Yargıtay, bir boşanma davasında, eski ilişkisini anımsatan şarkılar dinleyen, güveni zedeliyor şekilde mesajlar gönderen koca ile hakaret, kıskanç davranışlar sergileyen ve erkeğin annesini evden kovma gibi eylemlere başvuran kadını eşit kusurlu olduğuna hükmetti.
İzmir'de yaşayan bir çift, birbirlerine karşı boşanma davası açtı.
Yerel mahkeme kararında, davalı-karşı davacı erkeğin eski eşiyle buluştuğu, güveni sarsacak konuşmalar gerçekleştirdiği, evde geçmiş ilişkiyi anımsatan şarkılar dinlediği ve kadının bu durumdan rahatsızlık duymasına rağmen bu davranışları sürdürdüğü vurgulandı.
Davalı-karşı davalı kadın için yöneltilen suçlamaların, hakaret, fiziksel şiddet ve kıskanç davranma olaylarının mahkeme tarafından doğrulandığı bir durumda, yerel mahkeme tarafından verilen kararın incelenmesi için tarafların başvurduğu istinaf kanun yolunda İzmir 2. Bölge Adliye Mahkemesi, kusurları yeniden değerlendirerek karar verdi.
Mahkeme, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tarafından işlenen kusurun "ağır", kadın tarafından işlenen kusurun ise "az" olduğuna hükmetti ve tarafların boşanmalarına karar verdi.
İSTİNAF, ERKEĞİ AZ KUSURLU BULDU
İstinaf mahkemesi kararında, erkeğin, eski eşine güven sarsıcı mesajlar gönderdiği, ortak çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, kadının ise hakaret, tehdit, fiziksel şiddet, kıskanç davranma, erkeğin annesini evden kovma olaylarının ispatlandığı kaydedildi.
Boşanmaya sebebiyet veren bu olaylarda kadının "ağır", erkeğin "az" kusurlu oldukları sonucuna varan istinaf, ilk derece mahkemesi kararını bu yönlerden kaldırdı ve yeni hüküm kurdu.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtaya geldi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de istinaf mahkemesinin kararını bozdu.
Gerekçede, kadına yüklenen fiziksel şiddet, erkeğin annesini evden kovma gibi olaylardan sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirdiklerine dikkat çekildi.
Erkek tarafından affedilen, en azından hoşgörü ile karşılanan bu eylemlerin, kadına kusur olarak yüklenmeyeceği vurgulanan dairenin gerekçesinde, şu tespitlerde bulunuldu:
"Bu durumda, tarafların boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre, güven sarsıcı davranışlarda bulunan ve birlik görevlerini ihmal eden erkek ile eşine hakaret eden, eşini tehdit eden ve kıskanan kadın eşit kusurludur. Kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebep olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği de sabit olduğuna göre, kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu isteğinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir."