'Süper Lig'de köprünün altından çok sular akacak'
Anadolu Ajansı (AA) Spor Masası'nın konuğu olan Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, Vodefone Park'ta AA Spor Haberleri Yayın Yönetmenliği yönetici ve editörlerinin sorularını yanıtladı.
UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yarın Monaco ile oynayacakları müsabakaya değinen Orman, "Ülkem ve kulübüm adına önemli bir maç. Gruptaki 3 maçımızda 3 galibiyet aldık. Dördüncüyü de almak istiyoruz." dedi.
Monaco müsabakasını galip tamamlamaları halinde UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Türk takımlarının başarı grafiğiyle ilgili birçok unvana da sahip olacaklarını aktaran siyah-beyazlı kulübün başkanı, şunları söyledi:
"Grup etabında ilk defa 12 puana ulaşan takım olarak, bir unvan elde edeceğiz. Üst üste 4 maç kazanarak yine bir başka unvanın sahibi olacağız. Şampiyonlar Ligi zorlu bir kulvar. Kulüpler para kazanıyor, oyuncularına dağıtıyor. Oyuncular için de motivasyon kaynağı. Yine futbolcular için bir vitrin. Dünya çapında kendilerini gösterebilmek için önemli bir yer. Beşiktaş'ın oturmuş bir teknik kadrosu, oyuncu yapısı, muhteşem taraftarı ve çok güzel bir stadı var. İnşallah yarın Allah bize insanlarımızı sevindirmeyi nasip etsin."
"Köprünün altından çok sular akacak"
Fikret Orman, Galatasaray'ın lider durumda bulunduğu Süper Lig'de uzun bir sürecin olduğunu aktararak, "Süper Lig'de köprünün altından çok sular akacak." diye konuştu.
Puan farklarının suni olduğu yönündeki yorumların hatırlatılması üzerine Orman, "Ben, rakiplerim hakkında yorum yapmak istemem. Galatasaray, son maçını kaybetse de şu anda bizim 5 puan önümüzde. Demek ki bugüne kadar bize göre daha başarılı bir grafik çizmişler. Önümüzde uzun bir süreç var. Kış dönemi gelecek, sakatlıklar olacak, kupa maçları oynanacak. Yine ekonomik durum bunun içinde önemli. Oyuncuların paralarını alması, takım içinde huzuru etkileyen şeyler. Daha mayıs ayına kadar zaman var." değerlendirmesinde bulundu.
"Süper Lig'de karşımıza farklı bir motivasyonla çıkılıyor"
Fikret Orman, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde alınan başarılı sonuçların aksine Süper Lig'de henüz istenen seviyede olunamaması konusunda, "Beşiktaş bir vitrin kulüp. Maçları dünyada takip ediliyor. Son iki sezonun şampiyonu olmamızdan da kaynaklı, karşımıza oyuncular daha farklı bir motivasyonla çıkıyorlar. Hocaları da aynı şekilde." şeklinde konuştu.
Ligde oynadıkları takımların çoğunlukla savunma yaptıklarını vurgulayan başkan Orman, "Şikayet ettiğimden söylemiyorum. Tabii ki kaybetmemek için, kontrataklarla kazanabilmek için bunu yapacaklar. Bizim bunları da aşmamız lazım. Burada oynamak için değil de oyunu bozmak için mücadele ediliyor." açıklamasında bulundu.
Caner Erkin'in cezası
PFDK'nın Caner'e verdiği cezanın Tahkim Kurulu tarafından indirilmesini beklediklerini belirten Orman, "Tartışıldıkça cılkı çıkıyor. Caner mevzusu bütün kamuoyunun önünde oldu. Böyle konularla alakalı, 'Çocuk şunu söylemek istemedi, şöyle hareketler yapıldı' diye savunmalara geçilir. Biz tam zıttını yaptık. 'Bu görüntüler bizi rahatsız etti.' dedik. Yakışmadı. Oyuncuma da yakışmadı. 'Bunun cezasını Beşiktaş en ağır disiplin içeriğiyle verecektir.' dedim. Oyuncum da çıktı açıklama yaptı. 'Sinirlerime hakim olamadım, kamuoyundan, hakemlerden taraftarlardan özür diliyorum.' dedi. Bu normalin dışında yapılan bir hareket. Bunu cezalandırırmış gibi böyle bir karar verdiler. Daha kötüsü disiplin yönetmeliğini değiştirdiler." diye konuştu.
Görüntülere göre ceza verilmesinin futbola zarar vereceğini düşündüğünü anlatan Orman, "Burada mutlak hakim, hakemler, yardımcıları ve gözlemcilerdir. Başka otorite koyarsanız hakemin otoritesini elinden alırsınız. Taraftarım da 'Hadi x kulübüne de rakibimize de ceza verin.' diyor. İsim zikretmiyorum ki olay gerilmesin, çözüm bulunsun. Onlara da ceza verilmesi doğru değildir. Yanlış hesap Bağdat'tan döner, derler. Düzeltsinler. Hukuk neyse ona göre karar versinler. Kamuoyuna göre karar verilemez. Alınan kararlar kamu ilkesine göre veriliyor. Türk sporunu daha iyileştireceğiniz kararlar varsa kamuoyu tepkisi olmadan verelim. Bunun için çalıştay düzenleyin. Oradan çıkan ortak fikre göre hareket edilir. Kamuoyu baskısına göre değil. Futbol herkese lazım." ifadelerini kullandı.
"Ligi bu hakemlere oynayacağız"
Fikret Orman, hakemlerin çok fazla eleştirilmesiyle ilgili ise şöyle konuştu:
"Biz bu ligi önceki senelerde olduğu gibi yine bu hakemlere bitireceğiz. Hakemleri çıkartma yetkisine sahip değiliz. Bu arkadaşlarla ligi devam ettireceğiz. Bunları kötülemekle bir yere varamayız. Hakemler de bazen gördüğüne göre değil de kamuoyuna göre maçı yönetiyor. Futbol kültürü Türkiye'de çok oturmadı. Bir kulübün yöneticisi şahsımla ilgili, ahlaksızca açıklamalar yaptı. İngiltere'de, İtalya'da böyle açıklamalar yaparlar mı, hayır. Maalesef bu seyirciyi de kaçırıyor. Hakemler genç arkadaşlar. Tecrübeliler de var. Çoğu genç çocuklar. Hatalar yapıyorlar, art niyetli olduklarına inanmıyorum. Hakemlerle alakalı pozisyon pozisyon girmeyiz. Bazı şeyler söylüyoruz, düzen böyle olduğu için. Yoksa camiayı savunmamış pozisyonda kalıyoruz."
Video Yardım Hakem (VAR) sisteminin kademeli olarak uygulanması gerektiğini vurgulayan Orman, "Deneyerek yapmak lazım. En çok konuşulan konu ofsayt mevzusu. İlk 6 ay sadece ofsayta bakılabilir, sonra penaltı konusu. İkinci altı ayda da bu devreye girebilir. Hepsini bir anda uygulamaya sokarsak, içinden yine kötüyü seçeceğiz, dezavantajları var diyerek sistemi komple atma noktasına getireceğiz. Olmayacak bir şey değil. Destekliyorum bu sistemi ancak hepsinin aynı günde başlaması sistemi öldürür." değerlendirmesinde bulundu.
"Göksel Gümüşdağ bırakmamalıydı"
Fikret Orman, Kulüpler Birliği Vakfını kulüp başkanı olmayan birisinin yönetmesi gerektiğini dile getirdi.
İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın Kulüpler Birliği Vakfı'ndaki başkanlık görevini bırakmaması gerektiğini ancak bunu anlayışla karşıladığını vurgulayan Orman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Göksel Gümüşdağ'ın hem kulüp başkanlığı, hem belediyedeki görevi, hem de kendi işleri var. Dursun (Özbek) Bey geldi şimdi. Dursun Bey'in daha icraatsal bir şeyini görmedim. Tenkit etmeyi doğru bulmam. Kulüpler Birliği bir gücü elinde tutmak için elde bulunan bir yer değil. Bazı zaman kulüp başkanlığı yapıp bazen de Kulüpler Birliğini yönetmek zordur. Kamuoyunda saygınlığı olan, kulüp başkanı olmayan biri Kulüpler Birliğinin başkanlığını yapması daha faydalı olabilir. Kulüpler Birliği, sadece yayın birliğini artırmak ve onu pay etmek değildir. Futbolun marka değeri yukarı çıkmadığı sürece daha kötüye gideriz."
"Yabancı futbolcu sayısında konu indirmekse kademeli olarak insin"
Yabancı futbolcu kuralının iki sene önce değiştirildiğini hatırlatan Orman, "Buna bir tek sayı açısından bakarsak doğru yere gidemeyiz. Bu bir matematik formülü değil. Türkiye'de hepimiz sokakta top oynadık. Türkiye eskiden daha yaygın bir toplumdu, artık şehir toplumu haline geldi. Türkiye nüfusunun yüzde 55'i 17 şehirde yaşıyor. Bu şehirlerin hepsinde trafik var. Bu nedenle kimse çocuğunu spora göndermek istemiyor. Avrupa ise banliyö toplumudur, her yerde spor yapma imkanı vardır. Biz büyük statlar ve tesisler yapıyoruz ama çocukların gidebileceği noktalarda değil. Onun için bu işi okullarda başlatmamız ve buna büyük bir program olarak bakmamız lazım." diye konuştu.
Fikret Orman, yabancı futbolcu sayısında yapılan artışın elde ettikleri başarıda pay sahibi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Beşiktaş'ın bu seviyede başarı kazanmasında yabancı sınırlamasının yukarı çıkmasının payı vardır. Beşiktaş, ay-yıldızıyla ülkeyi temsil ediyor. Bu taraftan baktığınız zaman doğru. Milli takım açısından baktığınızda kısmen yanlış görülebilir. Asla dar çerçevede bakmayalım. Lig arası geliyor. Ben federasyon başkanımıza da söyledim, bir çalıştay yapılsın. Buna insanlar katılsın ve fikirlerini söylesinler. Almanya gibi bunu başarmış ülkeler var. Bu konuda bir program yapalım. Konu indirmekse o da kademeli olarak insin. Bir tek indirmeyle sonuca ulaşacağımızı sanıyorsak, aldanıyoruz."
"Şenol Güneş'in iki takımı beraber çalıştırmasına karşıyım"
Fikret Orman, Fatih Terim'in ayrılmasından sonra A Milli Takım'ın başına geçmesi için teknik direktörleri Şenol Güneş'e yapılan teklifle ilgili olarak şöyle konuştu:
"Bu milli takım, bizim milli takımız. Şenol hoca bu milli takımın teknik direktörlüğünü yapmış ve dünya üçüncülüğü getirmiş bir kişi. Şenol hocanın da benim de istememem diye bir şey söz konusu değil. Kendi işlerimize organize olmamız lazım. Birinci sorumluluğumuz kendi kulübümüzü ve ülkemizi iyi temsil edebilmek. Buna göre stratejimizi yapmış vaziyetteyiz. Fatih Terim hoca bırakmamış olsa Şenol hocaya ihtiyaç olur muydu, yok. Biz şimdi onların ihtiyaçlarına göre kendimizi organize edecek değiliz ki. Benim hocam çok düzgün, inanılmaz çalışkan ve prensipli bir insan. Bir işe konsantrasyonu müthiştir, 2-3 iş olduğu zaman ilgisi dağılır. Bundan ben de hocam da milli takım da zarar görür. İki takımı beraber çalıştırmasına da karşıyım. Hocam milli takımı çok iyi götürür. Beşiktaş'ı çok iyi götürüyor. Ancak ikisine biz de hocam da konsantre olamaz."
"Amatör branşlarda sürdürebilirlik zor"
Fikret Orman, Beşiktaş'ın bir spor kulübü olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beşiktaş bir futbol kulübü değil, bir spor kulübü. Beşiktaş'ın içinde birçok branş var. Futbol tarafında artık belli bir dengeye oturdu. Geçen sene kar ettik, bu sene de karlılıkla bitireceğiz. Futbol artık harcadığından daha fazla gelir elde edecek bir pozisyona geldi. Fakat amatör şubeler tarafında biz de rakiplerimiz de ciddi zarar ediyoruz. Bunlar taşınabilir durumu geçti. Türk sporuna hizmet etmek amacıyla yapıyoruz ama faizle para alıp, ödeme konusunda büyük sıkıntılar içine girdik. Yasal bir düzenleme gelmediği taktirde amatör branşlarda sürdürebilirlik zor. Hatta imkansız duruma geliyor. Bunu da zaten Gençlik ve Spor Bakanımıza ve Maliye Bakanımıza ifade ettim. Oralarda bir düzenleme yapılması lazım yoksa radikal kararlar almak zorundayız."
"Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum"
Fikret Orman, Vodafone Park'ın yapımı sürecinde tüm engelleri dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesiyle aştıklarını söyledi.
Stat inşaatı için izinleri almanın finansmanından zor olduğunu vurgulayan Orman, "Stadyum açılışında Cumhurbaşkanımıza bir çok kez teşekkür ettiğim için çok eleştirildim. Bugün dahi ediyorum, 'Allah razı olsun' diyorum. Ben o günlerin izin sürecini yaşadım. O zaman başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği olmasa bizim buranın iznini alma şansımız yoktu. Eski Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu bizim ağabeyimizdir. Kendisine 'Başbakan olmuş olsan buranın izinini alabilir miydik?' diye sordum. 'Alamazdık' dedi. Cumhurbaşkanımızın iradesi çok kuvvetlidir. Arkamızda durdu. Her engeli Cumhurbaşkanımızın iradesi üzerinden geçtik. Finansman imkanı olarak neredeyse batmış bir kulüptük. Öyle olduğumuz halde finansmanı sağladık ama izni sağlamak öyle kolay bir şey değildi." ifadelerini kullandı.
"Beşiktaş kötü gitsin diye pusuda bekleyenler var"
Fikret Orman, siyah-beyazlı kulübün kötü gitmesi için pusuda bekleyenlerin olduğunu ve bunların içinde Beşiktaşlıların da bulunduğunu iddia etti.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'in başkanlığı döneminde kulübe verdiği 100 milyon lirayla ilgili açıklamalarda bulunan Fikret Orman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir şey iyi gitmeye başladığında bizde aşağı çekme durumu oluyor. İlk geldiğimiz üç sene neler çektiğimizi biliyoruz. O süreç öncesinde Yıldırım başkan döneminde işler yürüyordu. O dönemde Fenerbahçe şampiyon oldu. Galatasaray 2 kez şampiyon oldu. Kimse ses etmedi. Şimdi işler rayına girmeye başlayınca bir yere refere etmeye çalışıyorlar. Bu şahsımızda da oluyor. Bir gün bizi siyasetçi yapıyorlar, diğer gün FETÖ'cü yapmaya çalışıyorlar. Maalesef böyle bir durumdayız. Toplumumuzda maalesef böyle bir şey var. Hatta saha skorları ve kulübün grafiğinin aşağı inmesi için pusuda bekleyen insanlar var. Daha üzücüsü bunların içinde Beşiktaşlılar da var. Kötü gitsin de ortaya çıkalım diye bekliyorlar."
"Beşiktaş'ın dünya çapında işler yapması lazım"
Siyah-beyazlı kulübün sponsorluklarıyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü aktaran Orman, "Sponsorluk görüşmeleri hiç bitmez. Bazı konularda sponsorlukta 2-3 senemiz dolu. İki sene sonrası için uğraşıyoruz. Tırnaklarımızla kazıyarak o işleri yapıyoruz. Globalde büyümemiz lazım. Dünya markası haline geldiğimiz gün sponsorluk gelirlerimiz artacaktır." diye konuştu.
Beşiktaş'ı dünya markası haline getirmeyi hedeflediklerini vurgulayan başkan Orman, "İspanya'da Barselona diye bir şehir var. Barcelona Kulübünü çıkarın öyle bir şehrin hiçbir önemi kalmaz. 100 yıllık bir geçmişi var. Bizim kulübümüz 115 senelik. Şehirden daha eski bir kulübüz. Barselona'ya 28 milyon kişi ziyarete gidiyor. Onu marka haline Barcelona Kulübü getirdi. Beşiktaş'ın dünya çapında işler yapması lazım ki hem bilinirliği artsın hem ülkesine hizmet etsin hem de dünya çapındaki kulüpler düzeyinde geliri olsun." ifadelerini kullandı.
"Camiamın saygınlığını aşağı indiremem"
Fikret Orman, ikinci başkanlığını Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu'nun üstlendiği Kulüpler Birliği Vakfının toplantılarına başkan düzeyinde katılarak, kulübün saygınlığını aşağı indirmeyeceğini söyledi.
Kulüpler Birliği Vakfı toplantılarına yönetici düzeyinde katılma kararlarıyla ilgili konuşan siyah-beyazlı kulübün başkanı, "Beşiktaş Kulübünün başkanıyım. Başkanın bir seviyesi vardır. Dursun Bey, yaşça bizden büyüktür, 'ağabey' deriz. Yanındaki Şekip Mosturoğlu da bizim arkadaşımızdır. Oraya Fenerbahçe Kulübünün başkanı gelsin, sıkıntı yok. Ben, başkanın olmadığı yerde ikinci başkanın başkanlık yapabileceği yere katılamam. Ben bir camiayı temsil ediyorum. Benim saygınlığım camiamın saygınlığıdır. Ben de camiamın saygınlığını aşağı indiremem." şeklinde görüş belirtti.
"Bir anonim şirketi yabancı şirket keşke alsa"
Fikret Orman, yabancı sermaye gruplarının futbola yatırım yapması ve kulüp satın almasıyla ilgili, "Bizim kurumumuz hariç neden olmasın. Beşiktaş Kulübünün yapısı böyle bir şeye müsait değil. Biz halkın takımıyız. Dinamiklerimiz farklı. Halkın içinden gelen bir kulübüz. Bir anonim şirketi yabancı şirket keşke alsa. İçine yeni oyuncular girsin ki pasta ve rekabet büyüsün. Buna sıcak bakarım ama konuşulanların hepsi bir rivayetten ibaret. Kim dedi, kime müşteri gelmiş... Ortada somut bir şey yok." değerlendirmesinde bulundu.