Kamu Son Haber'in birinci sayfası için tıklayın...
‘PORSİYONLARI KÜÇÜLTTÜK DERT YİYİYORUZ’
Ankara’da emekliler artan gıda enflasyonu karşısında yetersiz kalan maaş zammına tepki gösterdi. Emekli öğretmen “Paranın satın alma gücü düştü. Et ve tavuk artık alamıyoruz. Çok pahalı, markete girmeye korkuyoruz. Birileri çok üst düzey yaşarken, büyük bir kesim perişan durumda” dedi.
Ankara'nın Çankaya ilçesinde yaşayan emekliler, maaş zammı ve artan gıda enflasyonuna tepki gösterdi. 57 yaşındaki Mehmet Koç, "Emekliye zam yapanlar 10 bin lirayla bir ay geçinsinler ben her şeye razıyım. Her şeyi birilerinin dediği gibi porsiyonları küçültüyoruz. İnsanlar dert yiyor, dertten başka bir şey etmiyor. Üç öğün dert yiyoruz" dedi.
Bir başka emekli de “10 bin lirayla, insanlar ancak bir hafta 10 gün idare edebilir. Oysa daha emekli maaşları alınmadan, etiket etiket üzerine değiştirdiler. Emeklileri yok sayıyorlar, işin özeti bu. Olmasak yönetim için daha iyi. Hani okullar olmasa Milli Eğitim’i daha iyi idare ederiz diyorlar ya, emekliler de olmasa biz bu ülkeyi daha iyi idare ederiz diyorlar” diye konuştu.
66 yaşındaki emekli Ali Bülbül de gıda fiyatlarının artışına tepki gösterdi: “Simit 15 lira, anca simit alabiliyoruz. İkimiz de emekliyiz. Emeklilik yılı değil de sürünme yılı” dedi.
Emekli maaşlarındaki artışın ardından gıda fiyatlarında da artış yaşanmasına tepki gösteren Ankaralı emekliler, geçinemediklerini söyledi. Bir emekli öğretmen, şunları söyledi: “Ben emekli öğretmenin, bu artışlardan gerçekten ne kendim adıma, ne de diğer emekliler adına, hiç memnun değiliz. Neden, çünkü paramızın alım gücü yok. Markete gitmeye çekiniyoruz. Hadi şunu da alalım bunu da alalım derken, en az 1000- 2000 lira tutuyor. Bizden daha kötü durumda olan emekliler ne yapsın. Ben üzülüyorum, hükümetin bu politikasını da son derece eksik ve yanlış buluyorum.
Ben bizzat kendi yakınlarımdan çok iyi biliyorum. O kadar sade besleniyorlar ki, et alım gücü çok düştü, tavuk bile deseniz çok yüksek. Allah herkesin yardımcısı olsun. Birileri çok üst düzey yaşarken, büyük bir kesim perişan durumda.”
65 yaşındaki Nevzat Yurdakul, emekli zammına ilişkin şunları söyledi: “Emekliler geçinemiyor. Tayyip Bey neyi uygun görürse onu veriyor. Bir şey de yapılamıyor. Yine muhalefetin, muhalefet etmesi sayesinde biraz yükseltildi, inşallah 17’ye çıkar diye umuyoruz bakalım. O kadar az almıyorum ben ama alanlara Allah yardım etsin. O para, para değil çünkü. Hele bir de evi falan yoksa yanmış zaten. Ben emekliyim ve evim olduğu halde, iki emekliyiz eşim de emekli, lüks bir harcamam yok hiç ama anca idare ediyor. Bunun önüne geçilemezse zaten felaket, aldığın zamlar hiçbir şey değil. İstediği kadar zam yapsınlar. Fiyatlar, etiketler, sürekli yükseliyor. Onu nasıl engelleyecekler”
“Olmasak yönetim için daha iyi” diyen bir emekli ise şöyle konuştu: “Emekli maaşı 10 bin lirayla, insanlar ancak bir hafta 10 gün idare edebilir. Oysa daha emekli maaşları alınmadan, etiket etiket üzerine değiştirdiler. Emeklileri yok sayıyorlar, işin özeti bu. Olmasak yönetim için daha iyi. Hani okullar olmasa Milli Eğitim’i daha iyi idare ederiz diyorlar ya, emekliler de olmasa biz bu ülkeyi daha iyi idare ederiz diyorlar. Emeklilerin bir bakıma ölüm yılı da diyebiliriz. İlk emekli olduğumda, 20 tane çeyrek altın alabiliyordum. Şimdi ancak 3 tane çeyrek altın alabiliyorum. İş bu hale geldi. Ama kendileri için lüksün sınırı yok. Harcamanın sınırı yok. Mesela Diyanet İşleri’ne bakıyoruz. Bir eğitim çalışması için bir otele, 3 milyon lira ödeme yapabiliyorlar. Sözüm ona tasarruf diyorlar ama diyanetin kendisi israf ediyor, tasarruf etmiyor. Sonra fakir fukara cennete daha yakındır gibi laflar ederek milleti oyalıyorlar. Şöyle söyleyeyim; vakti zamanında çocuğunu okutmuş, okutacak çocuğu olmayan, evi olan kira derdi olmayanlar yine de et alamıyorlar."