Çok güzel bir atasözümüz var; "Horozu çok olan köyün sabahı geç olur" diye…
Bu ülkede, her alanda o kadar çok horoz var ki! Siyasetten, dine ve oradan da spora varıncaya kadar özellikle spor içinde konu futbol olunca herkes "ulema" kesiliyor.
Bu kadar ulemanın olduğu yerde siz bir teknik direktör olsanız hele hele yabancı bir teknik direktör olsanız, kendinizi ne kadar güvende hissedersiniz?
Süper Lig''in 10. hafta maçları oynanacak ve puan cetveline baktığımızda;
1. Adana Demirspor A.Ş. 18
2. Beşiktaş A.Ş. 18
3. Arabam.Com Konyaspor 18
Genel puanlamaya baktığımızda ise henüz 10. haftaya girdiğimiz şu günlerde lig lideri 18, 10. sırada bulunan Gaziantep ise 12 puanda yani ortada kıyametleri koparacak, etrafı velveleye verecek bir durum yok.
Valerien İsmael teknik direktör olarak geldiği günden itibaren futbol tarihimizde herhalde en çok eleştirilen teknik direktör olmuştur. Bu ülkede yabancı bir teknik direktör olmanın en acı yüzünü yaşamaktadır.
Düşünsenize sosyal medyada üzerinizde müthiş baskı var, bu baskı spor medyasına yansıyor yani denize atılan bir taş gibi seke seke gidiyor.
Bilinçli bir şekilde de her seferinde "Şenol Güneş" ismi teknik direktör olarak Valerien İsmael isminin karşısına yazılıyor.
Büyük bir kesimde Şenol Güneş gelsin işler düzelecek havası var dersin sanki Şenol Güneş değil gelecek olan Harry Potter…
Valerien İsmael, yönetime sistem karşısında sesini çıkarmadı adı altında eleştiriliyor peki daha dün Şenol Güneş''in çalıştığı mevcut yönetimle ilişkileri nasıldı? Şenol Güneş onlardan gelen isteklere karşı elinin tersini mi gösteriyordu?
Valerien İsmael''in kafasında bir sistem var ve bu sistemdeki iki önemli oyuncu N''Koudou ve Ghezzal öne çıkıyor. Bunlardan birisi eksik olduğunda sistemin bir ayağı çöküyor ve işlemiyor. Bunların üstüne de etraftaki bu kadar baskı ve eleştiriyi eklersek huzursuz bir Valerien İsmael profili ortaya çıkıyor.
Beşiktaşlılar biraz sakin olmalı ve sakince düşünmeli. Evet! Valerien İsmael hocanın önemli yanlışları veya hataları var ama bunlar düzeltilemeyecek diye bir şey yok önemli olan kendisine en azından camia olarak sakince yaklaşmalı ve sabırla bekleme süresini vermeli.
Bir kısım spor yazarı ve yorumcusuda evet puan olarak sıkıntı yok ama bu oyun ile geriye düşme başlar diyorlar. Beşiktaş''ın yaşadığı aksiliklerini sanki diğer takımlar yaşamayacak, sanki bunun bir garantisi var (hakem kıyağı konusunda Beşiktaş''tan daha şanslılar o ayrı) sanki bu ligde puan kaybedecek tek takım var o da Beşiktaş.
Sağlığına kavuşmuş bir N''Koudou ve Ghezzal farklılığı ile rahat düşünen Valerien İsmael faktörü birleştiğinde ortaya başka bir Beşiktaş çıkacaktır. Dünya Kupası arasına kadar bu süreç sağlıklı geçilirse yani; Trabzonspor-Hatayspor-Ümraniye ve Galatasaray süreci en az hasarla atlatılırsa (Dikkat! Beşiktaş tüm bu süreç içinde hiçbir haftayı bay geçmiş de değil, hepsinde full oynayacak) Fiziksel ve mental anlamda kendilerini daha da çok toparlamış Del Alli, Redmond faktörleriyle sadece 45 dakika değil 90 dakika o beklenen Beşiktaş izlenecektir.
Yeter ki, sabırlı olunsun.
Evet sıkıntılar var, bunların sebepleri ortada yeter ki daha sağlıklı bir şekilde çözüm üretilme sürecine gidilsin.
Yoksa Valerien İsmael gitsin demek çözüm değil çünkü o süreç bu seferde birkaç hafta sonrasında o isim için de söylenecektir.
Bırakın bu köyün tek bir horozu olsun. Olsun ki, sabahlar geç olmasın…
