Ümraniye’de şehit edilen polis memuru Şeyda Yılmaz’ın acı haberi, tüm Türkiye'yi yasa boğarken, 29 sabıkası bulunan Yunus Emre Geçti'nin sokaklarda serbestçe dolaşması adalet sistemine yönelik tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Uzmanlar, hem sapık, hem hırsız, hem katil olan Geçti’nin dışarıda olma sebeplerini açıklayarak, mevcut uygulama yönteminin değişmesi gerektiğini vurguladı. "Dünyada hiçbir hukuk sisteminde olmayan ancak bizde olan bir uygulama" eleştirisiyle dikkat çektiler.
POLİS MEMURUNU ŞEHİT ETTİ
Olay, Dudullu Polis Merkezi Amirliği ekiplerinin daha önce motosiklet hırsızlığı suçundan yakaladığı ve firar eden zanlı Yunus Emre Geçti’yi yakalamak için düzenledikleri operasyonda yaşandı. 29 farklı suç kaydı bulunan Geçti, Ihlamurkuyu Mahallesi’nde kıstırıldığı sırada polis memurlarına direndi ve gözaltına alındığı sırada bir polis memurunun silahını alarak etrafa ateş açtı.
Ümraniye'de 1 polis şehit oldu! Katil suç makinası çıktı
Şeyda polisi şehit eden suç makinesi tutuklandı
Bu esnada 27 yaşındaki kadın polis memuru Şeyda Yılmaz, başından ağır yaralandı ve hemen ameliyata alındı. Ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Yılmaz’ın henüz bir yıllık polis olduğu, kısa bir süre sonra beş günlük izne çıkıp memleketi Sivas’a gitmeye hazırlandığı öğrenildi.
ŞEHİT POLİS TOPRAĞA VERİLDİ
Şehit polis Şeyda Yılmaz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Caddesi'ndeki yerleşkede düzenlenen cenaze töreninin ardından Sivas’taki memleketine götürüldü. Cenazesi, Ay Yıldız Camii'nde kılınan ikindi namazının ardından Sivas Polis Şehitliği'nde toprağa verildi.
TÜRK ADALET SİSTEMİ SORGULANDI
Ümraniye’de şehit edilen polis memuru Şeyda Yılmaz’ın ölümünün ardından Türkiye’de adalet sistemi bir kez daha tartışma konusu oldu. Dağlarda terörle mücadelede büyük başarılar elde eden güvenlik güçlerinin, şehirde suç makinesi olarak nitelendirilen kişiler tarafından hedef alınması, kamuoyunda büyük bir üzüntü ve öfkeye yol açtı.
Türkiye Gazetesi'ne konuşan hukukçu Cem Kaya, Türkiye’deki mevcut ceza infaz sisteminin bu tür olaylara zemin hazırladığına dikkat çekti.
Kaya, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un gerekli şartları sağlayan mahkumların cezaevinden çıkmalarına olanak tanıdığını belirterek,
“Sanık, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’daki gerekli şartları sağlıyorsa maalesef cezaevinden çıkabiliyor. Hukuk sistemimizde meşruten (şarta bağlı) tahliye ve denetimli serbestlik var” dedi.
Hukuk sistemimizde şarta bağlı tahliye ve denetimli serbestlik uygulamaları kapsamında, suçluların erken tahliye edilmeleri ve topluma karışmaları mümkün olabiliyor. BU durum da olası tehlikeleri gündeme getiriyor.
"DÜNYADA OLMAYAN BİZDE OLAN BİR SİSTEM"
2020 yılından sonra işlenen, istismar, kasten öldürme ve terör suçları hariç cezanın üçte ikisinin cezaevinde geçirilme şartının getirildiğini hatırlatan Kaya, dokuz yıl ceza alan birinin altı yılını cezaevinde geçireceğini, geriye kalan üç yılı için ise meşruten tahliye hem de şartlı salıverme ile dışarıda geçirebileceğini söyledi. Kaya, “Dünyada hiçbir kanunda olmayan, sadece bizde olan bir sistem var. Son üç yılı denetimli serbestlik geçirebiliyorsunuz, şartlı salıvermenin yanında. Çağdaş ceza hukuklarında olmayan bir şekilde sanık lehine iki defa kanuni bir imkân sağlanıyor. Bir suçlunun sırf sabıkalı olması sokakta gezmesine mani değil” ifadelerini kullandı.
"POLİSİMİZ KORKTUĞU İÇİN HATA YAPIYOR"
Bu durumda denetimli serbestlik ve şartlı tahliye uygulamalarının birinin kaldırılmasının gerekli olduğunu söyleyen Kaya, ikisinin bir arada uygulanmasının sorunlar yarattığını vurguladı.
Polisin olay anındaki müdahalelerinde yasa eksikliği bulunduğuna yönelik iddialara da değinen Kaya “Polisimiz ‘Hapse girerim, meslekten atılırım, açığa alınırım’ diye korkuyor. Korktuğu için de hata yapıyor” dedi. Bu konuda ABD’deki polisler gibi davranılamamasının ise hukuk devleti olmamızdan kaynaklandığını olduğunu ifade etti.
ÇÖP POŞETİ GİYDİRİLMİŞTİ
Şeyda Yılmaz’ın katili Yunus Emre Geçti, siyah çöp poşeti giydirilerek Hayvan Durum İzleme (HAYDİ) aracıyla adliyeye sevk edildi ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu görüntüler kamuoyunda yankı bulurken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, konuyla ilgili önemli bir açıklama yaptı.
Yerlikaya, saldırganın emniyetten adliyeye götürülme şekline ilişkin soruşturma açıldığı iddialarını sert bir dille yalanladı ve “Bu iddialar alçakça bir yalandır” ifadelerini kullandı.
Bakan Yerlikaya'dan 'çöp poşetli sevke soruşturma' açıklaması: Alçakça bir yalandır
SUÇ MAKİNELERİ DIŞARIDA
Son yıllarda suçluların polislere yönelik saldırılarında ciddi bir artış yaşandı. Bu saldırılarda şehit olan polislerin birçoğu, uzun suç geçmişine sahip kişiler tarafından hedef alındı. 2018'de Tuzla'da polis memuru Battal Yıldız, 28 suç kaydı bulunan Hikmet Sağır tarafından şehit edilirken, aynı yıl İzmir'de polis memuru Mehmet Çelik, 13 sabıkası olan Serhat Ceylan tarafından vurularak hayatını kaybetti.
2020'de Bursa'da polis memuru Erman Özcan, bir kavgaya müdahale ettiği sırada pompalı tüfekle vurularak şehit oldu. Katil Tuncay Aksu'nun da çok sayıda suç kaydı olduğu belirlendi. Aynı yıl, İstanbul Bağcılar'da polis Erkan Gökteke, yine sabıkalı kişiler tarafından şehit edildi. Diyarbakır'da ise polis memuru Atakan Arslan, 10 ayrı suç kaydı olan bir fail tarafından sokakta şehit edildi.
2022'de Fatih'te Zafer Mat'ı şehit eden Burhan B'nin 16 suç kaydına sahip olduğu, aynı yıl Şanlıurfa’da Komiser Yardımcısı Abdullah Yasir Binici ve polis memuru Cemal Bozkurt’u şehit eden Mehmet Aslan’ın ise daha önce cinayetten cezaevine girip dokuz yıl sonra serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
Geçen yıl İstanbul'da polis Cihat Ermiş, 39 suç kaydı bulunan M.B.Ç. tarafından şehit edilirken, 2023’te Kâğıthane'de düzenlenen uyuşturucu operasyonunda polis memuru Hakan Telli, yine sabıkalı kişiler tarafından şehit edildi. Kastamonu'da ise polis memuru Ahmet Şahan, sabıkalı İsmail Bayam tarafından vurularak hayatını kaybetti.
Son olarak Ordu Gülyalı’da Jandarma Astsubay Çavuş Mehmet Çangır, bir motosikletin çarpması sonucu şehit oldu. Sürücü Âdem Topçu'nun da çeşitli suçlardan sabıkası olduğu tespit edildi. Bu olaylar, suçluların polisler üzerindeki tehditlerini ve adalet sistemindeki eksikliklerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi.
Sosyal medya bu fotoğrafı konuşuyor: Polis katili, çocukken Süleyman Soylu ile fotoğraf çektirmiş
