Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'un muhtemel büyük bir afetle karşı karşıya kalabileceğini vurgulayarak, şehri depreme hazırlamanın artık acil olduğunu belirtti. Hükümet, yerel yönetim ve bilim dünyasının bir araya gelerek İstanbul'u ve Marmara Bölgesi'ni depreme karşı dayanıklı hale getirmek için çaba sarf etmesi gerektiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Görür, İstanbul depreminin beklenenden daha yakın bir zamanda olabileceğini ifade ederek, bu nedenle özellikle şehrin "dirençli kent" haline getirilmesi için hızlı bir şekilde çalışmalara başlanması gerektiğini vurguladı.
Ancak Türkiye'de "deprem dirençli kentler" kavramının henüz tam olarak anlaşılmadığını belirten Görür, bunun büyük bir deprem olduğunda minimum zararla sarsıntıyı atlatan bir kent anlamına geldiğini açıkladı.
Türkiye'de dahi 5-6 büyüklüğündeki depremlerde binlerce insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti ve bu durumun artık kabul edilemez olduğunu vurguladı. Japonya gibi ülkelerde yaşanan depremlerde ise kayıpların çok daha az olduğuna işaret etti.
Deprem dirençli kentler oluşturmanın temelinde, kentin tüm unsurlarının depreme karşı dayanıklı hale getirilmesinin gerekliliğini vurgulayan Görür, deprem öncesinde olası zararları azaltmanın önemine değindi.
Ancak siyasetçilerin genellikle sadece yapı stokuna odaklandığını ve halkın da yeni binaların inşasıyla sınırlı olarak deprem direncini anladığını belirtti.
Deprem erken uyarı sistemlerine de değinen Görür, bu sistemlerin aslında deprem kestirimi yapmadığını, ancak deprem gerçekleştikten sonra insanlara saniyeler içinde ulaşabileceğini ifade etti.
Ancak bu kısa sürenin insanların kendilerini koruması için yeterli olmadığını ve bu sistemlerin genellikle stratejik önem taşıyan sistemleri devre dışı bırakmak için kullanıldığını belirtti. Ayrıca, bu sistemlerin yanlış anlaşılması ve ticari amaçlarla kullanılmasının ciddi sonuçlara yol açabileceğini ifade etti.
Görür, deprem konusunda daha önce çalışmamış kişilerin ticari kazanç elde etmek amacıyla çeşitli uygulamalar geliştirdiğine dikkat çekerek, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini ve depremle ilgili ciddi bir bilim olduğunu vurguladı.
Türkiye'de depremden korunmaya yönelik birçok çalışma olduğunu ancak bunların harekete geçme noktasında yetersiz kaldığını belirtti. Araştırmaların amacının depremi zararını azaltmak olduğunu ifade ederek, şehirlerin depreme karşı hazırlıklı hale getirilmesi için hükümet, yerel yönetim ve bilim dünyasının bir araya gelerek acil önlemler alması gerektiğini vurguladı.
