Finans uzmanı İslam Memiş, piyasa dinamikleri üzerine öngörülerini paylaşarak yatırımcılara önemli uyarılarda bulundu. Özellikle altın ve gümüş piyasalarının 'İsrail saldırıları' karşısında gösterdiği tepkisizliğe işaret eden Memiş, yatırımcıların dikkatli olmalarını istedi.
Ayrıca Standart & Poor’s (S&P) tarafından Türkiye'nin kredi notunun artırılması ve Kredi Risk Primi'nin (CDS) 291 puana düşmesi gibi gelişmeleri değerlendiren Memiş, BIST 100 endeksinin 10 bin puanın üzerinde seyrettiğini ve döviz kurlarının istikrarını koruduğunu belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yarın yılın ikinci enflasyon raporunu açıklayacağını ve yıl sonu tahminlerinin revize edilip edilmeyeceğini yakından izleyeceklerini ifade etti. Memiş, revizyon ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirdi. İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlarını da değerlendiren Memiş, ülkenin dışsal faktörlere karşı kırılganlığının sürdüğünü, piyasaların bu tür gelişmeler karşısında rahatlamasının zor olduğunu ve devam eden gerginlik ile belirsizliğe dikkat çekti.
İSLAM MEMİŞ, ŞÖYLE DEVAM ETTİ:
Memiş, yatırımcılara mevcut piyasa koşullarında açığa satış ve kredili işlemlerden kaçınmalarını tavsiye etti. Belirsizliklerin hakim olduğu bu dönemde, ani haber akışlarının piyasa beklentilerini tamamen değiştirebileceğini vurguluyor. Memiş, Mayıs ve Haziran aylarının piyasa manipülasyonlarına zemin hazırladığına işaret ederek, yatırımcıların risklerini dağıtmalarının önemine dikkat çekiyor.
Değerli metallerin, özellikle altın ve gümüşün, İsrail operasyonlarına şaşırtıcı bir biçimde tepkisiz kaldığını belirten Memiş, bu durumun önümüzdeki haftalarda devam edebileceğini ancak bunun kalıcı olmayacağını öngörüyor.
BORSADA "AYI" PİYASASI
Ayrıca borsada boğa piyasasının sona erdiğini ve ayı piyasasının başlayabileceğini tahmin ediyor. Yatırımcıların portföylerinde dengeli bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğini, yani yatırımlarını altın ve dolar arasında bölüştürmelerinin faydalı olabileceğini ifade ediyor. Doların, özellikle parite üzerinden alım yapmak için gerekli olduğunu, ancak bunun bir yatırım aracı olarak görülmemesi gerektiğini savunuyor. Memiş'e göre, piyasa henüz normalleşme belirtisi göstermiyor; iç piyasada bir iyimserlik olsa da, global piyasalarda hala bir kötümserlik hakim.
Memiş, konuya ilişkin düşüncelerini şöyle aktardı: "Borsada boğa piyasasının bittiğini, ayı piyasasının gelebileceğini öngörüyorum. Boşta kalmamak için yarı altın yarı dolar da beklenilebilir. Dolar, parite üzerinden alım yapmak için bize lazım. Yoksa yatırım aracı değildir. Toparlayacak olursam; Piyasa normalleşemiyor. İçerde iyimserlik, dışarda kötümserlik devam ediyor!."
ALTIN FİYATLARI NEYE GÖRE BELİRLENİR?
Altın fiyatları, global ekonomik dinamiklerin bir yansıması olarak, çok çeşitli faktörlere bağlı şekillenir. Piyasa uzmanlarına göre, bu değerli metalin fiyatı öncelikle arz ve talep dengesi ile belirlenir; madenlerden çıkarılan altın miktarı ve geri dönüşüm yoluyla elde edilen altın, talep tarafında ise yatırımcıların ve mücevherat sektörünün ihtiyaçları önemli bir rol oynar. Altın ons fiyatı, Amerikan dolarının gücü ve diğer para birimleriyle olan ilişkisi gibi döviz kurlarıyla da yakından ilişkilidir.
Türkiye özelinde ise gram altın fiyatları, dolar ve Türk Lirası arasındaki değişim oranına göre hesaplanır ve bu yerel ekonomik koşulların altın fiyatları üzerindeki etkisini gösterir. Teknolojik gelişmeler de altın fiyatlarını etkileyebilir, zira bu değerli metal bazı elektronik cihazlarda kullanılmaktadır ve bu da talebi artırabilir.
DOLAR HANGİ DURUMLARDA YÜKSELİR?
Doların değer kazanması, genellikle küresel ekonomik belirsizlikler, politik istikrarsızlık, merkez bankalarının faiz oranlarını değiştirmesi ve ticari ilişkiler gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Örneğin, yüksek enflasyon oranları veya bir ülkenin kredi notunun düşmesi gibi ekonomik zorluklar, yatırımcı güvenini azaltabilir ve dolar talebini artırabilir. Merkez Bankası'nın uyguladığı faiz politikaları ve cari açık gibi iç dinamikler de döviz kurlarını etkileyebilir. Ayrıca, FED'in faiz artırım kararları ve bilanço küçültme eylemleri gibi uluslararası mali politikalar da doların değerlenmesine yol açabilir. Dolar endeksindeki genel yükseliş, doların diğer para birimleri karşısında güçlenmesine işaret eder ve bu da doların yükselmesine katkıda bulunur.