Uzun yaşamın sırrı ortaya çıktı! Sakın bunları yapmayın

Uzun yaşamın sırrı ortaya çıktı! Sakın bunları yapmayın

Harvardlı Profesör David Sinclai, uzun yaşamın formülünü açıklayarak 250 yaşına kadar yaşamak mümkün olduğunu ifade etti.

Indipendent Türkçe’nin haberine göre; Genetik ve yaşlanma üzerine çok sayıda kitap yazmış Profesör David Sinclair'e göre yaşlanmanın insanların yenmesi gereken hastalıklardan bir diğeri olduğunu açıkladı.

Sinclai, 100 yaşına gelmenin uzun bir yaşamı tamamlamak olduğuna inananların görüşünü çürütecek bir çalışma yaptı.

"RAHATTAN ÖDÜN VERİN"

saglikli-yaslanmak-icin-oneriler-e1478800643400.jpg

Ama bunu elde etmek için ilaçlara değil, rahatınızı bozmaya ihtiyacınız var. Sinclair, Rich Roll podcastinde yaptığı açıklamada şunları belirtti:

“Sözün özü, vücudunuzu konfor alanından (biz buna hormesis diyoruz) çıkarmanız gerekiyor”

Bugünün dünyasının sorunu, sadece rahatlamak ve beslenmek istememiz. Rahatsız hissetmek istemiyoruz ve bu da bir sürü soruna neden olduğu bildirildi.

Eğer vücudumuza bir şeylerin problem haline gelebileceğini sürekli söylemezsek, bedenimiz umursamıyor. Hastalığa karşı ya da yaşlanmaya karşı savaşmıyor.

f648850dd4ddf9a7e10bc494a6dce49d.jpg

Sinclair'in vücudun yaşlanmasıyla mücadele etmek ve nihayetinde de süreci tersine çevirmek için öğrettiği yöntemler yeni değil. Daha önce birçok kez duyuldular, ancak hepsi “rahattan ödün vermeye” yol açıyor.

Sinclair'e göre, insanların daha uzun yaşamak için yapması gereken ilk şey “beslenme sıklığını azaltmak. Eğer tek bir şey söyleyecek olursam, sanırım sağlıklı yaşam süresini artırmak için yapılacak en önemli şey daha az yemek yemek olur” diyen Sinclair şöyle devam etti:

“Günde üç öğün yemek yemeyin. Daha sağlıklı bir yaşam tarzı için sonraki bariz adım da sık sık egzersiz yapmak.”

ORUÇ TUTUN

Sinclair ayrıca “oruç tutmayı” da önererek "günde bir veya iki öğün atladığını ve bunun da hayatını değiştirdiğini" söylüyor. Bu tip oruçlar, yaşlanmayla mücadelede yararlı çünkü Nikotinamid Adenin Dinükleotid (NAD+) seviyelerini artırıyor ve bu da vücudun “onarım genlerini” daha aktif hale getiriyor. Aynı şey, kendinizi örneğin sauna gibi sıcağa ve soğuğa maruz bırakmak için de geçerli.

Harvard profesörü, yeterli uykuya ek olarak et tüketimini sınırlamayı da öneriyor. Ette bulunan amino asitler, vücudumuzun savunma mekanizmalarını kapatan ve büyüme zamanının geldiğini söyleyen mTor adı verilen metabolik yolağı aktive ediyor.

Sonuç olarak egzersiz, oruç ve soğuk/sıcak değişimi gibi gerilmeye neden olan aktiviteler NAD+ seviyenizi artırıyor. Bu da gen ifadelerini düzenleyen ve DNA hasarını onaran protein türü sirtuin'in düzgün çalışmasını sağlıyor.

120 YAŞINDA DA TENİS OYNAYABİLİRSİNİZ

Sinclair'in açıklamasına göre NAD+ olmadan, genetik yapınız ne olursa olsun yaşlanma daha hızlı gerçekleşiyor:

"Yaşlılıkta sağlığımızın yüzde 80'i yaşam tarzımızdan ve nasıl yaşadığımızdan kaynaklanıyor, sadece yüzde 20'si genetik."

"insanların 250 yaşına kadar yaşayabildiği ve 120 yaşındayken hala tenis oynamaya devam edebildiği bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyor." diyen Sinclair, "Zekamızla bunu yapamamamız için hiçbir neden yok" sözleriyle açıklamasını bitirdi.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.