Özel sektörü ilgilendiren karar! Rekabet yasağı değişti
Yargıtay yakın tarihli verdiği kararında rekabet yasağına ilişkin hükümlerin iş sözleşmesi ile bağlantısını vurgulayarak İş Mahkemeleri Kanunu'ndaki özel hükümden hareketle iş mahkemesinde görülmesi gerektiğine karar verdi.
Özel sektörde çalışanları yakından ilgilendiriyor, artık değişti. Yüksek mahkeme kararını verdi, rekabet yasağına ilişkin önemli bir gelişme yaşandı. Milliyet yazarı Cem Kılıç, “Rekabet yasağı'nda iş mahkemesi görevli” başlıklı yazısında, Yagıtay’ın milyonlarca çalışanı ilgilendiren kararının detaylarını paylaştı:
Birçok işveren üst düzey çalışanlarına rekabet yasağı sözleşmesi imzalattırıyor. Bu sözleşmeyle gelen rekabet yasağı, çalışanın iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverene rakip bir işletme açmasını, rakip bir işletmede işe girmesini yasaklıyor.
İşverene ait bilgileri kullanarak işverene zarar verme ihtimali olan işçiler için söz konusu olan rekabet yasağı, çalışanın iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverene rakip bir işletme açmasını, rakip bir işletmede işe girmesini veya bunların dışında rakip işletme ile herhangi bir menfaat ilişkisine girmesini yasaklayan hükümleri ifade ediyor.
Günümüzde birçok işveren üst düzey çalışanlarının müşteri bilgilerini kullanmasını engellemek adına rekabet etmeme sözleşmesi imzalattırma yoluna başvuruyor. Genellikle bu sözleşmelerde yasağın ihlaline bağlı olarak yüksek cezai şartlar öngörülüyor ve yasağı ihlal eden eski işçilerden bu cezai şart bedelleri talep ediliyor. Bugüne kadar cezai şart bedellerinin Türk Ticaret Kanunu'ndaki genel hüküm nedeniyle ticaret mahkemelerinde talep edilmesi kabul edilmekteydi. Yargıtay yakın tarihli verdiği kararında rekabet yasağına ilişkin hükümlerin iş sözleşmesi ile bağlantısını vurgulayarak İş Mahkemeleri Kanunu'ndaki özel hükümden hareketle iş mahkemesinde görülmesi gerektiğine karar verdi.
GERÇEK BİR RİSK OLMALI
Rekabet yasağı sözleşmeleri ancak birtakım koşulların varlığı halinde geçerli kabul ediliyor. Çalışanın öncelikle işverenin müşteri çevresi veya üretim sırları veya işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı bulunmalı. Bilgi edinme imkanı bulunmayan işçi ile rekabet yasağı sözleşmesi yapılsa da yasak geçerlilik taşımayacaktır. Kanun bu yolla işverene gerçek anlamda rakip olamayacak kişilerin mağdur edilmesini engellemiştir.
Çalışanın müşteri çevresine veya üretim sırlarına erişiminin olması da tek başına yeterli değildir. Bu bilgilerin kullanılmasının işverene ciddi zarar verecek olması gerekmektedir. Ciddi zarar için işverenin kazancını önemli ölçüde düşürecek, işverenin rekabet edebilirliğini sınırlandıracak yani telafisi güç zararlar doğuracak eylemler aranmaktadır. Çalışanın bahsedilen bilgilere ulaşma imkanı bulunsa da işverene ciddi zarar verme imkanı bulunmuyorsa yine rekabet yasağı geçerli olmayacaktır.
SINIRLI YASAK GETİRİLEBİLİR
Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini sınırsız ve hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye düşürmemeli, bu nedenle süre, yer ve konu bakımından sınırlandırılmış olmalıdır. Rekabet yasağının süresi iki yılı aşamaz. Aksi durum işçinin ekonomik anlamda yıkımına neden olabilecektir. Rekabet yasağı ayrıca işverenin tüm faaliyet alanını kapsamamalı ve işçinin somut göreviyle sınırlanmalıdır. Örneğin bir mesleğin kapsamına giren bütün işlerin yasak kapsamına alınması mümkün değildir.
Yargıtay'a göre; özellikle şirketlerin ticaret siciline kayıt sırasında faaliyet alanlarının geniş tutulduğu ülkemizde, işçinin bütün alanlarda çalışmasının sınırlandırılması mümkün olmaz. İşçinin işverene ait işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili ve işverenin asıl faaliyet alanına giren işler bakımından böyle bir sınırlama getirilmelidir. Faaliyet kapsamı olarak çok geniş tutulan yasaklar kelepçeleme olarak değerlendiriliyor. Rekabet yasağının uygulanacağı alan da coğrafi bölge, şehir ya da işverenin faaliyetinin etki alanı olarak sınırlandırılmalıdır. Her halükârda yasak, işverenin fiilen yürüttüğü faaliyet alanının sınırlarını aşamamalıdır. Çok geniş alanlara yayılan, çalışanın Türkiye'nin neredeyse büyük çoğunluğunda çalışmasını engelleyen yasaklar geçerli kabul edilmemektedir. Yurtdışına ilişkin getirilen yasaklarsa tartışmalı durumda.
Rekabet yasağının karşılığında çalışana bir menfaat sağlanması zorunlu değildir. Kişinin rakip şirkette çalışmaya devam etmesinin işverene aşırı zarar vereceği düşünülerek, yasak boyunca doğabilecek ücretleri peşin olarak ödenebilmekte, karşılığında rekabet etmemeleri şart koşulabilmektedir. Böyle bir menfaatin sağlanması, yapılan sözleşmenin geçerli kabul edilmesine destek sağlayacaktır. Çalışana makul bir yarar sağlandığı gerekçesiyle, ilgili rekabet yasağı sözleşmesinin uygulanabilirliği güçlendirilmiş olacaktır. Yargıtay incelemesine konu olan bir olayda, çalışana rekabet yasağı süresince ücret ödenmesi kararlaştırılmış fakat işverene de istediği zaman yasağı kaldırma hakkı getirilmiştir. Yargıtay işverenin yasaktan vazgeçme hakkını kullandığı tarihe kadarki sürenin karşılığı olan bedelin eski çalışana ödenmesi gerektiğine karar vermiştir.
HAKLI NEDEN VARSA...
Rekabet yasakları işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle derhal sona erdirmesi durumunda geçerli değildir. İşverenin ağır ihlaline rağmen işçinin iş sözleşmesini sürdürmesini beklemek, hakkaniyete uygun bir durum olmayacaktır. İşçi lehine bir derhal fesih nedeni doğduğunda çalışan rekabet yasağından kurtulacaktır. Kural olarak işverenin işçiden kaynaklanmayan bir nedenle iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda da işçinin rekabet yasağından kurtulacağı düşünülmektedir. Örneğin işverenin ekonomik güçlük nedeniyle çalışanı işten çıkartması halinde, çalışandan rekabet oluşturacak şekilde çalışmaması beklenemeyecektir. Çalışanın istifası, işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshi ya da tarafların ikale imzalaması gibi sona erme durumlarında rekabet yasağı işlerlik kazanacaktır.