Basın özgürlüğü alanında faaliyet gösteren uluslararası 20 örgüt, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) televizyon kanallarına verdiği cezalara tepki gösterdi. Yapılan ortak açıklamada, “Bu olayları, Türkiye’de 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesinde, iktidarın eleştirel haberciliği engellemeye ve bilgi akışını kontrol etmeye yönelik sistematik girişiminin bir parçası olarak görüyoruz. Yayın düzenleyici rolünü yürüten RTÜK’ü, bağımsız yayıncılara yönelik baskıya derhal son vermeye ve ülkede ifade hürriyeti ve medya çoğulculuğunu güvence altına alma vazifesine uygun davranmaya çağırıyoruz” denildi.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve insan hakları alanlarında faaliyet gösteren uluslararası 20 örgüt, RTÜK’ün 5 Nisan 2023 tarihinde aldığı kararla Fox TV, Halk TV ve TELE 1’e verdiği cezalara tepki gösterdi. Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü Acil Müdahale’nin (MFRR) konuya ilişkin bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle:
"RTÜK İKTİDAR TARAFINDAN ARAÇ OLARAK KULLANILIYOR"
“20 medya özgürlüğü, ifade hürriyeti ve insan hakları alanında faaliyet gösteren örgütler, Türkiye’nin yayın düzenleyici kurumu RTÜK’e, eleştirel haberlerinden dolayı yayıncılara para cezası vermeyi derhal durdurması çağrısında bulunmaktadır. Gazetecilerin ve yayıncıların eleştirel konularda kamuoyunu bilgilendirme ve hükümetten hesap sorma yükümlülüklerini yerine getirmelerine izin verilmelidir.
RTÜK, ülkede ifade hürriyeti ve medya çoğulculuğunu desteklemek yerine, meşru eleştirileri susturmak ve 14 Mayıs 2023 seçimlerinde kendilerine haksız bir avantaj sağlamak için iktidar ittifakı tarafından bir araç olarak kullanılıyor. Kamusal tartışmanın bu şekilde bastırılması, seçim sürecini baltalamaktadır.
Bu cezalar, Şubat 2023’te Halk TV, TELE 1 ve Fox TV’ye ve Mart 2023’te Halk TV, TELE 1, Fox TV, Show TV ve Yıldız EN TV’ye verilen bir dizi cezanın ardından geldi. RTÜK ayrıca, eleştirel yayınları nedeniyle çok sayıda programa geçici yasaklar getirmiştir.
RTÜK, 2022 yılında beş bağımsız yayıncıya toplam 17 milyon 335 bin Türk lirası (yaklaşık 823 bin avro) para cezası olmak üzere 54 ayrı ceza vermiştir. Buna karşılık, iktidara yakın kanallara toplamda 1 milyon 674 bin TL (yaklaşık 80 bin avro) tutarında dört ceza almıştır.
İktidar sansürü yerel haber kanallarıyla sınırlı değil; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, RTÜK’ün talebi üzerine Haziran 2022’de yayını engellenen Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’nin (DW) Türkçe servisinin lisansını Mart 2023’te yenilemedi. DW, artık Türkiye’de tüzel kişilik olarak faaliyet gösteremeyecek ve muhabirleri ile editörleri, istikrarlı iş sözleşmelerinden ve sosyal güvenlik yardımlarından mahrum olarak serbest çalışmaya devam etmek zorunda kalacak.
"VAZİFESİNE UYGUN DAVRANMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
Bu olayları, Türkiye''de 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesinde, iktidarın eleştirel haberciliği engellemeye ve bilgi akışını kontrol etmeye yönelik sistematik girişiminin bir parçası olarak görüyoruz.
Yayın düzenleyici rolünü yürüten RTÜK’ü, bağımsız yayıncılara yönelik baskıya derhal son vermeye ve ülkede ifade hürriyeti ve medya çoğulculuğunu güvence altına alma vazifesine uygun davranmaya çağırıyoruz.”
Çağrıda imzası bulunan örgütler şöyle: Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ), ARTICLE 19, Articolo 21, Gazetecilikte Kadınlar Koalisyonu (CFWIJ), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Danimarka PEN, İngiltere PEN, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Freedom House, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), OBC Transeuropa (OBCT), Uluslararası PEN, Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Güneydoğu Avrupa Medya Kurumu (SEEMO), İsveç PEN, Dünya Gazeteciler Birliği (WAN-IFRA). (ANKA)