.
Her yere başvurdu.
Kaymakamlık, Valilik, Genelkurmay, Bakanlık, Başbakanlık.
Çalmadık kapı bırakmadı.
Ama kapılar bir bir yüzüne kapandı.
Bıkmadı, usanmadı.
Sonunda Ergani ile ilgili Kurtuluş Savaşı dönemine ait kayıtlara Elazığ'ın Maden ilçesinde ulaştı.
Orada yazıyordu Reşo Çavuş'un kim olduğu.
Kurtuluşta neler yaptığı.
Belgelerle Milli Savunma Bakanlığı'na başvurdu.
Yıl 2011 idi.
Yani kurtuluştan tam 89 yıl sonra.
Reşo Çavuş nihayet İstiklal Madalyasına kavuştu, göğsüne takamadan öldüğü İstiklal Madalyasına.
Mezarında onurlandı.
Bugün 9 Eylül, İzmir'in kurtuluşu.
Bu isimsiz kahramanları unutmamalıyız.
Bu vatanı onlara borçluyuz.
Not: 9 Eylül'de İzmir'de hükümet konağına Türk bayrağının göndere çekilmesiyle ünlü fotoğraf 1923 yılında kutlamalarda çekilmiştir.