Kamu Son Haber'in birinci sayfası için tıklayın...
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ YÜZDE 70'İNİN GELİRİ YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA
Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur, "Her 10 sağlık çalışanından 8,5'i gündelik yaşamının devamı için borçlanmak durumunda" dedi.
14 Mart Tıp Bayramı doktorlar için de sağlık personeli için de kutlanacak değil, ekonomik sıkıntılarını, şiddete ve mobinge maruz kalmalarını dile getireceği bir güne dönüştü. Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin bu 14 Mart Tıp Bayramı'nda da çalışma koşullarının yetersiz olduğunu ve özlük haklarının gasp edildiğini ifade etti.
Sağlık Bakanlığı'na sağlık emekçilerinin maaşlarına artış ve sağlıkta şiddeti önlemek için etkili yasa çıkarma çağrısı yapan Uğur, "Sağlık çalışanlarının neredeyse tamamı şiddet olayları konusunda alınan önlemleri ve şiddet yönetimini yetersiz görmektedir. Sağlık çalışanları baskı ve mobbing ile yüz yüzedir. Her 10 sağlık çalışanından 8,5'i gündelik yaşamının devamı için borçlanmak durumunda" dedi.
Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, 14 Mart Tıp Bayramı öncesi sağlık emekçilerinin sorunlarını saptamak için üyeleri ile yaptığı alan araştırmasını değerlendirdi. Araştırmanın sonuçlarını aktaran Uğur, şunları dile getirdi:
"Araştırmanın sonuçlarına göre sağlık çalışanlarının çalışma koşulları elveriş- sizdir. Çalışma yaşamında fiziksel ve ruhsal sağlığı etkileyen faktörlere maruz kalma durumu ise belirgindir. Araştırmaya katılanların yüzde 91'i sağlıkta şiddetle karşı karşıya kalmıştır. Sağlık çalışanlarının neredeyse tamamı şiddet olayları konusunda alınan önlemleri ve şiddet yönetimini yetersiz görmektedir. Sağlık çalışanları baskı ve mobbing ile yüz yüzedir. Liyakat sorunu hissedilmektedir. Katılımcılardan 10'unun 7'sinin aylık düzenli iş geliri yoksulluk sınırının altındadır. Her 10 sağlık çalışanından 8,5'i gündelik yaşamının devamı için borçlanmak durumundadır.
Yaşamlarınızı emanet ettiğiniz sağlık çalışanlarının geçim derdinde kalması kabul edilemez. Sağlık çalışanlarının yarısından fazlası iş yükünün fazla olması nedeniyle istifa etmeyi düşünmektedir. Araştırma sonuçları sağlık çalışanları açısından Türkiye'nin en büyük ekonomik sorununu gelir dağılımındaki adaletsiz, en önemli siyasal sorununu da hukukun üstünlüğünün sağlanamaması olarak görmektedir.
Genel Sağlık İş, Sağlık Bakanlığı'ndan sağlık emekçilerinin ağır ve kötü çalışma koşullarının acilen düzeltilmesini, sabit, teşvik, taban ek ödemesi gibi sağlık çalışanlarının mağduriyetine sebep olan ve çalışma barışını bozan uygulamalara son verilmesini, en düşüğü yoksulluk sınırının üzerinde olacak şekilde kadrolu derecesine göre maaşlarda kademeli artış yapılmasını talep etmekteyiz. Tüm sağlık emekçilerini kapsayacak kademeli ek gösterge artışı yapılmasını sağlıkta şiddette sıfır tolerans gösterilmesini ve sağlıkta şiddeti önleyecek etkili bir şiddet yasasının çıkarılmasını, yeterli sayıda sağlık çalışanının istihdam edilmesini talep etmekteyiz. Tüm sağlık emekçilerine yıllık 90 gün yıpranma payı hakkı verilmesini, sağlık emekçilerinin giyim yardımı, nöbet, gece çalışma ücretlerini günün koşullarına uyarlamasını, Atatürk'ün başlattığı ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikalarını tekrar hayata geçirmesini talep etmekteyiz.
100 yıl önce yurdumuz toprakları emperyalistler tarafından işgal edildiğinde gitmeyen Tıbbiyeli Hikmet Boran'ın 100 yıl sonraki meslektaşları olarak bizler, karşılaştığımız tüm güçlüklere rağmen, mesleklerimizin onuru ile eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli, sağlık hizmeti sunmak için mücadeleyi dün olduğu gibi bundan sonrada sürdüreceğimize söz veriyoruz."