Yaz aylarının vazgeçilmezi karpuz, sıcaklarda serinlemek ve susuzluğu gidermek için ideal bir meyvedir. Neredeyse tamamı sudan oluşan karpuz, vücuda önemli bir sıvı desteği sağlayarak serinlemenize yardımcı olur.
Karpuz sadece serinletici bir lezzet olmanın ötesinde, içeriğindeki vitamin ve minerallerle de vücuda birçok fayda sağlar. C vitamini, A vitamini, likopen ve potasyum gibi önemli besin maddelerini içeren karpuz, bağışıklık sistemini güçlendirir, göz sağlığını korur, cilt sağlığını destekler ve kasların fonksiyonunu düzenler.
Fakat karpuz tüketirken dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta bulunuyor.
KARPUZ O KISMINI SAKIN YEMEYİN
Ara öğünü tercih ederseniz karpuzu yemeklerden en erken 2 saat sonra tüketin. Bu hem kan şekerinin dengeli seyretmesini, hem de sindirim sistemine aşırı yüklenmeyi engelliyor.
Yemekle berber tüketecekseniz o öğünde ekmeği azaltın. Çünkü her 2 besin de karbonhidrat grubuna girdiği için aynı öğünde tüketilmeleri yemeğin karbonhidrat yükünü arttırıyor, bunun sonucunda da kilo kontrolünü güçleştiriyor.
Karpuz fazla olgunlaştıkça orta kısımlarında bozulmalar ve çürümeler başlıyor. Kesildiğinde kötü koku veya ekşi bir tat hissederseniz asla yemeyin.
Su içeriği yüksek, asit seviyesi düşük olduğu için kolay bozulan bir meyve. Bu nedenle kestikten sonra buzdolabında 3 günden fazla saklamayın.
Karpuzun çekirdeği sindirilemediği için fazla tüketmemenizde fayda var, çekirdeğinin kabuklarını çıkartıp yiyebilirsiniz. Karpuz çekirdeğinin tüketiminin insan sağlığına herhangi bir zararı olduğu bilinmiyor. Ancak bazı çok fazla tüketim gerçekleştiğinde sindirim sistemine zarar verebilir. Nadir de olsa apandist sorununa yol açabileceği ifade ediliyor.