Hicaz Demir Yolu bölgesinde Osmanlı askerlerine ait olan ve 105 yıldır bulunduğu yerde bir milim hareket etmeden çölün ortasında bekleyen trenin sırrı ortaya çıktı.
Osmanlı'nın tarihinde önemli bir yer edinen Hicaz Demir Yolu'ndaki 105 yıllık bir tren, İngiliz casusu Arabistanlı Lawrence'ın gerçekleştirdiği sabotaj sonucu havaya uçurulmuştu. Uçurulmasından sonra hala aynı yerde duran tarihi tren, görenleri duygulandırdı. Tren gelecek nesillere bilgi aktarımında önemli bir tarihi eser niteliğinde.
Osmanlı’nın son yıllarında II. Abdülhamid tarafından yapımı gerçekleştirilen Hicaz Demir Yolu Projesi, Bağdat Demir Yolu'nun devamı olarak yapılmıştı. İstanbul'dan Şam'a sonrasında Mekke ve Medine'ye bağlanacak bu proje, Hicaz bölgesi ile güçlü bir bağlantı sağlanması hedeflendi. Osmanlı'nın Orta Doğu'daki etkisini artırmayı amaçlayan proje, ancak İngiltere, demir yolunun askeri amaçlarla kullanılacağını düşünerek projenin hayata geçmemesi için mücadele gerçekleştirildi.
İNGİLİZ AJAN TARAFINDAN 1917'DEHAVAYA UÇURULDU
İngiliz casusu Lawrence'ın etkisiyle bölgede bulunan Arapları projenin gelenekleri bozacağı ve yaşamlarını tepetaklak edeceği konusunda kışkırtması sonucunda Cihan Harbi döneminde Osmanlı Devleti, 10 cephede savaş verdi. Projeyi tamamlamak için de zor durumda kalındı. İngiltere'nin yoğun desteği ile yapılan Arap Ayaklanması Hicaz Demir Yolu'nu hedefleyerek 1917'de trenin havaya uçurulmasını gerçekleştirdi.
TARİHİ BİR HAZİNE OLARAK SUNULUYOR
Bu tarihi gelişme bölgede Osmanlı'nın bağlantısının sağlanmamasına sebep oldu. Bu olay, Şerif Hüseyin'in liderliğindeki Araplar için bağımsız bir devlet kurulmasını sağladı. Suudi Arabistan, bu tarihi treni zaferin bir sembolü olarak lanse ederken, ziyaretçilere sergiliyor ve Osmanlı Devleti'ne karşı alınan zaferin nişanesi olarak belirtiliyor.
Suudi Arabistan'ın bağımsızlığını kazandığı tarihi olayın simgesi olan tren, günümüzde de yerinde durmakta ve tarihi bir gelişme olarak gelecek nesillere önemli bir bilgi aktarımı özelliği olarak sunuluyor. Bu tarihi olay sadece demir yolunun tarihini değil, aynı zamanda bölgedeki siyasi ve askeri gelişmelerin nasıl oluştuğunu anlamak adına da önemli bir bilgi sunuyor.
