Yasal süreçlerde tebligatın doğru adreslere yapılması büyük önem taşırken, yanlış adres beyan edilmesinin ciddi yaptırımları bulunuyor.
Avukat Buket Nurşah Tekışık'a göre, muhtarlara yapılan tebligatlar resmi kabul edilirken, gerçek ve tüzel kişilere yönelik tebligatlarda titizlik gerekiyor.
Yargıtay'ın 20 Nisan 2021 tarihli kararına göre, mahkeme ve icra gibi süreçlerde, alacaklı veya muhatapların bildirdiği adresler doğru çıkmazsa, MERNİS adresine yapılan bildirim yeterli sayılıyor.
Ancak Tebligat Kanunu'nun 53. Maddesi'ne göre, dava ve icra gibi yasal takiplerde yanlış adres beyan edilmesi durumunda 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalınabiliyor.
Avukat Tekışık, "Tebligat kanunu gereği öncelikle muhatabın bilinen en son adresine tebligat çıkarılır. Bu adresin belirlenmesinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın bildirimleri veya mevcut belgeler esas alınır.
Gönderilen ilk tebligat muhatap tarafından tebliğden imtina edilirse veya geçici olarak adreste bulunmazsa, tebligat 21/1 prosedürüne uygun olarak yapılır" dedi.
Tüzel kişilere yönelik uygun tebligat prosedürleri ise Tebligat Kanunu'nun 10. Maddesi'ne göre belirlenir. Şirketin yetkilisi bulunmaz veya tebliği alacak durumda değilse, bu durumun açıkça tebligatta belirtilmesi gerekir.
Usulsüzlük halinde, muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir ve bu durumda icra mahkemesine 7 gün içinde şikayette bulunulması gereklidir.
Tekışık, "Usulsüz tebligat durumunda ilgili kanun maddelerine göre işlem yapılması önemlidir. Bu tür tebligatlar kamuya açık olan hükümleri kapsar ve süre sınırlaması bulunmamaktadır" şeklinde konuştu.