Vatikan'da en etkili laik kurum: Opus Dei
Opus Dei Latince anlamı: Tanrı''nın Eseri.
2 Ekim 1928''de Madrid''de sıradan bir papaz olan Jose Maria Escriva de Ba laguery Albas tarafından kurulan Katolik bir örgüt.
Tam adı "Sociedad de la Santa Cruz de Opus Dei"dir. 1950 yılında papalık tarafından resmen onaylanmıştır. Papalık, güçlü anti-komünist misyonu nedeniyle açık destek verdiği "Opus Dei"nin statüsünü 1982''de yükselterek, örgüt önderine, tarikat başkanlarına mahsus piskopos unvanını verdi.
Opus Dei, İspanyol asıllıdır. Katolikliğe sadık laik iş ve meslek sahiplerini bir araya getirerek Papa''ya Vatikan dışında destek olacak varlıklı ve iyi eğitim görmüş elit bir kadroyu oluşturmak amacı ile kurulan ama günümüzde Vatikan''da en etkili olan laik kurumdur. Gizli bir örgüt olan Opus Dei''nin tüm üyeleri meslek sahibi Katoliklerden oluşmakta, her ülkede örgütten sorumlu bir Kardinal bulunmaktadır.
Onlara göre Papa''nın kimliği, Kilisenin de, Papalık Makamı''nın da üstündedir. Papa, Tanrı Krallığı''nın kutsal önderidir. Böylesine yüce bir mertebeye erişebilen kişi de elbette olağanüstü bir kişidir bu nedenle Opus Dei, böylesine olağanüstü bir kişi tarafından temsil edilen Vatikan Devleti''ni yüceltir ve Kilise''yi ikinci planda görür.
***
İsviçreli Parlamenter ve toplum bilimci Jean Zieglerr: "Opus Dei kendisiyle terörizm kadar mücadele edilmesi gereken, gizli çalışan aşırı sağcı bir harekettir."
İngiliz araştırmacı Michael Walsh: "Bu örgüte Opus Dei (Tanrı''nın Eseri) değil Actopus Dei (Tanrı''nın Ahtapotu) denilmelidir."
2.8 milyar dolar serveti, 600 medya aracı bulunmaktadır; 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilk öğretim okulu olan Opus Dei Tarikatı son olarak karikatür krizi ile gündeme gelmişti.
Tarikat dünya siyasetinde de varlık gösterir. İngiltere Millî Eğitim Bakanı Polonya hükûmetin de görev yapan 3 bakan, Perulu 2 bakan, ABD Anayasa Mahkemesi''nin 2 yargıcı, Amerikan Kongresi''nin onlarca üyesi, eski FBI Başkanı Louis Freeh ve Fox televizyonunun yorumcusu Robert Novak; Opus Dei Tarikatının müridi olduğunu gizlemiyor.
ABD''de kürtaj, eşcinsel evlilikleri ve kök hücre çalışmaları konusunda yönetimin muhafazakâr tutum göstermesinin ardında Opus Dei''nin yattığı vurgulanıyor.
Bu tarikatın bir marifeti de "Yeşil Kuşak Projesi"ne hizmet etmeleridir.
Gülen ise 12 Mart, 12 Eylül askerî darbelerinin baş destekçisi olmuştur.
Komünizme Karşı Mücadele Derneklerinin Erzurum ile İzmir şubelerini ilk kuran zattır.
Opus Dei''de tüm üyelerin ortak amacı bu dünyada bir Civitatea Dei (Tanrı Sitesi) yani teokratik(dini) bir devlet kurmaktır.
Opus Dei inananları, bir gün tüm dünyanın Hristiyan olacağına inanırlar.
Gülen de "Vatikan''da ölmek istiyorum" mealinde bir mektubu Papa''ya göndermişti hatırlayınız.
Papaz Josemaria Escriva''nın Opus Dei (Opus Dey) örgütünün temelini oluşturan "rehber" kitabı "Yol" adını taşıyor. 1934 yılında yazılmış, 43 dile çevrilerek tüm dünyada 4,5 milyon satmıştır. Bu kitabın İngilizcesi, THE WAY. Rastlantıya bakın ki, Fethullah Gülen''in İngilizceye çevrilen ilk kitabı da, dört ciltlik "Criteria, or lights of the Way" (İzmir, 1990)...
Kimilerine göre Escriva, dengesiz, sinirli, paranoyak özellikleri olan biriydi. (Nurettin Veren''in açıklamaları da Gülen''in aynı karakterde olduğunu gösteriyor.) Çok yakınında bulunan, örgütten ayrılan bazı eski üyeler bu tür ithamlarda bulunmuştur.
FETÖ, yapılanmasını bir tarikat yapısı olarak kurmuştur. Dünyada bu tip örgütlenmeyi ilk yapan FETÖ değildir. Tıpkı FETÖ gibi tarikat yapısında örgütlenip ticari ve siyasi güç elde eden başka tarikat örgütlenmeleri da vardır. Bunlardan en meşhur iki tanesi Moon tarikatı ve Opus Dei tarikatıdır.
Neden Fetullahçı hareket Katolik Opus Dei tarikatına bu kadar çok benziyor?
Çünkü, ikisini de kendi hesabına çalışması için CIA kurdurmuştur. Model aynı, taktik aynı, yapılanma kullandıkları kelimeler bile aynı.
Türkiye''de bu hareket artık Feto''yu bizce aşmıştır legalleşme eğilimindedir en büyük destekçileri de siyasi partiler ve bazı STK''lardır.
Toplumsal olguda gerçek şudur bu görüşle nesiller yenilenince eskiyi siler bu olası planlama evrensel devlet ve evrensel mistisizimi oturtacak mücadeledir.
ORTA DOĞU''DA ROL MODEL ÜLKE YAPMA GAYRETİ
Partilere gelene kadar doktrinleşen bu hareket siyaset bilimin de dahi örtülü yerini almıştır.
"Yeni Dünya Düzeni" bu hareketin bilimsel normlara oturmuş halidir.
Sorun illegal örgütlerler toplum algısını oluşturmakta bu az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tahribatalara maruz bırakıyor doktrinleşinceye kadar geçen sürede sanki toplumsal deney gibi toplum üzerinde denenen bu CIAsaldin sistemi daha sonra uluslararası doktrinde "Yeni Dünya Düzeni" Türkiye''yi aktör ülke konumuna getirerek Orta Doğu''da rol model ülke yapma gayretinde.
CIA''nın tabii ki Türkiye dünyanın numberone ülkesi olması çabası değil ilk amacı hızlı bir şekilde asimilasyon ve bölgeyi kendi lehine kontrol altına almak bu ulus devlet kavramıyla gerçekleşemeyeceği için bu yola başvurarak "evrensellik" kavramı ile yani global bir din anlayışı ve global yeni ekonomi ve global tek devlet anlayışının oluşan eyalet türü devletçiklerle ilk öncelikle oturtulması daha sonra tek kültür ve tek anlayış.
Tek Devlet Tek Bayrak
Tek Din Tek Kültür
Evrenselleşerek tek hale gelmesi için bu alt sistem faaliyetler CIA tarafından yıllarca örgütleniyor. Bu sevdaları asla bitmez.
Giderek daha bilimsel hale getirilme gayretinde.
Eğer ki bir toplumda genel kabul görmüş sistemleşmiş toplumsal karaktere dönüşmüş refleksler zamanla normlaşır ve bilimselleşir doktrinleşir.
"Yeni Dünya Düzeni" Doktrinsel bir kelimedir ancak "Doktrinsel Toplum" olgusu henüz istenilen düzeyde değildir bu mücadele geliştirilerek devam etmektedir.
FETÖ''NÜN BEL KEMİĞİ: "İMAMLAR SİLSİLESİ"
FETÖ''nün her ülkede bir imamı var. FETÖ''nün belkemiği imamlar silsilesi. Opus Dei''de de aynı benzer yapı var. Orada da Opus Dei''nin bütün ülkelere dağıttığı din adamları var. Opus Dei''de esas karar mercii bu din adamları.
Takiye anlayışı;
Opus Dei tarikatında "takiye" anlayışı üyeliğin temelini oluşturuyor. Üyeler bulundukları mevkilerde ya da görevlerde Opus Dei''ye üye olduklarını gizlemek için normalde tarikata ters olan şeyleri dahi yapmakta özgürdür. Aynı yöntemle devletin kılcal damarlarına sızan FETÖ''cüler farklı kimliklere bürünerek gizlenmeyi başardı.
Maske kavramlar:
Opus Dei''nin örgütlenme çalışmalarında özellikle "hoşgörü" ve "diyalog" kavramları öne çıkıyor.
Hızlı Yükseliş;
Fetullah Gülen, tıpkı sıradan bir papazken "aziz" ilan edilen Opus Dei kurucusu gibi hızla yükseldi. FETÖ de Opus Dei gibi ekonomik ve siyasi bir güç haline getirildi. Ancak Opus Dei''nin Katolik dünyada kurduğu hakimiyeti Müslüman dünyada kurmakla görevlendirilen FETÖ deşifre oldu.
Josemaria Escriva''yı da "aziz" yapan Papa II. Jean Paul aynı zamanda cemaat lideri Fettullah Gülen ile İstanbul Vatikan temsilcisi Monsenyör George Marovitch aracılığı ile görüşmüştür Komünizmle Mücadele Derneği yapısı Opus Dei hareketini benimsemiş ve bu hareket Fetullah Gülen ve imamları ile birlikte Türkiye ve İslam alemi liderliğine doğru evrilmiştir.
Opus Dei Tarikatı ve Gülen Cemaati''nin üye tipi de aynıdır. Her iki örgütte de üç tip üye vardır.
Opus Dei''de birinci grup olarak adlandırılan "Numerarid" denilen üyeler hiç evlenmiyorlar. Opus Dei evlerinde yaşıyorlar. İhtiyaçları dışındaki tüm kazançlarını tarikata veriyorlar.
Gülen Cemaati''nde "İmam" ve "İmame" olarak adlandırlan abi ve abla denilen üyeler de hiç evlenmiyorlar. Tarikat evlerinde yaşayıp, tarikatın hizmetindedirler. Tüm otorite onlardır. Yedi kişilik İstişare Grubu, kıta, ülke, bölge sorumluları bunları içinden seçiliyor.
Opus Dei de ikinci üyeler; "Sopranumerari" olarak adlandırılıyorlar. Tam üyedirler. Fakat evleniyorlar. Tarikat evleri dışında yaşıyorlar. Aylık ödüyorlar.
Gülen Cemaati''nde ise bu tip grup, Şagırd-ŞAKİRT veya Şagırde diye adlandırlan cemaat içinde yetişip evlenenlerden oluşuyor. Cemaate tam üyedirler. Fakat maaşlarından belli yüzdeyi aylık olarak cemaate ödüyorlar.
Opus Dei de üçüncü tip üyelere; "cooperatori" deniliyor. Tarikatın gönüllü yardım ve eğitim kuruluşlarında yer alıyorlar.
Gülen Cemaati''nde de bunlara ek olarak "himmet" adı altında yardımda bulunan ağırlıktaki üyeler ve destekçilerden oluşuyor.
Moon Tarikatında ise tamı tamamına Opus Dei gibi üyelikler vardır.
Bu üçlü tarikatların propaganda ve örgütlenme çalışmalarını yürütürken kullandıkları kilit kavramlar da aynıdır. "Diyalog", "Hoşgörü", "Dini Araştırmalar" ve "Sevgi".
Üçünün birlikte yürüttükleri bir faaliyet daha var. "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" adı altında ABD, sonrasında 1991 ile 1994 yılında İstanbul, sonrasında Riha''da birlikte toplantı düzenlediler.
Üçünün ortak özelliği misyoner faaliyetleridir. Her üç tarikatın ABD''deki NED, CSIS ve CIA gibi istihbarat örgütlerince desteklendiği belirtiliyor.
PAPA''NIN KUTSAL MAFYASI
"Opus Dei''nin muazzam bir gücü var. Koyu Katolik olan Hristiyanların bünyesinde yer aldığı bir yapılanma Opus Dei. Papa 2. John Paul, icracılığının etkisini Opus Dei''ye borçlu olduğunu açıkça ifade etmekten çekinmemiş bir Katolik liderdi.
Terör, kısaca siyasi amaçlı şiddettir;
Türkiye''de faaliyet gösteren terör örgütleri genellikle dört gruba ayrılarak incelenmektedir.
Bunlar Marksist-Leninist ideoloji çerçevesinde hareket eden terör örgütleri, bölücü-bölgeci terör örgütleri ve yurt dışı kaynaklı terör örgütleridir.
Bu örgütlere sırasıyla; Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/ Cephesi (DHKP/C), Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Hizbullah ve Ermeni Gizli Ordusu (ASALA) örnek verilebilir.
"Yeni Dünya Düzeni"nin ampirik çalışmalarıdır dünyada Opus Dei liderliğindeki tarikatlaşmaları.
İktidarların liderleri bir şekilde bu Opus Dei hareketinin üst yöneticileri ile görüşemese de onların temsilciler meclisindeki veya Kongredeki üyeleri ile kesinlikle dostlukları vardır ve kesinlikle iktidar yolu uluslararası denge de böyle başlıyor.
Peki bu yeterli mi? Asla yeterli değil.
Yani Devlet yok diyenlere diyoruz ki devlet var ancak güçlenmesi gerekiyor.
Ne demek istedik; hangi dış örgüt olursa olsun, onların iç bağlantısı örgütler olursa olsun, devlet var ve devletler arası ilişkiler devletlerin varlığının korunmasını istiyor.
Savaş, aslında Büyük Sermaye ile Devletlerin savaşı, bu savaşta ABD''nin dahi kendisi de var.
Demek ki ABD derin devleti ile sermayenin iç kavgası apaçık. Bunun dünyaya örgütler vasıtası ile yayılma çabasının da, CIA aracılığıyla yapıldığı apaçık.
Bu kavga çok büyük. Bitmez. Bu kavga da bütünlüğü korumak çok zor çünkü millîlik kavramı yerini evrenselliğe dönüştürülme gayretinde bu örgütler ve bunların iç güçleri tarafından. Dikkat edin iktidara yeni gelen partilerin seçim propagandalarına ve iktidardayken ilk hamlelerine ilk başlangıcı ekonomik özerklik sonrası eyalet sistemi.
Başaramasalar da "Yeni Dünya Düzeni"ne katkıları incelendiğinde dediğimiz daha net anlaşılacaktır. Artık bu devlet politikası haline dönüşüyor. "Yeni Dünya Düzeni"nde Devlet kendi refleksini ve bütünlüğünü koruyarak ilerlemek ve kendine yer açmak istiyor mücadele bizce budur.
Amaçlanan ulus devlet kavramının bir an evvel bitirilip kominyen yaşama, eyalet sistemine geçilmesi bu ana amaç ne kadar absorbe edilebilir ve ne kadar Devlet kendini muhafaza edebilir. Bam Teli tam da burada. Hangi model benimsenecek sancıların şiddeti ne kadar olacak bu dönüşüm ne kadar zamanda toplumsal olguya dönüşecek ve anayasal toplum oluşacak
Türkiye için uyarlanan model Rusya Putin modeli aslında, Sean Petersburg modeli orada kanton var bizde yok ama ilerde düşünülen model de eyalet var mı, var.
Büyük ihaleler merkezden yönetilecek, belediye başkanları bypass edilecek.
Otokratik Üniter rejime geçildiğinde yapı Yeni Dünya Düzeni''ne uygun olacak, tercih kavgası burada başlıyor tamamen silemiyorlar oryantasyon yapıyorlar. Sadece üniter yapı ile Yeni Dünya Düzeni''nde demokrasi ile devletleri yönetmek zorlaştırıcı en azından amaç bu değil. Madem ulus devlet istiyorsunuz o zaman ya Otokratik Üniter yapıda merkeze bağlı eyalet veya Kanton Rusya Modeli ya da anayasal özerklikte ayrı ayrı yönetişimsel devletler.
Önleyebilir miyiz. Çok zor. Seni ikisinden birine sistem itiyor. Bu bir doktrin. Kolay değil akımları yenmek. Balkanlarda Milliyetçilik akımlarına yenilmedik mi?
S.S.C.B 1991''de Yeni Dünya Düzeni''nin ilk ayağında ABD Başkanı Reagan''a Mihail Sergeyeviç Gorbaçov ile yenilmedi mi? Perestroyka (Yeniden Yapılanma) arka planında bu Uluslararası örgütlerin SSCB içindeki kuruluşları yok mu sanırsınız. Var tabii.
Yenilmemek için dünya devletleri de direnmiyor mu sanırsınız. Kavga tahmininizi aşar.
Quantum politics bir çözümleme dönemi. Yapay zeka hızını yakalayabilecek yeni bir döneme giriliyor.
Sadece tespitler ile gerçeğin üstünü kapatamazsınız.
Otokratik Üniter Rusya Modeli mi? Amerika''nın klasik sistemi Demokratik Eyalet Sistemi modeli mi?
Dış kavganın Devletler içindeki yansıması bu yönde.
Peki biz ne yapacağız?
Türkiye coğrafyasındaki tüm vatandaşlar, birlikte Türk Milletidir. Bu bilinç yerleşmediği takdirde, CIAsaldin aktifliğini ayrılıkçı guruplarla veya tarikatlarla canlı tuttuğu sürece öğrenimin yerini parayı ver diplomayı al ve kontrolsüz online veya örgün eğitim aldığı sürece emperyalizm güdümünde liderler ve partileri olacaktır. Ekonomi düzelmeden bağımsızlıktan bahsedemez siniz.
Şanghay Beşlisi özellikle Rusya ve Çin, "Yeni Dünya Düzeni"nde asimile olmak istemiyor. Bir ay sonra Ukrayna Rusya''ya saldıracak ne kadar başarılı olacak. Rusya kazanırsa Polonya''yı çevirme durumu söz konusu, aynı zamanda bugün yapılacak toplantı çok önemli. Kafkasya''da İran ile birlikte Rusya, Azerbaycan''a savaş açabilir ve Türkiye, Karabağ için garantör ülke. Olası savaşta hangi pozisyonu alacak.
Rusya direniyor bu düzen karşısında.
Amerika da Türkiye''nin aktör ülke rolünü benimsemiş. Afrika içlerine kadar hatta Gine körfezine kadar Türk askerî gücünün eğitim amaçlı da olsa konuşlanmasını sağladı.
İKİ GRUBUN GÜÇ DENGESİ SAVAŞI
Savaş Transatlantikcilerle, Şanghay Beşlisi''nin güç dengesi savaşı ve onların stratejik hamleleri.
Biz ekonomimizi güçlendirirken devletin gelecek beş yıl içinde kurumsal devlet anlayışı kurumsal adalet ve anayasal iktisat sisteminin sosyal devlet anlayışında güçlenmesini sağlarken kendi her alanda yükseltmelidir.
Kayıtsız para aklayan ülke konumundan bir an önce kurtulmalıdır.
Amerika, Türkiye için önemli. Yok sayamayız. Rusya ile ilişkileri dengelerken Amerika ile bulunduğumuz ülkelerdeki ilişkilerimizi ortak zemine oturtturmalıyız. Amerika''sız o ülkelerde uzun süreli bir sonuç alamayız.
Aslında kitap yazmamız lazım o kadar iç içe Algoritmik Stratejik konular var ki açmak lazım. Burada noktalıyoruz.
Bu arada Çin, herkesle iş birliği politikası güderken Amerika tek devlet anlayışı ile ulus devlet kavramını asimile ederek Çin''i çevreleme gayretinde.
Çin, finalde önemli ve istilacı bir güç. Çin ile küçük devletler tek başına baş edemez. Tehlike ilerde var mı, var.
Türkiye''nin bu bölgede içerde güçlü olması için dört faktör gereklidir:
1- Ekonomik güç. 2-Sosyolojik ortak kültürün yükselişi. 3-Din sosyolojisi ve din felsefesinin yöneticiler tarafından eğitiminin alınması ve toplumun inanç sistemine saygı duyularak laik muhafazakar sistemle devlet yönetilecek. 4-Askerî teknoloji savunma sanayi gücü, etkin askerî güç veya profesyonel askerî personel kümülatif bakarsak caydırıcı güç.
Kısacası devletleri yönetenler ayakta kalmak için sonradan millî olmayacak. Toplum eğitim ve huzursal refahla millî olur. Ulusal ölçekte huzursal refah bu dört maddedir.
Bu dört madde öncelik olursa cahillik ortadan kalkacaktır o zaman tehlikeli örgütler algı ile ve şartlı refleks yöntemi ile topluma dönüşemeyecek, toplum başkalaşmayacak, tekamülde genleri bozulmayacak... Özeti bu.
Burası Türkiye. Ne bayrak, ne vatan, ne iman. Aslında inanç ve de laikliğin muhafazasında kurumsal anayasa yok sayılamaz. Aksi takdirde sana ne dayatılırsa o. O da kanlı mı olur kansız mı dönemine bakmak lazım özeti bu.
Türkiye coğrafyasındaki tüm vatandaşlar, birlikte Türk Milletidir. Bu bilinç yerleşmediği takdirde, CIAsaldin aktifliğini ayrılıkçı guruplarla veya tarikatlarla canlı tuttuğu sürece öğrenimin yerini parayı ver diplomayı al ve kontrolsüz online veya örgün eğitim aldığı sürece emperyalizm güdümünde liderler ve partileri olacaktır. Ekonomi düzelmeden bağımsızlıktan bahsedemez siniz.
*Türkiye''de faaliyet gösteren terör örgütleri genellikle dört gruba ayrılarak incelenmektedir. Bunlar Marksist-Leninist ideoloji çerçevesinde hareket eden terör örgütleri, bölücü-bölgeci terör örgütleri ve yurt dışı kaynaklı terör örgütleridir.
*Opus Dei tarikatında "takiye" anlayışı üyeliğin temelini oluşturuyor. Üyeler bulundukları mevkilerde ya da görevlerde Opus Dei''ye üye olduklarını gizlemek için normalde tarikata ters olan şeyleri dahi yapmakta özgürdür.