Meral Akşener: "CHP'den istediğim 15 Milletvekili hayatımın pişmanlığı"

Meral Akşener: "CHP'den istediğim 15 Milletvekili hayatımın pişmanlığı"

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 3'ncü Olağan Kurultayda konuştu.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2018 yılında seçime girebilmek için CHP'den aldıkları 15 Milletvekili için pişman olduğunu söyledi.

Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Kılıç kullanan kol yorulur fakat saban kullanan kol her gün daha çok güçlenir. Milletimizi ve memleketimizi geçmişin kavgalarında hapsetmeye çalışanlara karşı İYİ Parti bugündür. Cesaret kemerini kuşanan vatan sevdalılarınındır. İftiracıların değil, kendisinden başka kimseyi düşünmeyenlerin değil, bu millet için hapse girmeyi göze alan cesurların partisidir. Şunu hiçbir zaman unutmayın: İYİ Parti’yi milletimiz kurdu, biz sadece tabelayı astık.

İşte tam da bu nedenle İYİ Parti’nin yolculuğu aslında milletimizin yolculuğudur. Biz buralara hiç kolay gelmedik. Davamız doğru olduğu için nice zorluğa direndik. Sözümüz doğru olduğu için nice iftiralara göğüs gerdik.

"PİS İFTİRALARI AFFETMEYECEĞİM"

Pis iftiralara şahit oldum, asla affetmeyeceğim. Birlikte hesaplaşacağız. Biz bu günlere koltuk için, zengin olmak için gelmedik. Zengin olmak isteyenler kapı dışarı… Biz bugünlere kendi ikballerimiz için de gelmedik.

Ben Meral Akşener… Ben sadece oylarınızla genel başkanınız olarak seçilmiş, başka hiçbir vasfı olmayan buradaki tek kişiyim. Beni parayla satın alabilen oldu mu? Biz bugünlere milletimiz için geldik. Kibirle kalbimizi karartmadı, makam sarhoşluğuna kapılmadık. Zaten makamla alakası olmayan buradaki tek kişi olduğum için böyle bir sarhoşluğum söz konusu olamaz. 200 kişilik kurucular kurulu oluşturduk.

Biz bu yola çıkarken hanginizden para istedim ki ben? Milletvekilleri; Genel Merkez’e para mı istedim ben? Genel Merkez yapıldı muhteremler. Çöp kutularını ben aldım. Nasıl buldun bu parayı diye neden demediniz? Ama bugün Meral Akşener’i düşmanlarının suçlamadığı iftiralarla suçladınız; Kahrolun!

"SONRA 6’LI MASA MESELESİ ÇIKTI"

Sonra yarı çarşaf yaptım, orada da kimseyi mutlu edemedim. Kurultaylar hesap verme yeridir. Ben hesap vereceğim, siz de hesap vereceksiniz. Öyle çirkinlikler oldu ki günlerce uyuyamadım. Gördüm ki olmuyor. Herkes herşeyi istiyor, yetmiyor. Milletvekili oluyor yetmiyor. Kadrolarımız sınırlı.

Sonra 6’lı masa meselesi çıktı. Genel Başkanınız her türlü fedakarlığı yapan insan ya; Biz CHP’den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır.

Savaşmalıydık. Bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik. Yapamıyorsak o seçime girmemeliydik. 15 milletvekili istedik, Sayın Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Hala o 15 milletvekilinin diyetini ödeyemedik. Biz psikolojik olarak kendimizi çok kötü hissettik. Kendimi çok çaresiz hissettim çünkü savaşmadık. Ben savaşmayı severim. Ben canımla, kellemle top oynamayı çok severim.

Tayyip Erdoğan ile mücadele ettim, şu kadar umurumda olmadı. Her hafta tutuklacağım söylendi, şu kadar korkmadım. Savaşmadık, 15 milletvekili aldık o bize kuyruk siyasetine mal oldu. Bu aynı zamanda Türkiye’ye büyük bir iyilik yaptı. Demokrasinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. CHP’ye her renkten, siyasi görüşten insanların ön yargısının değişmesine neden oldu. O değişim 6’lı masayı doğurdu.

"VARSA BAŞARISIZLIK BENİMDİR"

Sayın Koray Aydın’ın önerisi, GİK’te de kabul edilen öneriler oldu. Varsa başarısızlık benimdir. Şimdi demokrasiyi öğrenceyiz hep beraber.

Kılıçdaroğlu’na gittik, 2 parti yerel seçimde iş birliği yaptı. Beni en çok üzen ne oldu biliyor musunuz? İstanbul’daki seçimi biz değil HDP kazandırdı. Hesap veriyorum, hesap soracağım sonra. Bu partide şımarıklık, hadsizlik, saygısızlık bitmiştir.

Sonrası çok ilginç oldu. Biz hariç herkes kazanmayı sağladı. İYİ Parti önemli bir kesim tarafından tehdit olarak görülen bir siyasi partidir. Anladım ki İYİ Parti milletin partisidir.

"SİZ KİM TÜRKLÜK KİM? SAYGISIZLAR!"

Sonra seçim geldi. Ne yaptım ben? Ön seçim istedim. Şenol Hanım’a sordum, tüzüğü yazanlardan biri oydu. Bir sürenin çok az olduğundan bahsetti. Sonra tüzüğün bir maddesinin şartların yerine gelmesi nedeniyle mümkün olmadığından bahsetti ben tüzüğpe uygun bir temayül yapılmasını istedim. Ben şartlara mümkün olduğunca uydum. Temayülde geride kalan arkadaşlarımız bu meselede sıra tutmaktan tut her türlü iftirayı attılar. Madem kurucusunuz niye siz bugüne kadar o üyenin kendisine ulaşmadınız da bana yar olmayan kara toprağındır diyen, partimize yandaş televizyonlarda her türlü iftiranın karşısında bıraktınız? Siz kim Türklük kim? Saygısızlar!

Bugün kurultay var, oy kullanacaksınız. 3 alternatifim var. Bir çarşaf, iki yarı çarşaf, üç blok. Bana kala kala kura kaldı. Ayıp, ben kura mı çekeyim? Ne istiyorsunuz kardeşim? Milletvekillerini, GİK’i kura ile mi seçeyim?

Hesabımızı bugün ortaya koyduk, yarın göreceğiz. Partimiz hakkında sosyal medyada orada burada saygısızlık yapan herkes hakkında bizzat gereğini ben yapacağım.

Bir seçim süreci yaşadık. Milletin iradesi karşısında mazeretlere yer yoktur. Ne kazanmanın sarhoşluğunu yaşarız, ne üzüntüde kayboluruz.

İYİ Parti’de yaşanan seçim yenilgisine ilişkin muhasebesini açık yüreklilikle yaptık. Millet bizden iktidara karşı muhalefet olmamızı istedi. Seçilen arkadaşlarımız da seçildikleri yerde vatandaşlarımızın sesini duyurmak için milletin vekili olarak görevini hakkıyla yapacaktır. Bize oy versin ya da vermesin, milletimizin sesi olmaya ve çözüm üretmeye devam edeceğiz.

21. yüzyılda ortak değerlerimizi, ortak mirasımızı çoğaltmamız gerekirken basit bir iktidarın suni gündemlerine sıkıştırıldık. Projeler, kadrolar üzerinden yarışılmadı. Milletimizin sorunlarına çözüm yerine algı üretildi. Bu seçimlerde verilen esas mesaj siyasetin bu hapisten kurtulmasıdır. Ama sözde değil gerçek bir yenilik başlatarak, sadece kişilere değil topyekûn bir anlayışa karşı koyarak 85 milyonun maruz bırakıldığı sıkıştırılma alanlarından kurtarılması gerekir.

Siyasetin girdiği çıkmazda gençlerimiz attığı tweetlerden ötürü yargılanıyor. Kadınlar giyimi, oturuşu, gülüşü ile sınıflandırılıyor. Çocuklarımız 13 yaşında evlenebilir mi tartışmaları yapılıyor. Sınırlarımız kevgire dönerken yüce dinimiz, maneviyatımız tartışılıyor. 13 il harap haldeyken depremzede kardeşlerimizin kime oy verdiği tartışılıyor.

Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları: Biz üzerimize düşen vazifenin farkındayız. Milletimizin bize verdiği görev bu yenileşmeyi sağlamaktır. Yenileşme olmadan gelişme sağlanamaz.

Ayrıntılar Geliyor...

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.