Emekli maaşına zam ve ikramiye beklerken, nisan ayında büyük bir şokla karşılaştı.
Emekli maaşına zam ve ikramiye beklerken, nisan ayında büyük bir şokla karşılaştı.
Mart ayında en düşük emekli maaşı 10 bin TL olurken, yeni ayda emeklilerin alım gücü 8 bin 691 TL’ye gerileyerek emekliler için olumsuz bir durum meydana getirdi.
TÜİK ENFLASYIN VERİLERİNİ AÇIKLADI
Seçimlerden sonra gözler Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıklayacağı verilere çevrildi. Dün, TÜİK tarafından açıklanan veriler, emekliler için büyük bir darbe oldu. Açıklanan verilere göre yılın ilk üç ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 15.06 oranında arttı.
Enflasyonun yüksek oluşu, sadece emeklilerin değil, işçilerin, memurların, kısacağı çoğu vatandaşın satın alma gücünü etkiledi. Azalan alım gücü, maaşların yetersizliğini gözler önüne sermeye başladı.
Üç aylık dönemde, en düşük memur maaşının satın alma gücü 32 bin 504 TL’den 28 bin 250 TL’ye, evli en düşük memur maaşının alım gücüyse 33 bin 983 TL’den 29 bin 535 TL’ye kadar geriledi.
Aynı dönem içinde öğretmen maaşının satın alma gücü de 5 bin 003 TL azalarak 40 bin 392 TL’den 35 bin 105 TL’ye düştü.
ÇALIŞAN İŞÇİLERİN DURUMU VAHİM
Yılın ilk üç aylık döneminde, asgari ücret alan bir işçinin alım gücü 2 bin 225 lira birden geriledi ve 17 bin 002 liradan 14 bin 777 liraya indi. Özel sektörde çalışanlar kişilerin aldığı maaş zamları ve iyileştirmeler bile enflasyon karşısında eridi.
EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞLARINDAKİ KAYIP ŞOKE ETTİ
En düşük emekli aylığında bin 309 liralık kayıp yaşandı. Maaşlara zam bekleyen emeklilerin hevesleri kursaklarında kaldı.
Öte yandan dul ve yetim aylıklarında da ciddi düşüşler meydana geldi. Seçim öncesi aylıklarına ilave zam yapılmaması nedeniyle büyük hayal kırıklığı hem emeklilerde hem de dul yetim maaşı alanlarda görüldü.
Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon ve ekonomik kriz, emekliler, işçiler ve memurlar gibi toplumun geniş kesimlerinin alım gücünü olumsuz etkiliyor.
Bu durum, bu grupların ekonomik zorluklarla daha fazla karşı karşıya kalmasına ve yaşam standartlarında düşüşlere yol açıyor. Özellikle ekonomik olarak savunmasız olan kesimleri daha da zor bir duruma sokuyor. Bu gelişmeler, sosyal ve ekonomik politikalarda destekleyici önlemlerin önemini artırıyor.