Prof. Dr. Naci Görür, "İzmir’e bir bilim insanı olarak bir görev gösteriyorum. Yalvarıyorum. Bütün Türkiye’ye örnek olun. Depremin vurduğu bir zamanda çıkın ortaya. ''Depreme dirençli İzmir yaratacağız'' derseniz bütün Anadolu peşinizden gelecektir. Bunu İstanbul''a 23 senedir bağırdık maalesef İstanbul''u daha hazırlayamadık" ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Afet Planı Deprem Hazırlık ve Dirençlilik Çalışmaları Bilgilendirme Toplantısı düzenledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde kentte üç yıldır yürütülen depreme hazırlık ve dirençlilik çalışmalarının anlatıldığı bilgilendirme toplantısına Jeolog, Deniz Jeolojisi Uzmanı ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Naci Görür, konuşmasında İzmir’de yürütülen mikro belgeleme çalışmasının önemine dikkat çekti. Mikro belgeleme çalışmalarından toplanan veriler olmadan deprem kentlerinin geleceği ve mekan kullanımının doğru, bilimsel olarak gerçekleştirilemeyeceğini kaydeden Prof. Dr. Görür, "Mikro belgeleme bazlı yönetim Türkiye’de olmadığı için bazen fay hatları ile iç içe bazen de hiç inşaatın yapılmaması gereken arazilerde inşaat yoğunluğu artabiliyor. İzmir mikro belgeme çalışmalarını yapmakla örnek kenttir. Ama İzmir deprem dirençli kentleri ilk oluşturan il de olmak zorunda. Türkiye’ye örnek teşkil etmeli" diye konuştu.
''DİKKAT ÇEKECEK ŞEKİLDE ÖNE ÇIKMALI''
İzmir’in yönetimi ve halkının bilime inancıyla Türkiye’de deprem dirençli kent olma özelliğini bütün topluma gösterebileceğini ifade eden Prof. Dr. Görür, şöyle konuştu:
"Depremin arifesinde, daha on binlerce canımızın enkaz altında olduğu, İstanbul’a ‘deprem hazırlığını yapın’ diye çığlık çığlığa konuştuğumuz dönemde, bazen de gözlerimizi İzmir’e döndürdüğümüz bu atmosferde İzmir başını kaldırmalı. Gerçekten dikkat çekecek şekilde öne çıkmalı ve ''deprem dirençli kentler'' diye gerekli vurguyu yapmalı. Toplumun buna ihtiyacı var. Depremleri bir gerçek olarak algılayıp siyasetçisi, yöneticisiyle, halkıyla bence zaman kaybı olan fay tartışmalarını bir tarafa bırakıp, gelecek depremde yıkılmamak için, on binlerce insanı bir gecede kaybetmemek için, kentlerimizin alarm altında olduğu bir dönemde bu tartışmayı bırakıp, ''Deprem dirençli kentleri nasıl oluştururuz?'' Onu tartışalım."
‘KENT YÖNETİCİLERİ EĞİTİMDEN GEÇMELİ’
Depremin kader olmadığını belirten Prof. Dr. Naci Görür, kenti oluşturan 7 bileşen bulunduğunu ifade etti. Yönetim, halk, alt yapı, yapı stoku, çevre, ekosistem ve ekonominin bu bileşenler arasında yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Görür, “Kenti depreme dirençli yapmak istiyorsan bu bileşenleri depreme dirençli yapacaksın. Bütün bunların yöntemleri belli. Bilim insanları burada bunları yapabilir, paramız da gücümüz de var. Yeter ki irademiz ve kararlılığımız olsun. Bir kentin yöneticileri gerekli kurs ve eğitimden geçmek zorunda. Kenti depreme dirençli yapmazsanız yönetici hangi birimlerin deprem anında önemli rol oynadığını bilemez, koordine edemez, yapılanları takip edemez, peşine düşemez" ifadelerine yer verdi.
''DEPREMDE DARBE YİYEN BAŞKANLAR ''BİZ HAZIRIZ'' DİYORDU''
Prof. Dr. Görür, depremde yıkımın meydana geldiği 10 ilin de belediye başkanlarının "Biz depreme hazırız" şeklinde açıklamaları olduğunu ifade etti. Kentleri depreme hazırlamada halkın da önemli bir rol üstlendiğini belirten Prof. Dr. Naci Görür, deprem idraki olmayan eğitilmemiş bir halkla kentin depreme hazırlanamayacağını kaydetti.
İSTANBUL''DA ÇEVRE FELAKETİYLE İLGİLİ UYARDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 2 yıldır bir çalışma sürdürüldüğünü anlatan Prof. Dr. Görür, İstanbul’un kanalizasyon ve içme suyu şebekelerinin depremde ne kadar hasar alacağının araştırıldığını kaydetti. Yapı stoku ile ilgili çalışmaların da devam ettiğini anlatan Prof. Dr. Naci Görür, "Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm olmayacak. Depremde en fazla darbe yiyecek yere kentsel dönüşüm uygulanmaz. Örnek İstanbul’dur" dedi.
''BU İŞİN ŞAKASI YOK''
Depremin büyük bir çevre felaketine de neden olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Görür, "Kanalizasyon içme suyuna karışıyor. İstanbul’da biz düzeltmeden deprem olursa 16 milyonun çok büyük bölümünün tüm atıkları toprağa karışacak. Bu işin şakası yok. Deprem molozlarını bertaraf etmek uluslararası yöntemlerle olur. Çevreyi şimdiden hazırlayacaksınız" dedi.
''BÜTÜN ANADOLU PEŞİNİZDEN GELECEKTİR''
İzmir’in batı Anadolu’nun ekonomisini elinde tutan bir kent olduğuna belirten Prof. Dr. Görür, şöyle devam etti:
"İzmir’de aniden gelmiş bir deprem düşünün. Gaziantep’i ya da İstanbul’u düşünün. İstanbul ekonominin yüzde 60’ını elinde tutuyor. Düşündüğümüz deprem gelirse Marmara Bölgesi’nde ekonominin çarkları durur. TÜSİAD ile 3 gün önce konuştum. Eğer ekonominin çarkları durursa Marmara Bölgesi stop eder. Türkiye ekonomik bağımsızlığın yanında siyasi bağımsızlığını da kaybeder. Ekonomi de depreme hazır olmalı. İzmir’e hasbelkader bilim insanı olarak bir görev gösteriyorum; yalvarıyorum. Bütün Türkiye’ye örnek olun. Depremin vurduğu bir zamanda çıkın ortaya. ''Deprem dirençli İzmir yaratacağız'' derseniz bütün Anadolu peşinizden gelecektir. Bunu İstanbul’a 23 senedir bağırdık maalesef İstanbul’u daha hazırlayamadık."
‘DEPREME DİRENÇLİ İZMİR YARATACAĞIZ’
Toplantının son bölümünde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de kentte depremle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Soyer, "İzmir faylar üzerine kurulu. Bununla yaşamayı öğrenmek zorundayız. İnsan uygarlığının binlerce yıl içinde edindiği tecrübeler buna izin veriyor. ''Geçmişte açılan yaraları sihirli bir değnekle bir gecede çözeceğiz'' dersek yalan söylemiş olurum. Depreme ve doğal afetlere dayanıklı bir şehir için görüşlerinizi bize bildirin" dedi.
''BİNALARIN DEPREM KARNESİNİ ÇIKARTMAK İÇİN ÜCRETSİZ DESTEK VERECEĞİZ''
Soyer, biri başkanlık döneminde olmak üzere İzmir''in 6,5 büyüklüğü üzerinde 14 deprem gördüğünü vurgulayan Soyer, "Şehrimizin depremsellik araştırması için üniversitelerle iş birliği protokolleri yaptık. İki yıldır süren mikro bölgeleme çalışmaları Kemalpaşa’da fay hatlarıyla ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. Yer altının röntgenini çekip bilgilerimizi güncelliyoruz. Denizde 37 noktada sondaj yapılarak tabandan örnekler alınıyor. Körfezde sondaj çalışmaları sürdürülüyor. Tsunami ve heyelanlar da takip ediliyor. Fayların geçmişte ürettiği depremlerle doğru bilgiler edinilerek gelecekle ilgili sağlıklı öngörülere ulaşacağız. Bu çalışma 2024’de tamamlanacak. Zemin yapısı modelleme çalışmalarına Bornova’dan başladık. İzmir’in neresinden olursa olsun başvuran her vatandaşın binasının deprem karnesini çıkartmak için ücretsiz destek vereceğiz. Depreme dirençli İzmir yaratacağız" diye konuştu. (DHA)