Uzmanlar, "Tokum ama yerim" yaklaşımını eleştiriyor ve bu davranışın arkasında yatan yeni bir tehlikeye dikkat çekiyor.
Yemek konusunda dur durak bilmeyen ve tokluk hissine rağmen sürekli bir şeyler atıştıran bireyler, hedonik açlık riski taşıyor. Bu durumun, sadece lezzet için yemek yeme isteğinden kaynaklandığı belirtiliyor.
TOKUM AMA YERİM’ RİSKİ ARTIYOR
Diyetisyen Sedef Aksu, hedonik açlığın, yani "tokum ama yine de yerim" hissinin, yiyeceklerin görüntüleri ve kokuları tarafından tetiklendiğini vurguluyor. Aksu, “Vücudumuz acıktığında lezzetli yiyeceklerin görüntüsü ve kokusu, beynimize uyarıcı sinyaller gönderir.
Bu da dopamin salınımına neden olur ve hedonik açlık ortaya çıkar. Yani, tok olsak bile yiyeceklerin cazibesi bizi yemeye teşvik eder. Bu durum, uzun vadede obezite gibi sağlık problemlerine yol açabilir” şeklinde konuştu.
SOSYAL MEDYA YEME İSTEDİĞİNİ ARTIYOR
Sedef Aksu, sosyal medyanın hedonik açlığı körüklediğini belirtiyor. Sosyal medya platformlarında sıkça karşılaşılan yemek videoları ve görsellerinin, gece geç saatlerde bile insanların yemek yemeye teşvik ettiğini ifade ediyor. Aksu, “Sosyal medya üzerinden gördüğümüz yemekler, yeme isteğimizi artırıyor. Bu durum, hem hazır gıda tüketimini teşvik ediyor hem de evde yapılan tencere yemeklerinin önemini azaltıyor.
Sosyal medya, hedonik açlığı tetikleyerek sağlıklı beslenme alışkanlıklarını zorlaştırıyor” dedi.