Dimitrina
Merhaba sevgili okurlar;
Bu hafta sizlere Mustafa Kemal Atatürk''ün Sofya''da ataşemiliterlik görevini sürdürürken yaşadığı aşkı anlatacağım. Öyle bir aşk ki bu Atatürk şöyle bir cümle kurmuş ''''Bir kız sevdim ataşeyken, vermediler. Gençliğimi bıraktım Sofya''da.'''' O kızın adı ''Dimitrina'' bütün bu aşkın önünde duran ise babası eski Savunma Bakanı Bulgar General Stilyan Kovaçev''dir. Biz Türk halkı olarak aslında Dimitrina''nın babasına teşekkür etmeliyiz eğer izin verseydi birlikteliklerine Atam böyle bir yol izlemezdi belki de. Bu aşk Fikret Kızılok''un ''La vie est bréve'' parçasına konu olmuş ve filmi çekileceği söz konusu. Filmin 2023''ün Ekim ayında çıkacağı konuşuluyor.
Dimitrina ile aşkına gelecek olursak hikayesi şöyle;
Mustafa Kemal, Sofya''ya gittikten bir süre sonra yemek daveti alır. Bu daveti hem kaliteli vakit geçirmek hem de yeni insanlar tanımak adına güzel bir fırsat olarak gören Ata''mız davete gitmeye karar verir. Davete katılan Mustafa Kemal, içeri girer girmez çok güzel bir kız görür. Bu kız, Dimitrina Kovaçev''dir. Ayriyeten eski Savunma Bakanı Bulgar General Stilyan Kovaçev''in kızıdır. O an salonda vals çalmaktadır. İlk görüşte aşkın heyecanıyla Dimitrina''nın yanına giderek dans teklifinde bulunur ve kabul edilir. Tabii bunlar Dimitrina''nın babasının önünde yaşanmaktadır. Ertesi gün babası kızına sorar ve Dimitrina da Mustafa Kemal''e olan aşkını anlatır. Babası bu duruma hemen karşı çıkar çünkü bulunduğu mevki gereği kızının Türk bir askerle evlenmesi olacak bir şey değildir. Bir süre aşkında inat eder Dimitrina ama sonunda inadını kırarlar. Mustafa Kemal Sofya''da görevdeyken de bir avukatla evlenir. Bu durumda Mustafa Kemal''in kalbi kırılmış olacak ki bu cümleyi kurar; ''''Bir kız sevdim ataşeyken, vermediler. Gençliğimi bıraktım Sofya''da.''''
Bir de seneler sonra Dimitrina''nın ağabeyi Todor Kovaçev''e anlattıklarına bakalım;
"Ben ne zaman piyanonun başına geçsem, Kemal Bey, salonun en uzak köşesine gider ve yapayalnız beni dinlerdi. Tuşlara basarken Kemal Bey''in zaman zaman gözlerini bana diktiğini fark ederdim. Bu gözlerde hiçbir insanda rastlamadığım mana, derinlik vardı. Hem sevgi hem şefkat hem de arzuyla bakardı. Sonra o gözler salonun başka bir köşesine takılır, yüzündeki ifade sertleşirdi. O anlarda memleketini ve ilerde yapacağı mücadeleyi düşündüğünü anlardım."
İşte Ata''mın bu amansız aşkının hikâyesi. Ayriyeten Atatürk''ün yakın çevresine hiç kimselerin Dimitrina gibi olamayacağını sık sık tekrar ettiği bilinmekte.









