21 Ağustos'ta kaybolduktan 18 gün sonra, 8 Eylül'de Diyarbakır'ın Tavşantepe Mahallesi Eğertutmaz Deresi’nde çuval içinde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüyle ilgili soruşturma devam ederken, olayın üzerinden geçen 44 güne rağmen katil ya da katiller henüz tespit edilemedi.
Soruşturmada hala birçok sorunun yanıtı beklenirken, çözülmesi gereken detaylar dikkat çekiyor. Eski Emniyet Müdürü Osman Öztürk de soruşturmada önemli bir detaya dikkat çekerek yapılan eksiklere vurgu yaptı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın henüz sonuçlanmaması ve faillerin bulunamaması, olayın aydınlatılması konusundaki belirsizliği sürdürüyor.
‘NASIL OLDU DA KÖY ORGANİZE SUSKUNLUK İÇİNE GİRDİ’
Eski Emniyet Müdürü Osman Öztürk, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın cinayetiyle ilgili yürütülen soruşturmayı analiz ederken, köydeki suskunluk ve iş birliğine dikkat çekti. Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada Öztürk, "80 haneli bir köy nasıl organize bir suskunluk içine girdi?" sorusunu gündeme getirerek olayın feodal, inançsal, kültürel, aşiretsel ve töresel bir topluluk içinde işlendiğini vurguladı. Bu durumun, cinayetin büyük bir organizasyonun parçası olduğunu gösterdiğini ve soruşturma tarihinde önemli bir yere sahip olacağını belirtti.
Öztürk ayrıca, jandarma yetkililerinin olayı aydınlatma yönünde çabalarına rağmen, köy halkının ve akraba çevresinin yanlış bilgi ve yönlendirmelerle soruşturmayı zorlaştırdığına, çocuğun bulunmasını ve olayın aydınlatılmasını engellediğine dikkat çekti. Bu durum, soruşturmanın ilerlemesini ve katil ya da katillerin ortaya çıkarılmasını zorlaştırıyor.
ARAMA ÇALIŞMALARINDA YAPILAN YANLIŞ NE?
Eski Emniyet Müdürü Osman Öztürk, Narin Güran'ın cinayetiyle ilgili soruşturmada arama ve kolluk çalışmalarının hukuka ve adli usule uygun olup olmadığının analiz edilmesi gerektiğini vurguladı. Öztürk, arama çalışmalarının medya önünde, köy halkının ve çok sayıda görevlinin katılımıyla yapılmasının yanlış olduğuna dikkat çekerek, bu kalabalığın delilleri yok etme veya soruşturmanın gerçeğini değiştirme riskini artırdığını belirtti.
SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ TEHLİKEYE DÜŞTÜ
Öztürk, köyün evlerinin, derelerinin ve araçlarının dikkatle incelenemediğini; köy halkının ve özellikle olayın şüphelilerinin soruşturmanın her anında kolluk kuvvetleriyle hareket ettiğini ve bu durumun soruşturmanın gizliliğini tehlikeye düşürdüğünü ifade etti.
‘"EVLER VE ARAÇLAR MUHAFAZA ALTINA ALINMALIYDI’
Olay yeri incelemesinin ve delil toplamanın dikkat ve özen gerektiren bir süreç olduğuna dikkat çeken Öztürk, şüphelilerin evlerinin ve araçlarının muhafaza altına alınması gerektiğini belirtti. Narin Güran'ın evinde ve akrabalarının evlerinde detaylı incelemeler yapılarak, bulguların laboratuvara gönderilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
DELİLLER YOK EDİLDİ
Öztürk, cinayetin ilk günden itibaren bu ihtimalle ele alınması gerektiğini belirterek, ailenin ilk günlerde evdeki kilimleri, örtüleri ve çocuğun iz ve delil taşıyabilecek eşyalarını yıkayarak delilleri yok ettiğinin sonradan ortaya çıktığını söyledi.
Öztürk, iddianamenin hazırlanmasıyla birlikte tüm delillerin ve iddiaların hukuk önünde değerlendirileceğini ve gerçeğin ortaya çıkacağını dile getirerek sözlerini noktaladı.