Alarm sesi
Bir çoğumuzun hayatı sabah erken saatte çalan alarm sesiyle başlıyor. Kalkıyoruz o yataktan ve dalıyoruz hayatın içerisine.
Dışarı çıkıyoruz sabahın ilk saatlerinde herkesin yüzünde bir mutsuzluk ve telaş hali…
Nereye yetişiyoruz biz? Neye koşuyoruz?
Bir kamyon dolusu insan otobüsün içerisinde kafasında bin bir türlü düşünceyle koyuluyor yola. Hayat denilen şey gerçekten bu mu?
Bilmiyorum bence bu dünya, hayat böyle bir şey olmamalı. Senelerce okul oku, mezun ol, işe gir ve çalış, çalış ve sonsuza kadar çalış…
Tamam kabul ediyorum 23 yaşında ve bu hayata daha yeni adapte olmaya çalışan biri olarak belki biraz fazla abartıyor ve hayattan çok fazla şey bekliyor olabilirim.
Tamam bende demiyorum çalışmayalım diye. Tabi ki çalışalım!
Para kazanalım ve güzel bir hayatımız olsun. Ama işte tam da bu noktada tekrardan tıkanıp kalıyorum. Evet çalışıyoruz, para kazanıyoruz ve o para neye yetiyor?
Ben kendi adıma ve siz sevgili okurlarım adına cevap vermek istiyorum. Hiçbir şeye yetmiyor…
Hafta sonu gittiğim bir mekanda karşı karşıya geldiğim fiyatlarla ilgili biraz isyan edesim var açıkçası.
4 dilim bir pizza evet sadece 4 dilim bir pizza ne kadar olabilir?
Cevap verdiğinizi varsayarak devam ediyorum kelimelerimi yazmaya. Tamı tamına 450 TL !
Yuh artık…
Şimdi bu durumda kim nasıl mutlu olsun ki? Sabah kalkıp evinden çıkan insanlar işe giderken nasıl mutlu olsun?
Ne zaman düzelir bu hayat? İnanın ben bilmiyorum…
Ve içimden geçen ise bence bu durum sanırım hep böyle gidecek ve bir çözüm bulunmadıkça evet ben ve benim gibi olan bir kamyon dolusu insan sabah erkenden o alarm sesiyle uyanıp işine gitmek zorunda kalacak.
Ne diyoruz biz Z kuşağı ‘Biraz da hayatın gerçekleri’.