Özel dedektifler, filmlerinde sıkça karşılaştığımız karakterlerden olsa da günümüzde Türkiye'de de bu meslek giderek yaygınlaşıyor.
Türkiye’de özel dedektif sayısında yaşanan artışı ve meslek hakkında merak edilenleri anlatan özel dedektif Ahmet Aydoğan, özel bir televizyon kanalına verdiği röportajda şu bilgileri paylaştı:
TÜRKİYE'DE ÖZEL DEDEKTİFLİK NASIL YAPILIYOR?
Türkiye’de özel dedektiflik mesleğinin nasıl yapıldığını anlatan Aydoğan "Biz, izlemeyi şahsın bizi görmeyeceği, ancak bizim onu rahatlıkla takip edebileceğimiz şekilde gerçekleştiriyoruz. Türkiye'nin coğrafyası farklı olduğu için burada farklı yöntemler kullanıyoruz. Özel dedektifliğin temel kurallarından biri gizliliktir; görünür olmamalısınız." Dedi.
NE KADAR ÜCRET ALINIYOR?
Özel Dedektif Ahmet Aydoğan, ücretlerin işe ve kentte göre değiştiğini belirtirken "İçinde bulunduğunuz ile veya yakın mesafelerde günlük 5 bin TL ücret uygulanıyor. Daha uzak iller için ise günlük 10 bin TL veya 15 bin TL gibi rakamlar söz konusu. Bu ücretler günlük olmakla birlikte, danışanımızın en az bir hafta projeyi devam ettirmesi gerekiyor." İfadelerini kullandı.
HERKES ÖZEL DEDEKTİF OLABİLİR Mİ?
Herkesin özel dedektif olamayacağını ve bunun için iyi bir eğitim alınması gerektiğini savunan Aydoğan "Hayır, bu oldukça zor. Herkes dedektif olamaz çünkü bu işin bir eğitimi var. Üniversite düzeyinde bir eğitim mevcut değil; bu iş çırak-usta ilişkisi ile öğreniliyor." Dedi.
BUNU YAPMALARI BÜYÜK HATA OLUR
Özel Dedektifler Derneği Başkanı İsmail Yetimoğlu, Türkiye'de özel dedektiflik mesleğini düzenleyen yasal bir çerçevenin henüz bulunmadığını belirtti. Yetimoğlu, takip işlemlerinin hangi koşullar altında yapılması gerektiğine dair detayları paylaştı.
Yetimoğlu, vatandaşların yeterince araştırma yapmadan, sadece internette buldukları telefon numaraları ve adresler üzerinden özel dedektiflerle iletişime geçmelerinin büyük bir hata olduğunu vurguladı. Bu şekilde özel dedektiflik hizmeti almak isteyenlerin yüzde 90'ının dolandırıldığını ifade etti.
Özel dedektif arayışında olanların çoğunlukla sevgilisinden veya eşinden şüphelenen kişiler olduğunu belirten Yetimoğlu, dernek olarak yargıya intikal etmemiş konularda hizmet vermediklerini, bu tür durumları ahlaki ve hukuki bulmadıklarını söyledi.
Özel ilişkilerde şüphe üzerine hareket edilerek delil toplamanın sakıncalarına dikkat çeken Yetimoğlu, "Dernek olarak bu tür durumlarda hizmet vermiyoruz. Şüphe üzerine delil elde edildiğinde, öngörülemeyen olaylar, özellikle kadına şiddet gibi, yaşanabiliyor. Bu konuda hukuki bir dayanak olmalı." şeklinde konuştu.
