Oğuz, Aralık ayında başlayacak olan asgari ücret tespit sürecinin, hükümetin oluşturduğu "yüzde 25" oranındaki zam talebinin ve çeşitli grupların tepkilerinin etkisiyle gergin geçeceğini belirtti. Geçtiğimiz ay, hükümetin asgari ücret artışına dair “yüzde 25” söylemi kamuoyunda geniş yankı bulmuştu.
Bu oran, hem MÜSİAD hem de IMF gibi kuruluşların baskılarıyla gündeme gelmişti. Oğuz, bu oranı eleştirerek, hükümetin emekçi kesimlere yönelik bir adım atarken özellikle asgari ücretin düşük tutulmasını amaçladığını savunuyor.
HÜKÜMETİN ASGARİ ÜCRET POLİTİKASI
Cumhurbaşkanı’nın önceki açıklamalarına atıfta bulunan Oğuz, “Biz ne emeklimizi, ne memurumuzu, ne de asgari ücretlimizi ezdirmeyeceğiz” sözlerinin ardından, asgari ücretin belirlenmesinde daha yüksek bir oran beklendiğini ifade ediyor. Ancak Oğuz, MÜSİAD’ın yaptığı açıklamaların asgari ücret artışının sınırlı kalması gerektiği yönündeki tezlerinin, hükümetin belirlediği düşük tabanın etkisiyle ortaya çıktığını vurguladı.
AÇIKLANAN ASGARİ ÜCRETİN 25,210 LİRAYA ÇIKARILMASI DEMEK...
Oğuz, 2024 yılına ait asgari ücretin 17,002 TL olarak belirlendiğini hatırlatarak, mevcut enflasyon rakamlarına göre bu ücretin alım gücünü koruyabilmesi için 25,210 TL'ye yükseltilmesi gerektiğini aktardı. Ancak bu seviyeye gelinse bile, sadece enflasyonun telafi edileceğini, gerçek bir artıştan söz edilemeyeceğini duyurdu.
KİMLERİN KENDİSİNİ DELİ ETTİĞİNİ AÇIKLADI
Oğuz, gelecekteki enflasyonun en doğru tahminini, ekonomistler ve uzmanların değil, günlük yaşamın içinde olan vatandaşların yapacağını söyleyerek özellikle ev hanımlarının, gıda alışverişinde yaşadıkları enflasyonu doğrudan hissettiklerini ve enflasyon oranlarının en iyi onların gözünden değerlendirilebileceğini ifade etti.
Ayrıca Oğuz, “Hepimiz aynı gemideyiz söylemiyle enflasyon külfetini asgari ücretliye, emekliye, dul, yetim ve engelliye kilitlemek isteyenler yok mu? Beni asıl onlar deli ediyor." dedi.