Dicle Üniversitesi (DÜ) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak, deprem gerçeğinin iyice anlaşılması gerektiğinin altını çizerek Türkiye'nin deprem kuşağında olduğunu ifade etti.
Kavak, gelecekte özellikle fay hatlarının sıkışması sonucu meydana gelecek kırılmaların ardından depremlerin yaşanacağını belirterek, özellikle Bingöl ve çevresinin enerji biriktiren alanlar arasında olduğunu aktardı.
"6'nın Üzerinde Bir Deprem Bingöl'de Bekleniyor" diyen Kavak, "Hakkari'de önümüzdeki dönemde depremler olacaktır. Kahramanmaraş ve Malatya'dan Bingöl'e doğru enerji transferi gerçekleşti. Bu nedenle Bingöl'de 6'dan büyük bir deprem bekleniyor." şeklinde konuştu.
Depremin zamanı ve şeklinin öngörülemeyeceğini ancak sıkışmaların olduğunu ve enerji transferinin gerçekleştiğini belirten Kavak, depremin meydana geldiği yerden çok, etkilerinin önemli olduğunu vurguladı.
Kavak, depreme dayanıklı yapılar ve uygun teknikte yerleşim yerlerinin oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, bu sayede depremlerin etkisinin azaltılabileceğini sözlerine ekledi.
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Aksoy ise, merkezi Sivrice ilçesi olan 24 Ocak 2020'de yaşanan 6,8 büyüklüğündeki depremin, Doğu Anadolu Fay Zonu'ndaki ana faaliyetin başlangıcı olduğunu belirtti.
Aksoy, 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından artçı sarsıntıların sayısının 40 bini geçtiğine dikkat çekerek, Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonu'nun Bingöl'ün Karlıova ilçesi yakınlarında birleştiğini vurguladı.
Doğu Anadolu Fay Zonu'nda, Elazığ'ın kuzey doğusu olan Palu'dan Bingöl'e kadar olan bölümde henüz kırılmayan bir bölüm olduğunu belirten Aksoy, bunun da risk taşıdığını ifade etti.
Aksoy, Bingöl Karlıova'da hem Kuzey Anadolu Fay Zonu hem de Doğu Anadolu Fay Zonu'ndan kaynaklanan deprem riskinin daha yüksek olduğunu belirterek, "İki fay zonu arasında kalan Tunceli ve Bingöl daha riskli hale geliyor. Bu nedenle iki fay zonundan kaynaklanan risklerin bir süre daha devam edeceğini öngörebiliriz." dedi.
