Yine Hamburg Üniversitesi’nden Jürgens ile araştırmanın ortak yazarı Alexander Gröngröft aynı fikirde değiller ve yeni makaleleri Getzin ve arkadaşlarına dört maddelik bir itiraz sunuyor. İtirazlar kısmen 2009 ile 2022 yılları arasında toplanan yeni veri örneklerinin yanı sıra Getzin ve ekip arkadaşlarının, Jürgens’in yanlış yorumlandığını öne sürdüğü ve aslında 2013 tarihli toprak analizleriyle tutarlı olduğunu iddia ettiği geçen yıl gerçekleştirilen ölçüm ve gözlemlere dayanıyor. Bununla birlikte, Gröngröft, Getzin ve diğerlerinin kendi kendine şekillenen Turing deseni hipotezi için önerdiği difüzyon mekanizmasını test etmek amacıyla çöl kumunun hidrolojik özelliklerini laboratuvarda analiz etti.
İlk olarak, Jürgens ve Gröngröft’ün ulaştığı bulgular, Getzin’in önerdiği üzere peri halkalarının çıplak kısmındaki otların topraktaki kuraklaşma nedeniyle ölmediğini ortaya koydu. Bunun tersine, 90 santimetreye kadar dört farklı derinlikte gerçekleştirdikleri ölçümler, toprak altında su uzun süreyle depolanabildiği için aslında yeterli nemin mevcut olduğunu ortaya koydu. Otlar, çıplak kısmın altındaki toprağın hâlâ nemli kaldığı ilk birkaç hafta esnasında ölüyordu. “Netice itibariyle, çıplak kısım içinde kalan otsu bitkilerin erkenden ölmesinin farklı bir nedeni olmalı” diye not ettiler.
İkincisi, Jürgens ve Gröngröft, Getzin ve arkadaşlarının öne sürdüğü üzere, sıvı suyun yatay olarak hareket etmesine ya da topraktaki nemin birkaç gün içinde ve birkaç metre çapında buharlaşmasına neden olacak düzeyde güçlü bir “alım-difüzyon geri bildirimi” yaşandığına dair bir kanıta ulaşamadılar. Elbette, şiddetli yağışlar sırasında kumda fazlasıyla süratli biçimde gerçekleşen aşırı miktarda su akışkanlığı mevcuttu. Ne var ki bu akış gerçekleştikten sonra, peri halkalarının altındaki olağan nem seviyeleri ölçüldüğünde, toprağın su iletkenliği aşırı düşük seviyelere inmişti. Hâl böyleyken, kısa mesafelerde yalnızca çok az sıvı su akışı olabilir ve bu da kendi kendine şekillenen halkalar hipotezine aykırıdır.
Üçüncü olarak, peri halkalarının çıplak kısmındaki otların önce merkezde, ardından kenar kısımlarda kuruduğunu tespit ettiler. Ve son olarak, çıplak kısımlardaki otların, kum termitlerinin köklerine zarar vermesi nedeniyle öldüğü neticesine ulaştılar. Jürgens ve Grongoft, Namibya, Angola ve Güney Afrika’da 1700’ü aşkın peri halkasında kum termitleri tespit eden son çalışma da dahil olmak üzere, peri halkası bölgelerinde kum termitlerine ilişkin kanıtlar bulan pek çok eski araştırma hesaba katıldığında, Getzin ve arkadaşlarının 2022 tarihli peri halkaları araştırmasında hiçbir termit ya da termit yuvası bulamamalarına şaşırdıklarını belirtiyorlar.