Ersoy'un açıklamalarına göre, İstanbul'un üç kıta üzerinde stratejik bir konumda bulunması, havacılık sektörü açısından büyük bir öneme sahip. Son yıllarda küresel uçuş ağının Asya ve Afrika'ya kaymasıyla birlikte İstanbul, önemli bir hava yolu merkezine dönüştü. İstanbul Sabiha Gökçen, sunduğu ekonomik fırsatlar nedeniyle önemli bir aktarım merkezi haline geldi.
YENİLEME VE KAPASİTE ARTIRIMI
Ersoy, havalimanının kapasitesinin artırılması gerekliliğinin, yeni inşa edilen ikinci pistin devreye girmesiyle daha da belirginleştiğini belirtti. Havalimanında mevcut altyapının yenilenmesi sürecinin, operasyonları aksatmadan yürütülmeye çalışıldığını vurgulayan Ersoy, 14 yıldır hizmet veren havalimanının konforunu artırma çalışmalarının kontrollü bir şekilde devam ettiğini ifade etti.
Sabiha Gökçen Havalimanı'nın Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne bağlı olmaması, karar alma süreçlerinin de diğer havalimanlarından farklı olduğunu belirten Ersoy, düzenleme ve denetim sorumluluğunun Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı’na bağlı HEAŞ tarafından yürütüldüğünü aktardı.
GENİŞLEYEN ULAŞIM AĞI VE YATIRIMLAR
Sabiha Gökçen’in şehir içi ulaşım çeşitliliği ve çevre illerle bağlantıları, havalimanının avantajları arasında sayılıyor. Ersoy, havalimanının "şehrin havalimanı" imajının, artık "şehirlerin havalimanı" olarak güncellenmesi gerektiğini ifade etti. İstanbul ve çevresindeki 23 milyon insanın, Sabiha Gökçen’e 2 saatlik ulaşım mesafesinde yaşadığı belirtiliyor.
Gelecekte havalimanının, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Asya ve Afrika’nın büyük aktarma merkezlerinden biri olmasını hedeflediklerini belirten Ersoy, mevcut terminal tesislerini geliştirmek için 24 projeye yaklaşık 35 milyon euro yatırım yapılacağını açıkladı. Ayrıca, eski terminal binası önündeki 474 araç kapasiteli otoparkın hizmete girdiği ve bu yıl içinde kapasitenin yüzde 20 artırılması için çalışmalar yapıldığı bilgisi verildi.