Deprem uzmanlarının üst üste uyarılarına rağmen dayanıksız yapıların bulunduğu İstanbul'da, dün 3 katlı bir bina çöktü. Yaşanan bu olayda, 1 kişi hayatını kaybederken, 2'si ağır olmak üzere 8 kişi yaralandı. Çöken binada 1,5 katın kaçak olarak eklendiği ve inşaatta deniz kumunun kullanıldığı tespit edildi. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu bölgenin depremde en fazla zarar görebilecek yerlerden biri olduğunu belirtti.
İstanbul Küçükçekmece'de yaşanan olay, şehrin deprem riskini bir kez daha gündeme getirdi. 1988 yılında inşa edilen bina, mühendislik hizmeti alınmadan yapılmış ve üzerine kaçak katlar eklenmiş. Deprem uzmanları, İstanbul için 7 ve üzeri büyüklükte deprem uyarıları yaparak riskli yapılara dikkat çekmeye devam ediyor.
Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada bu tür binaların tehlikesine dikkat çekti.
'DEPREMDE NELER OLACİLECEĞİNİ DÜŞÜNEMİYORUM'
Görür, "Arkadaşlar, Küçükçekmece’de 3 katlı bir bina çöktü. Bu bölge depremde en fazla zarar görebilecek bir bölge. Deprem sırasında zemin ile yapılar arasında ciddi etkileşimler olacak. Bugün binalar kendiliğinden çökerken, yarın depremde neler olabileceğini düşünemiyorum bile," dedi.
"DURUM ENDİŞE VERİCİ..."
Görür, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın hükümetle iş birliği içinde şehri depreme hazırlama niyetine rağmen, henüz somut adımların atılmamış olmasının endişe verici olduğunu belirtti. İstanbul halkının, can güvenliği için gerekli denetim ve taleplerini yapması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Naci Görür, sık sık İstanbul’un riskli bölgeleri hakkında uyarılarda bulunuyor.
İstanbul'un Avrupa yakasının zemininin jeolojik olarak Anadolu yakasından daha kötü olduğunu belirten Görür, İstanbul’un deprem dirençli hale getirilmesi için acil çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
O BÖLGELER İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR
Özellikle Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt, Zeytinburnu ve Fatih'in tarihi yarımada bölümünün zemin yapısına dikkat çeken Görür, bu bölgelerin daha fazla hasar görebileceğini ifade etti. Ayrıca, bu ilçelerde kayma, göçme ve zemin sıvılaşması gibi risklerin de bulunduğunu dile getirdi.
