Özgüvensiz sporcular
Günlük hayatımızda sıkça kullandığımız sihirli kelimedir özgüven. Spor kulüplerinde özellikle altyapı birimlerinde özgüvenli sporcular yetiştirmek için çok emek harcar. Peki, amatör futbol kulüplerinde neler oluyor. Biraz gözlemlerimi paylaşmak isterim. Takip etiğim antrenmanlarda dikkatimi çeken en önemli konu sahanın kenarında sürekli yüksek sesle konuşan geleceğin futbolcu adaylarına sürekli bağıran hoca tiplerinin olması. Yüksek sesle oyunculara bir şeyler anlatmaya çalışan sözde hocalar. Bu hoca tiplemesi 80’li ve 90’lı yıllarda futbol oynamış eski kafalı, günümüz futbolu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan karakterlerdir. Tek bildikleri bağırmak olan bu hocalarımız geleceğin futbolcu adaylarına sürekli yüksek sesle komutlar veriyor. Bu komutlarla çocukları robot gibi yönetmek istiyorlar. Örnek vermek gerekirse daha çocuğun ayağına top gelmeden pas ver, şut pozisyonu daha oluşmamışken şutttt diye bağırması, terse oyna demesi v.s. Değerli hocam, dur hele çocuğun ayağına top bir gelsin o zaman pas mı verecek şut mu çekecek, ters top mu atacak pozisyona göre çocuk kendi karar versin. Kararı kendi versin ki sahada yapabileceklerinin farkına varsın. Yeteneklerini keşfetmeye başlasın. Oynadığı oyundan keyif alsın. Mutlu olsun. Ama olur mu, siz her şeye bağırarak müdahale edeceksiniz çocukları korkutarak üzerinde baskı oluşturacaksınız. Böylece sayenizde özgüveni eksik, gerçek potansiyelinin farkında olmayan kendi kabuklarını kıramayan sporcular olarak kalacaklar…