Aydın 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava Türk sinemasının 'Yaşar ne yaşar ne yaşamaz' filmini akıllara getiriyor. 1938 yılında doğup 1944 yılında 6 yaşında ölmüş görünen Behçet Gökcük isimli bir kişi, nüfus kayıtlarına göre 6 yaşındayken evli, öldükten 30 yıl sonra da çocuğu olmuş olduğu ortaya çıktı. Mahallede aynı ana babadan olma ve aynı ad-soyadı taşıyan Behçet Gökcük’ün çocukları, babalarından kalan mirası alabilmek için hukuk mücadelesi devam ediyor.
6 YAŞINDA ÖLEN ÇOCUĞUN 30 YIL SONRA ÇOCUĞU OLDU
Alınan bilgiye göre, 1938 yılında Ilıdağ'da yaşayan 1909 doğumlu Ahmet Gökcük ile 1911 doğumlu Emir Ayşe Gökcük’ün Behçet adını verdikleri bir çocukları dünyaya geldi. 1983 yılında yaşamını yitiren Ahmet Gökcük ile 1995 yılında hayatını kaybeden Emir Ayşe Gökcük çiftinin evlilikleri süresinde 5 çocukları dünyaya geldi.
Çiftin çocuklarından 1936 doğumlu olan Behçet Gökcük, 2006 yılında vefat edince biri erkek 4’ü kız olmak üzere toplamda 5 kardeş babasından kalan malları veraset ilanı vermeden paylaştığı belirtildi. Geçen yıl miras kalan evi üzerine almak isteyen Bahçet Gökcük'ün oğlu Yaşar Gökcük’e, “Bu ev senin baban Behçet Gökcük’e değil aynı ana babadan olma 1938 yılında doğup 1944 yılında 6 yaşında iken ölen Behçet Gökcük’e ait” olduğu söylendi.
Hakkını ararken, 6 yaşında ölen çocuğun ölümünden 30 yıl sonra çocuğu olduğu belirlendi.
Duydukları karşısında neye uğradığını şaşıran Yaşar Gökcük, babasından miras kalan evi üzerine almak istediği sırada, 6 yaşında ölmüş olarak kayıtlara geçen ve babası ile aynı adı soyadı taşıyan kişinin, öldükten 30 yıl sonra 1974 yılında annesinden bir kız kardeşi olduğunu da öğrenince şok geçirdi. Olayı ise mahkemeye başvurup, karışıklığın çözülmesi talebinde bulundu.
“GEÇEN YIL ANLIYORLAR”
Aydın Adliyesi’nin en ilginç davalarından arasına geçti. İçinden çıkılmaz bir hal alan ve Yeşilçam’ın ‘Yaşar ne yaşar ne yaşamaz’ filmini andıran ilginç davanın avukatı Mahmut Oflaz, "Babalarının vefatının ardından malları böldüklerini, ancak intikal işlemlerini yaptırmadıklarını söylerken, geçen yıl intikal için tapuya gittiklerinde, tapudaki memurlar tapuyu üzerlerine alamayacaklarını belirtti. Oflaz, “Tapunun sahibinin babası olan Behçet değil 1938 doğumlu fakat 1944'te vefat etmiş Behçet adında bir çocuk adına kayıtlı olduğunu söylüyorlar. Böyle birisinin olmadığı, mükerrer kayıt olduğu ve memurlarca 1944'te ölüm kaydı düşüldüğü yönünde müracaat ettik. Fakat kanunda ve tüzükte yeri olmasına rağmen ilgili müdürlük, dava yoluyla ancak bunu kabul edebileceğini söylüyor. Biz de davamızı açtık.”dedi.
"TAPU MEMURLARININ HATASI CİDDİ SIKINTILARI OLUŞTURDU”
O dönemdeki nüfus ve tapu memurlarının hatalarından dolayı bugün ciddi bir sıkıntı yaşandığını açıkladı. davadan sonra neye üzüleceğini şaşırdığını belirten Yaşar Gökcük, o dönem memurların yaptığı hatayı düzeltmek için uğraş verdiklerini belirterek, "Bu ev babam evlenirken dedem tarafından babama verilmiş. Babamdan da bana miras kaldı. Bu olay, ben tapu alacağım zaman ortaya çıktı. Bu olayda büyüklerin de hatası var ama en büyük hata nüfus müdürlüğünde. Olan benim parama oluyor" dedi.
