Bayram boyunca sağlıklı beslenmenin göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Turhan, “Kurban Bayramı’nın toplumumuzda geleneksel olarak yaşanma şeklini düşündüğümüzde sadece bir dini görevi yerine getirmekten ziyade ziyaretlerin ve bir arada yoğun paylaşımların yaşandığı, bunun yanında beslenme alışkanlıklarının da kısa sürelide olsa ciddi olarak değiştiği görülmektedir. Bu nedenle kalp ve tansiyon hastalarına bu sürece yönelik bazı önerilerde bulunmak, bildiğimiz ancak unuttuğumuz sağlıklı beslenmenin gereklerini ve önemini hatırlatmak gerekiyor” diye konuştu.
HAŞLANMIŞ ET TÜKETİLEBİLİR
Kalp hastalarının kurban eti tüketirken nelere dikkat etmeleri gerektiğinden bahseden Prof. Dr. Turhan şu bilgileri paylaştı:
“Kalp hastaları genel yaşantılarında olduğu gibi Kurban Bayramı sürecinde de kurban eti tüketebilirler. Burada önemli olan konu kurban etinin ne sıklıkta, hangi miktarda ve ne içerikte tüketebileceğidir. Kalp hastalarının beslenmesinde genel olarak kırmızı et tüketiminde bir kısıtlama vardır. Bu kısıtlama kırmızı et tüketiminin haftada iki öğünü aşmaması şeklindedir. Kurban etini de kırmızı et kapsamında değerlendirirsek, bayram sürecinde ve takip eden günlerde haftada iki öğünü geçmeyecek şekilde yenilebilir. Kurban etini tüketirken de özellikle yağlı ve sakatat diye adlandırdığımız kısımların kullanılmamasına dikkat edilmesi gerekir. Etin yağda pişirilmesinden ziyade haşlama şeklinde hazırlanması kalp hastaları için daha uygun bir yöntemdir. Etin yanında karbonhidrattan zengin etmek, pilav ya da patates gibi gıdalar yerine salata tüketilmesi sindiriminin daha kolay ve kalorisinin daha düşük olması nedeniyle tercih edilmelidir.”
FAZLA ET TÜKETİMİ SİNDİRİM SORUNLARINA YOL AÇABİLİR
Aşırı et tüketiminin zararlarını anlatan Prof. Dr. Turhan, “Kurban Bayramı’nda fazla et tüketimi, hayvansal gıdalardan gelen doymuş yağdan dolayı kolesterol düzeylerini artırmaktadır. Ayrıca çok fazla kurban eti tüketmek sindirim sorunlarına da yol açabilmektedir. Bu sebeple tüketilecekse eğer yağda kızartma ve işlenmiş et şeklinde olması yerine haşlama veya ızgara şeklinde tüketilmelidir” şeklinde konuştu.
SAĞLIK AÇISINDAN HER ÖĞÜNDE ET TÜKETİLMEMELİ
Hipertansiyon hastalarının da beslenmelerine özen göstermesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Turhan, “Hipertansiyon hastalarının bir öğünde fazla yemeleri, sindirimi zor gıdaları tüketmeleri ve tuzlu yemekleri tercih etmeleri tansiyonlarını olumsuz etkilemektedir. Kullanmakta oldukları tansiyon düşürücü tedavileri yetersiz gelmekte, tansiyon değerlerinde meydana gelen yükselme ve düzensizlik tedavinin yeniden düzenlenmesiyle de hemen kontrol altına alınamamaktadır. Bayram sürecinde hipertansiyon ve kalp hastaları her öğün kırmızı et tüketmemeye, normal yeme düzenlerini bozmamaya özen göstermelidir. Kırmızı et miktarı haftada 2 öğün olarak tüketilmeli, az tuzlu ve yağsız olmasına dikkat edilmelidir. Kurban etinin yanında salata ve diğer öğünlerde de sindirimi kolay besinler tüketilmelidir” ifadelerini kullandı.
ETİN YANINDA SALATA TÜKETİLMELİ
Kalp ve hipertansiyon hastalarının sağlıklı bir bayram geçirmelerinin mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Turhan, “Özellikle kalp ve hipertansiyon hastaları sağlık yönünden sorunsuz bir Kurban Bayramı geçirmek için olağan günlük yaşantılarını ve beslenmelerini fazla değiştirmemeleri gerekir. Bunu söylerken bu hastaların kurban etini hiç tüketmeyecekleri ya da bayramla ilgili güzelliklerden uzak duracakları anlamına gelmemektedir. Kurban etini uygun miktarda, uykun koşullarda hazırlanmış, yağsız ve az tuzlu şekilde tüketebilirler. Kurban etinin yanında ekmek, pilav ve tatlı gibi besinler yerine salata tercih edilmeli, tatlı yemek isteyenler için şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tüketilmelidir. Mümkün olduğu kadar sıvı tüketimini artırmalı, aralıklı öğünler yapmalı ve ağır yenilen öğünlerden sonraki öğünde daha dengeli besinler tüketilmelidir. Kalp ve tansiyon hastalığı aşırı yorgunluk, stres ve uykusuzluktan olumsuz etkilenmektedir. Sağlıklı beslenmenin gereklerini yerine getirirken, Kurban Bayramı sürecinde kalp ve tansiyon hastaları normal yaşam düzenlerini korumaya, aşırı yorgunluk, stres ve uykusuzluktan uzak durmaya çalışmalıdırlar” dedi.