Güneydoğu Ekspres’ten Faruk Balıkçı ve Sertaç Kayar’ın sorularını yanıtlayan Güleç, barodan toplamda 15 avukatın dosyayı takip ettiğini vurgulayarak. 26 Kasım’da yapılacak duruşmanın hazırlık sürecini aktardı.
Güleç'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
“Tekrar delilleri değerlendiriyorlar. Ortaya atılan iddialar var. Yanlış bilgilendirmeler ve dezenformasyon var. Ve yeni yeni iddialar söz konusu. Bunlarla ilgili incelemeler yapıyorlar. Herkes dosyaya vakıftır. Son duruşmadan sonra ortaya çıkan bazı görüntüler var onunla ilgili araştırmalar var. Bütün yeni iddialarla ilgili dosyayı tekrar inceliyorlar. Ve duruşmaya hazırlık için daha fazla etkin olmak için sağlıklı bir yargılamanın ortaya çıkması ve adaletin tecellisi için hazırlık yapıyorlar.”
‘YENİ GÖRÜNTÜLER VAR’
Gülaç “Narin davasında en çok neden şüpheleniyorsunuz?” sorusuna cevaben ''“Dosyada çok güçlü deliller var” olduğuna dikkat çekerek“Baromuzun avukatları çapraz sorguda iyi bir performans ortaya koydu. Sorularla çelişkili tutarsızlıkları açığa çıkardılar. Güran ailesinin fertleri adeta ‘üç maymunu’ oynadılar. Halbuki ortada Narin’in cansız bedenine ulaşıldı. Buna dair kimsenin bir şey bilmemesi mümkün değil. Ama herkes susmayı tercih etti. Adeta olayın aydınlatılmaması için bir çaba içerisine girdiler. Orada bir direnç var. Bana göre en dikkat çekici nokta, yargılama sırasında bazı sanıkların konuşabileceğini, itiraf edebileceklerini düşünüyordum. Maalesef gerçekleşmedi. Ama bu demek değildir ki dosyada başka delil yok. Dosyada çok sağlam güçlü deliller var. Yeni görüntüler var. Savcılığın tespitleri var. HTS kayıtları var. Ciddi deliller var. Tanıkların yanlış yönlendirildiği konusunda ciddi kanıtlar var dosyada.” şeklinde konuştu.
''ÖNÜMÜZDEKİ DURUŞMADA BİRAZ DAHA SOMUTLAŞABİLİR”
Öte yandan Narin’in kim tarafından ve niçin öldürüldüğünün ortaya çıkacağını düşündüğünü belirten Güleç, “Mahkeme olayın aydınlatılması için doğru yöntem uygulayarak hakikate ulaşma gibi bir amacı var. Herkesin böyle bir amacı var. Yargılama sırasında hakikatin ortaya çıkacağına inanıyorum. Henüz birinci duruşma yapıldı. Farklı deliller ortaya çıkabilir. Dara-2 kamerasından söz ediliyor. Belki ayrıntılı daha uzman bilirkişinin marifetiyle tespit edilebilir. Önümüzdeki duruşmada biraz daha somutlaşabilir” dedi
Cinayet mahalli olduğu düşünülen bölgedeki ahırda mühimmat bulunmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Güleç, “Salim Güran Whatsapp görüşmelerini o sebeple sildiğini söylüyor. İddianame de silahla ilgili bir husus olmadığı için başka bir yargılama konusu olabilir. Başka bir soruşturma konusu olabilir. Davaya dönüşürse de yargılanır. Duruşmaya ve yargılamaya bir katkısı olacaksa onunla ilgili tespit yapılacaktır. Gerekirse sanıklardan bunu sorarlar” ifadelerini kullandı.
O İDDİALARI DA YANITLADI
“Bu duruşmada gizli tanık olacağı iddialarına ne diyorsunuz?” sorusunu da yanıtlayan Güleç, “Çıkabilir mi çıkar. Çünkü 200 kişinin yaşadığı bir köyde gündüz ortası yaz koşulları da dikkate alındığında bunu gören bilen, duyan kişiler olduğunu düşünüyorum. Bu gizli tanık mı olur, açık tanık mı olur? Onu bilemem. Ama vicdanlı insanlar olduğuna da inanıyorum. Bir çocuğun öldürülmesine, bu toplumun nasıl sessiz kalmadığını görüyoruz. Eminim ki o köyde de belki Narin’in ailesinden, belki de o köyde ikamet edenlerden, belki komşu köyler, ya da o yolu kullananlar vicdanlı davranırlar ve adalete yardımcı olurlar. Narin’in katillerine ulaşmasına katkı sağlarlar. O konuda umutsuz değilim. Umutluyum. Bir çocuğun ölümüne yaşam hakkının elinden alınmasına göz yumacak kadar vicdansız olmadık. Bugün çıkmadı, ileride çıkmayacak anlamına gelmez” dedi.
Mahkemede tutuklu sanıkların, işkence gördüğünü iddia etmelerine ilişkin de ifadeler kullanan Güleç, “Nahit başkan baroya başvurabilmelerini önerdi. Ben de bir daha söylüyorum. Böyle bir iddiaları varsa baroya müracaatları olursa biz bunun takipçisi oluruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce de söyledik. O işkenceye maruz kalan kim olursa olsun ona bakmayız, onun kimliğine bakmayız. İşkence bir insanlık suçudur. Herkese karşı işlenebilir. Diyarbakır Barosu asla tarafsız kalmaz. İşkence mağdurunun yanında yer alır. Bizim bir gündemimizde işkenceye karşı mücadele etmektir. Ama bize henüz yapılan bir başvuru yoktur.”