"Canavarla savaşmayı göze alırsan canavar olmayı da göze alırsın"
Başkasından kaçarken de kendinden kaçabilir misin? Kaçtığın seninle gelirken sen aslında kendi gölgenden bir canavar yaratıp onunla boğuşmaktasın. Başını kuma gömüp bunu sana yapanı arıyorsun ama dönüp kendine bakmıyorsun. Kafanı kaldırdığında o güzel gökyüzünün altındaki tek düşmanın kendi aklın olduğunu göreceksin.
Netflix''in yeni gözdesi ''Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?'', Perihan Mağden''in 2007 yılında yayınlanan aynı isimli romanından uyarlandı. 7 bölümden oluşan dizinin senaryosu Ertan Kurtalan''a aitken yönetmen koltuğunda ise Umut Aral ve Gökçen Usta oturuyor.
''Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?'' kısa sürede Netflix''de en iyi açılış yapan yapımların arasına girdi. Platforma girdiğimizde de diziyi gündemdekiler kısmının başında görmek mümkün. Biraz da dizinin hikâyesine bakalım..
Anne kız ilişkisinin hastalıklı bir boyutunu izlediğimiz dizide karakterler sürekli bulunduğu mekânlardan kaçarak en iyi otellerde kalır. Lüks otel odalarında geçen ömürlerinin yanı sıra bu anne kız diğer insanlardan farklıdır ve daima onlar için gelecek birtakım düşmanlar vardır.
Başından sonuna kadar kaçtıkları bir hikayede anne kızını ormandaki ''Bambi'' olarak görür. Ormandaki olası bir tehlikede anne Bambi adeta bir kargaya dönüşerek pençelerini savurur ve kaçış başlar. Bu kaçışlar esnasında Bambi hep izleyicinin sorduğu soruyu sorar; ''Biz kimden kaçıyoruz anne?''
Bizim göremediklerimizden kaçan anne kız kötüleri de cezasız bırakmaz. Öyle ki her gittikleri yerin ardında bir cinayet vakası patlak verir. En büyük silahları ise isimsiz ve paralı olmalarıdır. Bu durumda çok geçmeden tersine döner. İhtişamlı otel odaları yerini ucuz pansiyonlara bırakır ve sonunda paranın suyu gelir.
Evleri olmayan anne kız birbirlerini evi olarak görür. Aralarındaki ilişki ve diyalog normallikten uzaktır. Bu sıkıntılı yaşantıda anne ve kız arabayı son sürat yokuş aşağı sürer.
Güzel mekanlarda çekilen, tempoyu başından sonuna kadar bırakmayan kaliteli bir iş olmuş. Melisa Sözen öyle bir oynamış ki ister istemez senaryodan önce rolüne odaklanıyorsunuz. Ne kadar iyi oynadığının yanı sıra çok da karizmatik. Kız rolündeki Eylül Tumbar ise iyi ama daha da iyi olabilirmiş.
Senaryodaki bazı boşlukların olduğu düşüncesine ben de katılıyorum. Yüzleri her yerde bu kadar aşikârken sürekli kaçabilmeleri düşündürücü. Kimliksiz yaşarken yıllar içinde para konusunda bir sıkıntı yaşamamaları da ilginç. Anne, becerikli ve akıllıyken otellerde saklanmak yerine neden onca parayı bir ev almak için harcamadı? Ev fikri onlar için sadece birbirlerini ifade etse de sonunda köşeye sıkışacakları baştan belliydi. Tabii romanı okumadığım için sadece ekrandan bana yansıyanı değerlendirebiliyorum.
Olmayan tehlikelerden kendilerine düşman yaratan anne kızın kaçarken duvara tosladıkları bir hikâye bu. İşler her zaman planladığın gibi gitmez. Sayısız olasılığın içinde kendin ellerinle kötüyü yaratırsan var olduğun sürece kaçmak zorunda kalırsın. Çünkü canavarla savaşmayı göze alırsan, canavar olmayı da göze alırsın.
06 KAMUSON
DOKGUN.YAZARLAR
*
Enise Altınok AVŞAR
++++
"Canavarla savaşmayı göze alırsan
canavar olmayı da göze alırsın"
+++++++++
Başkasından kaçarken de kendinden kaçabilir misin? Kaçtığın seninle gelirken sen aslında kendi gölgenden bir canavar yaratıp onunla boğuşmaktasın. Başını kuma gömüp bunu sana yapanı arıyorsun ama dönüp kendine bakmıyorsun. Kafanı kaldırdığında o güzel gökyüzünün altındaki tek düşmanın kendi aklın olduğunu göreceksin.
Netflix''in yeni gözdesi ''Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?'', Perihan Mağden''in 2007 yılında yayınlanan aynı isimli romanından uyarlandı. 7 bölümden oluşan dizinin senaryosu Ertan Kurtalan''a aitken yönetmen koltuğunda ise Umut Aral ve Gökçen Usta oturuyor.
''Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?'' kısa sürede Netflix''de en iyi açılış yapan yapımların arasına girdi. Platforma girdiğimizde de diziyi gündemdekiler kısmının başında görmek mümkün. Biraz da dizinin hikâyesine bakalım..
Anne kız ilişkisinin hastalıklı bir boyutunu izlediğimiz dizide karakterler sürekli bulunduğu mekânlardan kaçarak en iyi otellerde kalır. Lüks otel odalarında geçen ömürlerinin yanı sıra bu anne kız diğer insanlardan farklıdır ve daima onlar için gelecek birtakım düşmanlar vardır.
Başından sonuna kadar kaçtıkları bir hikayede anne kızını ormandaki ''Bambi'' olarak görür. Ormandaki olası bir tehlikede anne Bambi adeta bir kargaya dönüşerek pençelerini savurur ve kaçış başlar. Bu kaçışlar esnasında Bambi hep izleyicinin sorduğu soruyu sorar; ''Biz kimden kaçıyoruz anne?''
Bizim göremediklerimizden kaçan anne kız kötüleri de cezasız bırakmaz. Öyle ki her gittikleri yerin ardında bir cinayet vakası patlak verir. En büyük silahları ise isimsiz ve paralı olmalarıdır. Bu durumda çok geçmeden tersine döner. İhtişamlı otel odaları yerini ucuz pansiyonlara bırakır ve sonunda paranın suyu gelir.
Evleri olmayan anne kız birbirlerini evi olarak görür. Aralarındaki ilişki ve diyalog normallikten uzaktır. Bu sıkıntılı yaşantıda anne ve kız arabayı son sürat yokuş aşağı sürer.
Güzel mekanlarda çekilen, tempoyu başından sonuna kadar bırakmayan kaliteli bir iş olmuş. Melisa Sözen öyle bir oynamış ki ister istemez senaryodan önce rolüne odaklanıyorsunuz. Ne kadar iyi oynadığının yanı sıra çok da karizmatik. Kız rolündeki Eylül Tumbar ise iyi ama daha da iyi olabilirmiş.
Senaryodaki bazı boşlukların olduğu düşüncesine ben de katılıyorum. Yüzleri her yerde bu kadar aşikârken sürekli kaçabilmeleri düşündürücü. Kimliksiz yaşarken yıllar içinde para konusunda bir sıkıntı yaşamamaları da ilginç. Anne, becerikli ve akıllıyken otellerde saklanmak yerine neden onca parayı bir ev almak için harcamadı? Ev fikri onlar için sadece birbirlerini ifade etse de sonunda köşeye sıkışacakları baştan belliydi. Tabii romanı okumadığım için sadece ekrandan bana yansıyanı değerlendirebiliyorum.
Olmayan tehlikelerden kendilerine düşman yaratan anne kızın kaçarken duvara tosladıkları bir hikâye bu. İşler her zaman planladığın gibi gitmez. Sayısız olasılığın içinde kendin ellerinle kötüyü yaratırsan var olduğun sürece kaçmak zorunda kalırsın. Çünkü canavarla savaşmayı göze alırsan, canavar olmayı da göze alırsın.