TOD Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, 16 Mayıs'tan itibaren başlayan orman yangınlarıyla Türkiye'nin büyük bir afet tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirten Özkara, ülke genelinde her yıl 2-3 bin civarında orman yangını çıktığını ve bunların çoğunun küçük veya orta ölçekli olduğunu ifade etti. Özkara, bu yangınların çoğunlukla Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından söndürüldüğünü ve genellikle kamuoyunun bu durumdan haberdar olmadığını söyledi. Ancak yangınlar büyüyüp yerleşim yerlerini tehdit etmeye başladığında, kamuoyunda endişe oluştuğunu ve orman yangınlarının daha fazla konuşulmaya başlandığını belirtti.
Özkara, orman yangınlarıyla mücadelede toplumun bilgi ve bilincinin artırılmasının önemine dikkat çekti. Yangınlar hakkında kamuoyunda birçok yanlış bilginin bulunduğunu belirten Özkara, orman yangınlarıyla mücadele yöntemlerinin daha sağlam bir bilgi birikimi ve yüksek bilinçle desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Yangınların büyük ölçüde insan kaynaklı olduğuna dikkat çeken Özkara, ülkemizde çıkan orman yangınlarının yüzde 99'unun insan faaliyetleri sonucunda meydana geldiğini belirtti. Özellikle enerji nakil hatlarından, piknik ateşlerinden, anız yakma gibi sebeplerden kaynaklanan yangınların önlenmesi gerektiğini vurguladı. Özkara, bu konuda daha fazla farkındalık oluşturulması ve yangın öncesi alınması gereken önlemler konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.
Özkara, insan kaynaklı yangınlara karşı alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı:
- Enerji nakil hatlarının düzenli ve zamanında bakımının yapılması ve gerekiyorsa toprak altına alınması.
- Anız yakmanın önlenmesi ve anızdan kaynaklanan yangınların ormana sıçramasını engelleyecek önlemlerin alınması.
- Ateşsiz piknik alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve yangın farkındalığı yüksek bir toplum oluşturulması.
- Yerleşim yeri-orman ara kesitlerinde yanıcı materyallerin kontrol ve bakımının düzenli yapılması.
- Turizm tesislerinin yangın önleme ve söndürme altyapısının güçlendirilmesi.
Özkara, OGM tarafından yapılan bazı çalışmaların başarılı olduğunu, ancak eksik veya yanlış uygulamaların da bulunduğunu ve bu konuda daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.