Borç ödemekten kaçınanlar, evden çıkmak istemeyen kiracılar yeni düşündükleri yöntemle davalık oluyor. Yapılan yöntem, imza inkarı taktiği olarak geçiyor. Ancak uzman hukukçular konuyla ilgili ciddi uyarılarda bulunuyor. Ayrıca ödenecek tazminat ve faizlerin yükseltilebilmesi de gündemde bulunuyor.
BORÇLULARDAN AKILALMAZ YÖNTEM
Borcunu ödemekte zorlanan vatandaş çareyi inkar yönteminde buldu. Bazı kişiler, çek ve senet imzalarının kendilerine ait olmadığını savunarak borç yükümlülüğünden olabildiğince kaçınarak vakit kazanmaya çalışıyor. Konuyla ilgili açılan davalar uzun yıllar boyunca sürüyor. Böyle olunca, borçluların Türk Lirası üzerinden yapacakları borç ödemelerinin miktarı, değişen ekonomik şartlarda zamana göre azalmış oluyor. Ancak uygulanan bu inkar taktiği, hukukçuların radarına takıldı.
İNKAR DAVALARI ÇOK UZUN YILLAR SÜRÜYOR
Ev sahibinin imzalattığı sözleşmeye istinaden “evimden çık” sözüne karşılık “imza benim değil” diyerek süreci uzatanlar veya borcunu hemen ödeyemeyecek olanların aklına gelen imza inkar taktiği, hukukçular tarafından ciddi uyarıların gelmesine neden oluyor. Hukukçular, imza inkar davalarının çok uzun yıllar boyunca sürdüğünü ifade ediyor. Ancak süreç ne kadar uzarsa uzasın sonuç olarak borçlunun imzayı taklit ettiği ortaya çıkıyor.
Borçlular ve imza inkarında bulunanların girdiği süreç sonucunda imzanın kendilerine ait çıkması üzerine anaparanın yüzde 20’si oranında tazminat ve yüzde 10 oranında para cezasına çarptırılabiliyorlar.
Avukat Kevser Yıldırım alacaklıların kayıplar yaşadıklarını vurgulayarak, “Yükümlüler, Türk parasının değer kaybetmesi nedeniyle borçlarını geç ödeyerek aslında kolaylıkla borçtan kurtuluyorlar. Borçlu borcunu, faizini, dosya masrafı ve karşı vekalet ücreti ile birlikte ayrıca süreci kötü niyetli ve veya haksız bir şekilde uzatması halinde bu tazminatları da ödemek zorunda kalır” ifadelerini kullandı.
İMZA İNCELEMELERİ TİTİZLİKLE YAPILIYOR
İmzada sahtecilik davalarında imzalar pek çok süreçten geçirildikten sonra kime ait olduğu ortaya çıkıyor. Adli Tıp Kurumunda gerçekleşen incelemede, 13 adet karakteristiğe bakılıyor. Öncelikle imzalara özel cihazlar altında bakılıyor.
İşleyen dava sürecinde, imza inkarı yöntemine giden kişilerin noterde, tapuda ve buna benzer yerlerde attıkları imzalar mahkeme tarafından isteniyor. Öte yandan duruşmada kişilerin hem sağ hem sol hem de farklı duruş pozisyonlarında imza atmaları isteniyor ve bu imzalar bilirkişilerce incelenip gerçek ortaya konuyor.
Hukukçular, son yıllarda artan sahteciliğin ve haksız imza inkarının önüne geçilebilmesi için tazminat miktarlarının artırılması gerektiğini söylüyor. Bu yünde hukukçuların beklentisi, borcun iki karı miktarında artış ya da dava sürecinde işlenecek faiz oranlarının arttırılması yönünde bulunuyor.
KARŞILIKSIZ ÇEKLERDE ARTIŞ GÖRÜLDÜ
Sahtecilikle alakalı bir diğer konu olan karşılıksız çeklerse bir önceki aya göre artış gösterdi. Takasbank Çek Takas Sistemine ibraz edilmiş Nisan ayı senetleri, bir önceki aya göre daha yüksek oranda karşılıksız çıktı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Tasakbank verilerini yayımladı. Veriler kapsamında, bir önceki ay karşılıksız çek adedi 8 bin 270 olurken, 2024 Nisan ayı verilerinde rakamın yüzde 143 arttığı görüldü. Böylece 20 bin 98 adede çıktı.
Tutar bazlı düşünüldüğünde, bir önceki ay karşılıksız çek tutarı 5,13 milyar TL iken, nisan ayında 11,26 milyar TL'ye yükseldi.